| Oraya çıksan ve Mayın'ı yensen bile her zaman bir şeyler olacaktır. | Open Subtitles | حتى لو كنت تجري هناك وتهزم ماينفيلد هناك دائما سيكون شيئاً ما، |
| Bir işi yapmanın her zaman bir doğru yolu yoktur. | Open Subtitles | أعني، ليس هناك دائما طريقهة واحد صحيحة لفعل هذه الأشياء |
| Sende her zaman bir türlü açıklık getiremediğim bir şey vardı. | Open Subtitles | أتعلمين، هناك دائماً شئ مـا بشأنكِ، لـم أتمكن من التعرف عليه. |
| İki insanın birbirini sevmesi her zaman bir arada olmalarını gerektirmez. | Open Subtitles | مجرّد كون شخصين يحبّان بعضهما لا يقتضي دائماً أن يكونا معاً |
| Artık... Ne zaman bir şeye yapmaya çabalasam, bana saldırıyor, ve artık uğraşmayacağım. | Open Subtitles | كل مرة أقوم ببذل جهد يغضب مني و لن أقوم بهذا بعد الآن |
| İstediğin kadar kapıyı kilitleyebilirsin ihtiyacın olduğunda her zaman bir kapı daha olacak. | Open Subtitles | تغلق العديد من الأبواب كما تشاء هنالك دائما باب لفيلورى عندما تحتاج واحد |
| Çuvalda bayram yapmak istersen her zaman bir risk olur. | Open Subtitles | سيدتي، اسمعاني هناك دائما خطورة في تناول ما تنتجه الخصية |
| Tuzak kur. Kazanmanın her zaman bir yolu vardır. | Open Subtitles | حاول بأي طريقة، غشّه هناك دائما طريقة للفوز |
| Nellis'de her zaman bir şeyler olur ve çoğu zaman bu olanlar gariptir. | Open Subtitles | , هناك دائما أشياء تدور فى نيليس ومعظمها أشياء غريبه |
| Yalvarmaya hazır olanlar için her zaman bir merhamet şansı vardır. | Open Subtitles | لطالما ظننت أن هناك دائماً فرصة للرحمة لمن ينوي أن يتوسلها |
| Tabii ki, doğada bu kuralların her zaman bir istisnası vardır. | TED | في الطبيعة، بالطبع هناك دائماً إستثناءات من القاعدة. |
| Ve tecrübeme göre, bu şekilde yardım edilen insanlar her zaman bir şeyleri geri ödemek isterler. | TED | و من تجربتي، الناس التي تمت مساعدتهم بتغيير جذري أرادوا دائماً أن يردوا المعروف |
| Ne zaman bir şey yapması gerekse, bunu Paula'nın söylemesini isterdi. | Open Subtitles | في كل مرة كانت مارلين ستفعل شيئا، تصعد لـ بولا لتخبرها |
| Her zaman bir şeyler çıkar zaten. | Open Subtitles | هنالك دائما شئ يعيقني، ولا اعتقد انك تفهمني الان |
| Benim şehrim her zaman bir yakut gibi parıldar. | Open Subtitles | من مولين روج الى بولونيا و نوتردام يوجد دائما قلب ينبض |
| Her zaman bir erkeği öpmeyi bile düşündüğünde bluzunun altında bunun olduğunu kafanda canlandırmanı istiyorum. | Open Subtitles | كُلَّ مَرَّةٍ تفكرين بتقبيل شاب، اُريدُك أَنْ تُصوّرى لِبس هذا تحت فستانكَ. |
| Ve ne zaman bir dedikodu çıksa... | Open Subtitles | منتدى معهد أسبن للفيزياء . وفي كل مرة يكون هناك شائعة |
| 'Hewes ve Shayes'de her zaman bir yerin olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك دوما مقعدا لك في شركة هيوز شايس |
| Hİç bir zaman bir şey soracağın da "sorabilir miyim demezdin. | Open Subtitles | هناك دوماً سابقة لم تسألي أبداً لو كان بإمكانكِ طرح سؤال |
| Her zaman bir sebebi vardır. | Open Subtitles | هناك سبب ما دائماً |
| Terk edilmiş ve atılmış eşyalarla dolu bir dünyada Violet her zaman bir şeyler bulabileceğini biliyordu. | Open Subtitles | فى عالم المواد المتروكة والمنبوذة .علمت فويلت أن دائماً كان هناك شئ ما |
| zaman bir şeyi değiştirmeyecek. Herkes kendi rolünü oynar. | Open Subtitles | الوقت لن يساعد، كل شخص يقوم بدوره |
| zaman bir yanılsamadır. | Open Subtitles | الوقت ما هو إلا مجرد وهم |
| Her zaman bir erkek kardeşim olsun istedim. | Open Subtitles | ربما سأركب لقد أردت دوماً أن يكون لديَّ أخ |