"الحياة قصيرة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• hayat çok kısa
• hayatın kısa
• hayat kısa
• Hayat kısadır

Bak, ikinizin arasında ne geçtiğini bilmiyorum, ancak hayat çok kısa.
اسمعي، لا أدري عما حصل بينكما أنتما الاثنان، لكن الحياة قصيرة.

hayat çok kısa ve çok acı vericidir der, ve düşündüğünü söyler.
يرى أن الحياة قصيرة جداً و مؤلمة لذا فيقول ما بذهنه

hayat çok kısa, Brooke.
الحياة قصيرة جدا ,بروك، للمحاربة، لكي تكون بائسة

Eğer Carolyn'in ölümünden bir şey öğrendiysem o da hayatın kısa olduğudur.
ان كان هناك شيء تعلمته من وفاة كارولين هو أن الحياة قصيرة

Önemli olan hayatın kısa olduğunu unutmamak.
لكن ما هو مهم هو أن نتذكر أن الحياة قصيرة.

Belki Chloe duygularını gizlemek için hayatın kısa olduğuna karar vermiştir.
رببما قررت كلوي أن الحياة قصيرة ولم تعد ترغب في إخفاء مشاعرها

Ona göre hayat kısa ve acılarla dolu. Ağzına geleni söylüyor.
يرى أن الحياة قصيرة جداً و مؤلمة لذا فيقول ما بذهنه

Hayat kısadır. Ama tarihe yazılmış anlar vardır.
إن الحياة قصيرة للغاية، وهناك لحظات معينة مقدرة لكِ بالفعل!

Bıktım bu işten. hayat çok kısa.
هيا لقد سئمت من هذا ان الحياة قصيرة جدا فلتخرج هذا من نظامك

hayat çok kısa. Takdir edildiğin bir yere git.
الحياة قصيرة جدا إذهبي إلى مكان يقدرونك بك

hayat çok kısa dostlar fakat hissederek yaşarsanız yeterince uzun.
إنَّ الحياة قصيرة جدًا أيُّها المستمعون و لكنَّها تصبح طويلة إذا عشتموها من أعماق قلبكم

Aa, canım, aile ekonomimizin geçen yıl alt üst olmasından öğrendiğim bir şey varsa, o da hayat çok kısa, ve sen bulduğun tüm güzelliklerin değerini elindeyken bilmelisin.
حسناً ,عزيزتي هناك شئ واحد علمتنا اياه ميزانينتا القليلة ان الحياة قصيرة

Öğrendiğim bir şey varsa, hayat çok kısa.
حَسناً، تعلمت أمراًً واحداًً وهو أن الحياة قصيرة

Evet ama ölümünün bize öğrettiği bir şey varsa o da hayatın kısa olduğu.
نعم , لكن إذا موته يدل على شئ فهو أن الحياة قصيرة

Babamı kaybettikten sonra hayatın kısa olduğunu fark ettim ama uzun da.
.بعدأن فقدتوالدي,أنا . لاحظت , كما تعلم , أن الحياة قصيرة .و هي.

Bay Bates bu haldeyken şikayet etmem doğru değil belki ama bu bana hayatın kısa olduğunu ve zamanımı boşa harcadığımı hatırlatıyor.
قد أكون مخطئة عندما اشتكيت والسيد بايتز بهذا الوضع ولكنه ذكرني أن الحياة قصيرة وأنا أضيّع حياتي

hayatın kısa olduğunu anladım ve ben de bu yolu kariyer olarak seçtim.
أدركت أن الحياة قصيرة, ولهذا اخترت ذلك كمهنة

hayatın kısa olduğundan, yıprandığımdan ve hayata devam etmek istediğimden çıkarıyorum.
هذا يأتي من حقيقة ان الحياة قصيرة لقد أُستهلكت وانا مستعد للمُضي قٌدما

Ona göre hayat kısa ve acılarla dolu. Ağzına geleni söylüyor.
يرى أن الحياة قصيرة جداً ومؤلمة لذا فيقول ما في ذهنه

Hayat kısadır.
ولكن الحياة قصيرة عند كل ما يقال ويفعل