| Nihayet senin yanında savaşma fırsatını yakaladığım için çok mutluyum, okçu. | Open Subtitles | أنا أستمتع بهذه الفرصة للقتال أخيرا بجانبك ِ , أيتها النبالة |
| Ölümle senin yanında yüzleşmeye yemin ettim. Bayılana kadar çalışmaya değil. | Open Subtitles | .لقد قسمت على مواجهة الموت بجانبك .وليس العمل حتى أسقط ميتاً |
| Senin doğum gününü kutlayan ilk kişi olmak ve sabah senin yanında uyanmak istemiştim. | Open Subtitles | أردت أن أكون أول من000 يتمنى لك عيد ميلاد سعيد ويستيقظ بجانبك |
| senin yanında yürümek benim seçimim. Bu hayatta ve öteki hayatta. | Open Subtitles | لقد أخترت أن أسير بجوارك في هذه الحياة والحياة التي تتبعها |
| Her ne kadar senin yanında gulyabani gibi gözüksem de. | Open Subtitles | على الرغم من أنني تبدو وكأنها عفريت ملعون إلى جانبك. |
| İnan bana, eğer o inip utancının kaynağı olarak senin yanında dursa yaşam boyunca suçlu bir kalp taşımaktan çok daha iyi olurdu. | Open Subtitles | صدقيني ، لو أمكنه التنحي و الوقوف بجانبك ، على منصة العار سيكون أفضل من |
| Peki ya ben de senin yanında olacağım desem? | Open Subtitles | حتى إذا وعدتك إني سأكون بجانبك 24 ساعة في اليوم؟ |
| Senin nasıl gördüğüne bağlı, Patch... ve senin yanında olacağım. | Open Subtitles | تخيل كيف يكون هذا ياباتش.. ِ وسوف تجدنى بجانبك |
| Peacekeeper... eğer hala bir Peacekeeper olsaydım, Bu gezegende senin yanında otururmuydum? | Open Subtitles | حافظه سلام.. لو انى لازلت حافظه سلام هل سأكون فى هذا الكوكب جالسه بجانبك |
| Bak, üniversitede benden neden ayrıldığını biliyorum... ve adil olmadığından değil... ama senin yanında olmalıydım. | Open Subtitles | انا اعرف السبب الذي جعلك تنهي علاقتنا بالكلية ولم يكن ذاك هو سبب الخطأ لكن كان يتوجب علي ان اكون بجانبك |
| senin yanında yürüyeceğim Seçtiğin yolda | Open Subtitles | أنا سَأَمْشي بجانبك في طريقِكَ المُختَاَرِ |
| Evde yalnız olmaktansa senin yanında daha güvende olacağımı biliyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتجادل معك، أعرف إنني سأكون بأمان أكثر بجانبك بدلاً من أن أكون وحيدة بالمنزل |
| senin yanında yürümek benim seçimim. Bu hayatta ve öteki hayatta. | Open Subtitles | لقد أخترت أن أسير بجوارك في هذه الحياة والحياة التي تتبعها |
| Tanrım, senin yanında takıntılı davranabildiğim için çok mutluyum. | Open Subtitles | يا الهى ان احب انه يمكننى ان اكون عصبيه بجوارك |
| Seninle konuşamazdım o yüzden senin yanında oldum. | Open Subtitles | لم أتمكن من مخالفتك فى ذلك ، فمضيت إلى جانبك |
| Sadece senin yanında oluyorum. İzlediğin yola bakıyorum. Bu benim için yeterince iyi. | Open Subtitles | مجرد وجودى بالقرب منك, اراك على هذه الحالة التى انت عليها الآن,هذا كاف جدا لى |
| senin yanında öyle bir hal aldı ki işler | Open Subtitles | هو يَصِلُ إلى النقطةِ الآن عندما أَنا مَعك |
| senin yanında olmak... benim arzum. | Open Subtitles | .... انها لامنيه لى ان اجعلك تجلسين بجانبى ... |
| Uzun zamandır senin yanında tıkılı kaldım. | Open Subtitles | لقد علقت إلى جانبكِ لسنوات عديدة |
| Ve ailen, ve baban her zaman senin yanında olacak. | Open Subtitles | وابقى على علم ان عائلتك وابيك سنبقى دائما هناك لأجلك. |
| Çünkü senin yanında olmak istiyorum. | Open Subtitles | ماذا؟ أتعلم ماذا؟ أريد أن أكون هنا لأجلك |
| Ama Amy orada senin yanında ve mümkün olduğunca çabuk orada olacağım. | Open Subtitles | لكن أيمي هنا معك و اعدك أنني سأعود للمنزل بأسرع ما يمكن |
| Hemen senin yanında oturan Kontes Natascha'nın oldukça üzücü bir hayatı oldu. | Open Subtitles | الكونتيسة ناتاشا الجالسه بجنبك كان الشي? المحزن في الحياة |
| Kanımca o benim yanımda senin yanında olduğundan daha güvende. | Open Subtitles | لكني أظن أنه بأمان أكثر معي مما هو معك. |
| Her zaman senin yanında olacağız. Bu kolay olmayacak. | Open Subtitles | سنكون هناك معك طوال الوقت لن يكون الامر سهلا |
| Ve şunu bilmeni isterim ki, yan odada olsam da olmasam da her zaman senin yanında olacağım küçük hanım. | Open Subtitles | وأريدك أن تعلمي أنه وإن كنت في الغرفة المجاورة أو لم أكن فأنا دائماً هناك من أجلك, أيتها الصغيرة المدللة. |
| Önemli olan senin yanında olmam böylece karşılıklı bu hoşnutsuz üçüncü şahsı kötüleyebiliriz. | Open Subtitles | الأمر المهم أني هنا من أجلك حتى نذم سوياً هذا الطرف الثالث البغيض. |