"zaman bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • هناك دائما
        
    • هناك دائماً
        
    • دائماً أن
        
    • كل مرة
        
    • هنالك دائما
        
    • يوجد دائما
        
    • مَرَّةٍ
        
    • مرة يكون هناك
        
    • هناك دوما
        
    • هناك دوماً
        
    • ما دائماً
        
    • أن دائماً
        
    • الوقت لن
        
    • الوقت ما هو إلا
        
    • دوماً أن
        
    Oraya çıksan ve Mayın'ı yensen bile her zaman bir şeyler olacaktır. Open Subtitles حتى لو كنت تجري هناك وتهزم ماينفيلد هناك دائما سيكون شيئاً ما،
    Bir işi yapmanın her zaman bir doğru yolu yoktur. Open Subtitles أعني، ليس هناك دائما طريقهة واحد صحيحة لفعل هذه الأشياء
    Sende her zaman bir türlü açıklık getiremediğim bir şey vardı. Open Subtitles أتعلمين، هناك دائماً شئ مـا بشأنكِ، لـم أتمكن من التعرف عليه.
    İki insanın birbirini sevmesi her zaman bir arada olmalarını gerektirmez. Open Subtitles مجرّد كون شخصين يحبّان بعضهما لا يقتضي دائماً أن يكونا معاً
    Artık... Ne zaman bir şeye yapmaya çabalasam, bana saldırıyor, ve artık uğraşmayacağım. Open Subtitles كل مرة أقوم ببذل جهد يغضب مني و لن أقوم بهذا بعد الآن
    İstediğin kadar kapıyı kilitleyebilirsin ihtiyacın olduğunda her zaman bir kapı daha olacak. Open Subtitles تغلق العديد من الأبواب كما تشاء هنالك دائما باب لفيلورى عندما تحتاج واحد
    Çuvalda bayram yapmak istersen her zaman bir risk olur. Open Subtitles ‫سيدتي، اسمعاني ‫هناك دائما خطورة ‫في تناول ما تنتجه الخصية
    Tuzak kur. Kazanmanın her zaman bir yolu vardır. Open Subtitles حاول بأي طريقة، غشّه هناك دائما طريقة للفوز
    Nellis'de her zaman bir şeyler olur ve çoğu zaman bu olanlar gariptir. Open Subtitles , هناك دائما أشياء تدور فى نيليس ومعظمها أشياء غريبه
    Yalvarmaya hazır olanlar için her zaman bir merhamet şansı vardır. Open Subtitles لطالما ظننت أن هناك دائماً فرصة للرحمة لمن ينوي أن يتوسلها
    Tabii ki, doğada bu kuralların her zaman bir istisnası vardır. TED في الطبيعة، بالطبع هناك دائماً إستثناءات من القاعدة.
    Ve tecrübeme göre, bu şekilde yardım edilen insanlar her zaman bir şeyleri geri ödemek isterler. TED و من تجربتي، الناس التي تمت مساعدتهم بتغيير جذري أرادوا دائماً أن يردوا المعروف
    Ne zaman bir şey yapması gerekse, bunu Paula'nın söylemesini isterdi. Open Subtitles في كل مرة كانت مارلين ستفعل شيئا، تصعد لـ بولا لتخبرها
    Her zaman bir şeyler çıkar zaten. Open Subtitles هنالك دائما شئ يعيقني، ولا اعتقد انك تفهمني الان
    Benim şehrim her zaman bir yakut gibi parıldar. Open Subtitles من مولين روج الى بولونيا و نوتردام يوجد دائما قلب ينبض
    Her zaman bir erkeği öpmeyi bile düşündüğünde bluzunun altında bunun olduğunu kafanda canlandırmanı istiyorum. Open Subtitles كُلَّ مَرَّةٍ تفكرين بتقبيل شاب، اُريدُك أَنْ تُصوّرى لِبس هذا تحت فستانكَ.
    Ve ne zaman bir dedikodu çıksa... Open Subtitles منتدى معهد أسبن للفيزياء . وفي كل مرة يكون هناك شائعة
    'Hewes ve Shayes'de her zaman bir yerin olacak. Open Subtitles سيكون هناك دوما مقعدا لك في شركة هيوز شايس
    Hİç bir zaman bir şey soracağın da "sorabilir miyim demezdin. Open Subtitles هناك دوماً سابقة لم تسألي أبداً لو كان بإمكانكِ طرح سؤال
    Her zaman bir sebebi vardır. Open Subtitles هناك سبب ما دائماً
    Terk edilmiş ve atılmış eşyalarla dolu bir dünyada Violet her zaman bir şeyler bulabileceğini biliyordu. Open Subtitles فى عالم المواد المتروكة والمنبوذة .علمت فويلت أن دائماً كان هناك شئ ما
    zaman bir şeyi değiştirmeyecek. Herkes kendi rolünü oynar. Open Subtitles الوقت لن يساعد، كل شخص يقوم بدوره
    zaman bir yanılsamadır. Open Subtitles الوقت ما هو إلا مجرد وهم
    Her zaman bir erkek kardeşim olsun istedim. Open Subtitles ربما سأركب لقد أردت دوماً أن يكون لديَّ أخ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more