ويكيبيديا

    "أنه يجب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gerektiğini
        
    • diye
        
    • gerek
        
    • gerektiğine
        
    • göre
        
    • gerekiyor
        
    • iyi olacak
        
    • zorunda olduğunu
        
    • olur
        
    • Bence
        
    • olduğumu
        
    • gerektiği
        
    Ve oradaki benim kafamdan daha büyük olan ise McDonalds, Burger King ve diğer büyük şirketlerin bizim yememiz gerektiğini düşündükleridir. TED والجزء الكائن هناك , وهو أكبر من رأسي هو ما تفكر ماكدونالدز وبرجر كنج والشركات الكبرى الأخرى أنه يجب علينا أكله
    Ama tahminimce bana oraya inanmam gerektiğini söyleyeceksin, doğru mu? Open Subtitles لكنى أظن أنك ستخبرنى أنه يجب علىّ, أليس كذلك ؟
    Yer altı dünyasını yeniden organize edeceğini bildiklerini söylesem iyi olur diye düşündüm. Open Subtitles فكرت أنه يجب أن أقول لك أنهم يعلمون أنك تعيد تشكيل العالم السفلي
    Bu da hükûmetin bizzat plana dâhil olması gerek demek. TED وهذا يعني أنه يجب إشراك الحكومة بنفسها في الخطة بقوة.
    Şu sıralar Suriye'de muhabirlik yapıyorum ve haber yapmaya başladım çünkü yapılması gerektiğine inanıyorum. TED وأنا الآن أقوم بتغطية سوريا ، وبدأت بتغطيتها إعلامياً لأنني أؤمن أنه .. يجب أن يُقام بهذا العمل.
    Efendimin emrine göre yürütme kurulunun diğer elemanları da gelmek zorundadır. Open Subtitles إنها أوامر من سيدي أنه يجب على اللجنة التنفيذية الحضور أيضاً
    Ama nette okuduklarıma bakılırsa iyi bir hamilelik için bundan kaçınman gerekiyor. Open Subtitles ويبدو أنه يجب أن تتجنبيها في حالة رغبتك في حمل جيد وطبيعي
    Sanırım bunu onun üzerinde kullanmadan, onu terk etsem iyi olacak. Open Subtitles ظننت أنه يجب أن أرحل قبل أن استخدمه عليه
    Artık sorunun ne olduğunu biliyorsun, ölmek zorunda olduğunu biliyorsun! Open Subtitles تعلم ما هو السؤال الآن تعلم أنه يجب أن تموت
    Ne söylemem gerektiğini bilmiyorum. Bir şey söylemene gerrek yok Charley... Open Subtitles أنا لست متأكداً أنه يجب عليّ أن أقول ذلك أم لا
    Sana eşit gizemli bir şey beni ve odaklı gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد أنه يجب أن تأتي معي و تركّز على شيئاً يكافئه غموضاً
    Sadece onların da doğal olmayan şekillerde ölen tüm organizmaların ölmeden önce çok acı çektiğini belirten evrensel kanuna tabi olmaları gerektiğini biliyoruz. Open Subtitles إلا أنه يجب أن يقدم إلى القانون العالمي كل من يسبب بموت اي كائن بوسائل غير طبيعية وجعلها تعاني كثيرا قبل الخلاص الأخير.
    Haydi ama, gerçekten bu konu hakkında konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Open Subtitles تعالي , أظن أنه يجب أن نتحدث عن هذا الأمر
    Geleceğimi söylemiyorum, sen ve küçük arkadaşlarının baya iyi davranması gerektiğini de, ama arada bir, evet, teklif edilmek güzel olurdu. Open Subtitles لن أقول أنني سأذهب لكنني أقول أنه يجب أن يحسن أصدقاؤكِ معاملتي لكن مرة كل فترة، نعم سيكون لطفاً منكِ دعوتي
    Ama aynı zamanda sırf aptallığı yüzünden de dışlanmaması gerektiğini düşünüyoruz. Open Subtitles و لكننا أيضاً لا نظن أنه يجب أن يُحاكم على غباؤه
    Ben ciddiyim. Dinle, burada tıkılı kaldın diye senin de kalman anlamına gelmiyor. Open Subtitles أنا جاد إسمع فقط لأني هنا لا يعني بالضروره أنه يجب عليك ذلك
    O bir felaket danışmanı. Belki konuşmak istersin diye düşünmüştüm. Open Subtitles إنها مستشارة حزن , أعتقد أنه يجب أن تتحدثي معها
    Sen her hareketimi takip ederken, bunu rahatlatıcı bulmam gerek. Open Subtitles أفترض أنه يجب أكون مرتاحا لكونك لازلت تراقب كل تحركاتي
    Şimdi bir haminiz olması gerektiğine siz de inanıyorsanız, bu hamiyi nasıl belirleyeceğimiz hakkında konuşalım. TED الآن، إذا كنت معي وتوافق على أنه يجب أن يكون لديك راعٍ، دعنا نتحدث عن كيفية تحديد الراعي.
    Çünkü bu aptal sütyeni çıkartamıyorum. Görünüşe göre sonsuza kadar giymem gerekiyor. Pekala. Open Subtitles هذا لأنني لا استطيع خلع تلك الصدرية من الواضح أنه يجب ارتداءها للآبد
    Rory de geceyi burada geçirse iyi olacak. Open Subtitles أتعرفين, من المحتمل أنه يجب على روري أن تقضي اللية هنا
    Ben tuvalete gitmek zorunda olduğunu söyledi tamam, geri almak için, acele, acele acele zorunda anlamına gelir? Open Subtitles قلت أنني يجب أن أذهب إلى الحمام مما يعني أنه يجب أن أسرع أسرع ، أسرع بالعودة ، حسناً ؟
    Bence birkaç gün daha babanda kalmalı, bilirsin, güvende olması için. Open Subtitles تعلمين أعتقد أنه يجب أن يبقى معوالدكليومآخر أوهكذا . تعلمين، فقطلبيقىبالجانبالجيد.
    O kediciğin gözlerinin içine baktım ozaman onu eve götürmek zorunda olduğumu anladım. Open Subtitles نظرت في عيون تلك القطة و عرفت أنه يجب أن أحضرها معي للبيت
    Bu, sıfıra ulaşmak için daha fazla şey yapmamız gerektiği anlamına geliyor. TED مما يعني أنه يجب علينا بذل المزيد من الجهد للقضاء على الملاريا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد