| Bildiğim kadarıyla o tarihte seçmen kaydı yapmak yasadışı değilmiş. | Open Subtitles | آخر مرة راجعت لم يكن هناك تسجيل غير قانوني للتصويت |
| Şunu unutmayalım. Will Beckford yasadışı olarak bir arabaya girdi. | Open Subtitles | دعنا لا نَنْسي ويلز َبيكفورد إقتحمَ سيارة بشكل غير قانوني |
| Bir kaç kere yasadışı türleri ülkeye sokarken yakalandığı oldu. | Open Subtitles | تم القبض عليه لتهريب أنواع غير قانونية للبلاد عدة مرات. |
| yasadışı olabilir, ama tanık yoksa suç da yoktur, değil mi? Zararsız. | Open Subtitles | قد تكون غير شرعية لكن أين الجريمة إذا لم يكن هناك ضحايا |
| Sher Khan yasadışı işlerinde de bir yönetmelik takip eder. | Open Subtitles | شير خان يتبع التعليمات البرمجية في عمله غير شرعي كذلك. |
| yasadışı haplarla deneyler yapıyor ve kullanmaya da devam ediyor. | Open Subtitles | لقد قام بتجربة و إجازة أستخدام عقاقير الهلوسة الغير قانونية |
| Burada cinsel bağlantı ya da yasadışı birşey olmuyor zaten, değil mi? | Open Subtitles | لا يوجد اتصال جنسي أو أي شئ غير قانوني يحدث هنا بالطبع؟ |
| Yetkililer bu lokantanın yasadışı bir faaliyet yatağı olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | تقول السلطات أن هذا المطعم كان يقوم بنشاطً غير قانوني |
| Bundan sana bahsedecektim, ama sonra yasadışı olduğundan, en iyisinin inkâr edebilesin diye seni bunun dışında bırakmak olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لقد كنتُ سأخبركِ بذلك لكنني عرفتُ بأنّ هذا غير قانوني من الأفضل عدم إشاركك بالأمر حتى يكون لديكِ حجة الإنكار |
| Artık çalışanımız olmayan bir bayanın araması üzerine polis evimize yasadışı olarak girmiş. | Open Subtitles | الشرطة دخلت المنزل بشكل غير قانوني واتصلت بهم تلك السيدة التي تم تسريحها |
| yasadışı bir şey yapmayı seçtim ve bazen verdiğimiz kararlarla yaşamak zorundayız. | Open Subtitles | واخترتُ القيام بعمل غير قانوني ويجب أحيانًا أن نعيش مع عواقب اختياراتنا |
| yasadışı bir şey yaptığını biliyorum çünkü o öyle biri. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّه عَمِلَ شيئا غير قانوني ،لأن ذلك هو طبعه |
| ve senin de geçmişinde insanlara yasadışı iyilikler yapmak var. | Open Subtitles | و أنت لديك تاريخ من القيام بخدمات غير قانونية للناس |
| yasadışı nükleer teknoloji çalma planının çıkmaza girmesinden nefret etmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تمقت أن تواجه خطتك لسرقة تقنية نووية غير قانونية عقبة؟ |
| Bu şehirsel boşluklar çabucak yasadışı parketme ya da çöp alanı haline geldi. | TED | هذه الفجوات المدنية صارت بسرعة مواقف غير قانونية أو ساحات قمامة. |
| Kızım bana yasadışı bir görevde bazı adamlarının öldürüldüğünü söyledi. | Open Subtitles | قالت إن بعض رجالك لقوا حتفهم في مهمة غير شرعية. |
| Tamam da bu tamamen yasadışı diyorum. Onlara ne yapacaklar? | Open Subtitles | .حسنٌ، ثانية، هذا تمامًا غير شرعي ما الذي ستفعلونه، تدميره؟ |
| yasadışı birkaç şey hariç, her şeyi yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت كل شي موجود ما عدا القليل من الاشياء الغير قانونية |
| Adrian Conrad, Albay Maybourne'dan yasadışı olarak bir ortakyaşam elde etti. | Open Subtitles | ادريان كونراد حصل بطريقة غير مشروعة على متكافل من كولونيل مايبورن |
| Ayrıca büyük bir yasadışı uyuşturucu kaynağını ele geçirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | و الآن أحاول أيضًا الإطاحة بمصدر رئيسي للمخدرات الغير شرعية |
| Kuzeyde yasadışı altın madenciliği, aynı zamanda doğudan, Brezilya'dan. | TED | لدينا من الشمال التنقيب الغير قانوني عن الذهب ومن الغرب، من البرازيل، |
| Tatlım, yakalanmadığın sürece hiçbir şey yasadışı değildir. | Open Subtitles | يا حبيبتى ، لا يوجد شئ غير قانونى إذا لم يكتشفوا ذلك |
| Neden bir Çin Lokantası'ndaki yasadışı bir kumar baskınında parmak izlerin vardı? | Open Subtitles | لماذا وجدت بصماتكِ بعد مداهمة لعبة بوكر غير قانونيّة في مطعمٍ صيني؟ |
| yasadışı balık avcılığı bahsettiğim sürdürülebilir su ürünleri işletmeciliğine zarar veriyor. | TED | يقوض الصيد غير القانوني ذلك التسيير المستدام للمزارع السمكية التي أتحدث عنه. |
| yasadışı bir ceset olduğu için bu bir sır olarak kalacaktı. | Open Subtitles | كان علينا أن نبقي الأمر سرياً لأن والداي كانا قد أبقيا جثة شخصاً غير مشروع |
| yasadışı bir şey yapmanı istemeyeceğim. | Open Subtitles | هذه لك، الآن.. لا أطلب منك فعل ،أيّ شيء غير قانونيّ |
| Daha derine inip daha detaylıca çalışmaya başladığımızda, bunun yasadışı bir eylem olduğunu bulduk. | TED | الآن، عندما بدأنا العمل بصورة أعمق والحفر أعمق، وجدنا أن ذلك ليس عملاً قانونياً. |
| Ama insansız hava araçları yasadışı ağaç kesme faaliyetlerini takip etmek için de kullanılabilir. | TED | ولكن يمكن أيضا استخدام طائرات لتعقب أنشطة قطع الأشجار غير القانونية. |