| İzlerini bulabilirsek onu yakalama ve masum insanları kurtarma şansı yakalamış oluruz. | Open Subtitles | إذا تعقبناهم ، فستسنح أمامنا فرصة لإلقاء القبض عليها وإنقاذ الأشخاص الأبرياء |
| Satışla yakalama, Teğmen. | Open Subtitles | اتّبعوا عملية شراء المخدرات لإلقاء القبض على التجار أيها الملازم |
| Bana yepyeni bir şey ver. Lanet bir kurşun yakalama numarasını bile denemez. | Open Subtitles | بالله عليك نريد شيئا جديدا انه لم ينفذ خدعة التقاط الرصاصة ولو لمرة |
| - Eğer onu tutuklatırsak, ikinci adamı yakalama şansımız tükenir. | Open Subtitles | إذا إعتقلناه لن يكون لدينا فرصة في الإمساك بالرجل الثاني |
| Bu Goa'uld'u yakalama konusunda aklında ne var, tam olarak? | Open Subtitles | ماهى خطتك بالضبط للقبض على هذا الجواؤلد ؟ |
| Suçluları yakalama ve delillere el koyma konusunda da... | Open Subtitles | والآن بشأن مسألة اعتقال المُهاجمين ومُصادرة الأدلّة؟ |
| Purity'nin aslanları kovalayıp avcıları yakalama konusundaki öz güveni, atletik yeteneğinden ya da sadece inancından kaynaklanmıyordu. | TED | إن ثقة بيوريتي على مطاردة الأسود والقبض على الصيادين لم تنبع نتيجةً لقدراتها الرياضية ولا حتى من إيمانها بنفسها |
| Şu ana kadar gördüğünüz deneyler, bütün bu gösteriler, hareket yakalama sistemlerinin yardımıyla yapılmıştır. | TED | جميع تلك التجارب التي رأيتموها حتى الاّن ، جميع تلك العروض ، تم عملها بمساعدة أنظمة إلتقاط الصور السريعة. |
| Kimse bana bir terörist yakalama kılavuzu göndermedi. | Open Subtitles | الشخص منا لا يقرأ في كتيبات شرح بالطرق التى يستطيع بها القبض على إرهابي |
| - Bir kötü adamı yakalama fırsatı insanın eline her zaman geçmez. | Open Subtitles | كم مرّة يتسنّى للمرء المساعدة في القبض على رجل سيء؟ |
| Polisin Barton u kendi çabasıyla yakalama ihtimali de var. | Open Subtitles | ان تتمكن الشرطه من القبض على بارتون بمفردها |
| Siz de takdir edersiniz ki, bu hem araştırma ve inşaat alanında hem de gerçekliği yakalama endüstrisinde köklü bir değişimdir. | TED | لذلك، حسبما يمكن أن تتخيل، كان هذا تحولا منهجيا في المسح والإنشاء كذلك في صناعة التقاط الواقع. |
| Yaklaşık 900 metre karelik bir sahne, herhangi bir konumdaki eylemi yakalama olanağı sunuyor. | TED | هي عبارة عن مسرح مساحته 10,000 قدم مربع، يتيح لنا التقاط الحركة من أي موقع. |
| Eğer onu yakalatırsak da, ikinci adamı yakalama şansımız kalmaz. | Open Subtitles | إذا إعتقلناه لن يكون لدينا فرصة في الإمساك بالرجل الثاني |
| Bu buketi yakalama muhabbeti de ne? | Open Subtitles | اذاً, ما السر في موضوع الإمساك ببوق الورد ؟ |
| Adam yüzüne boşaldıktan sonra yumruğu patlatsaydı onu yakalama ihtimalimiz çok yüksek olurdu. | Open Subtitles | لو ان الرجل قذف وبعدها ضربك سيكون عندها لدينا فرصة للقبض عليه |
| Sesleri ne kadar çok duyarsa, bu cinayeti işleyen katilleri yakalama şansımızın o kadar artacağını umuyoruz. | Open Subtitles | نرجو أنّه كلّما سمع أصواتاً أكثر، ستزيد فرصتنا للقبض على المسئول عن القتل. |
| Bunun ilk yakalama işim olmadığını biliyoruz elbet, belki de en iyisi bile değilimdir | Open Subtitles | أعلم أننا لم نقم الى الآن بعملية اعتقال ناجحة ويمكن أنني لا اصلح لان اكون شرطيا |
| Evet, Avatar'ı yakalama konusunda deneyimli biri varsa, o da sensin. | Open Subtitles | أجل, إذا كان هناك أحد لديه خبرة في مطاردة الأفاتار فإنه أنت |
| Ben de geleceğim ama uyarmalıyım... yakalama işinde çok iyi değilim. | Open Subtitles | سآتي أيضاً، ولكن أريد أن أقول لكم أنا لست جيدة في إلتقاط الطريدة |
| Gözlerini açık tutarsan, topu yakalama şansın on kat artar. | Open Subtitles | ابق عينيك مفتوحتين و ستزداد فرصتك للإمساك بها عشر درجات |
| Belgeleri hazırlayın ve hemen yakalama kararı çıkarın. | Open Subtitles | ؟ جهّز الوثائق ومذكرة توقيف على الفور. |
| Bizimle irtibata geçtiğinizde, Jinchuriki'yi yakalama işlemi daha yeni bitmişti. | Open Subtitles | أنهينا للتو إمساك الجنتشوريك أثناء إتصالك بنا |
| Ben Gölgeler Kitap üst katta gidip kontrol edeceğim ve yakalama ve Gremlinler kontrolü hakkında ne diyor bakın. | Open Subtitles | سأذهب لأعلى وأتفقد كتاب الظلال لأرى ماذا يقول عن أسر و التحكم فى شياطين الجريملن |
| yakalama emriyle tekrar sizi ziyaret edeceğim... bay avukat. | Open Subtitles | سأقوم بزيارتكم مرة أخرى مع مذكرة إعتقال فى المرة القادمة, سيد محام |
| Sorgulamak ve teslim etmek üzere terör şüphelilerini yakalama. | Open Subtitles | الامساك بارهابيين مشتبه بهم للاستجواب والتسليم. |
| Kadın... "o" aslında Amerikan vatandaşı ve onu yakalama konusunda bize yardım ettiler. Onu kendimize almak istemememizin nedeni bu. | Open Subtitles | لقد وُلدت في أمريكا، وأمريكا ساعدونا بالقبض عليها، لهذا السبب نودّ أن نستعيدها بمُفردنا. |
| Onu en iyi yakalama şansımız içeride kalmasını sağlamak, | Open Subtitles | افضل فرصة للامساك بالكراكان هي في حبسهم داخلا |