| Trafiğin en etkili güçleri onlar,... hem Meksika'da hem de Amerika da. | Open Subtitles | إنهم القوة المهيمنة في التهريب كلا على الجانب المكسيكي وفي الولايات المتحدة |
| Trafiğin en etkili güçleri onlar,... hem Meksika'da hem de Amerika da. | Open Subtitles | إنهم القوة المهيمنة في التهريب كلا على الجانب المكسيكي وفي الولايات المتحدة |
| DİZANTERİ BOKUMU YE Bu boku yemediysen Meksika yemeği yemiş sayılmazsın. | Open Subtitles | لم تُجرب الطعام المكسيكي ما لم تجرب هذا أيها الفتى الأبيض |
| Birkaç dakika bu yeni geliş hakkında konuşmak istiyorum, ...şu Meksikalı Santiago Munez, ...restorana girerken çok yakışlı görünüyor. | Open Subtitles | اريد ان اتكلم لثانية عن الواصل الجديد المكسيكي , سانتياغو ميونس الذي رايناه يدخل هذا المطعم وهو وسيم جدا |
| Sonra anlaşıldı ki dünyaya düşmüş Meksikalı melek Kanye West'in hizmetçisiymiş. | Open Subtitles | تبين بأن الملاك المكسيكي على الأرض كانت مدبرة منزل كاني ويست |
| Lakin beni takip etmek istersen, umarım Meksika yemeğini seviyorsundur çünkü sınıra yaklaştık. | Open Subtitles | لكن لو تود ملاحقتي أرجو أنكَ تحب الطعام المكسيكي لأننا متجهين نحن الحدود |
| Otto, babasının verdiğini söylediği bir Meksika pulunu gösterdi bana. | Open Subtitles | أظهر لي أوتو طابع المكسيكي الذي قال ان والده أعطاه. |
| Aynı şeyi geçen yıl Meksika Gizli Servisi'nde de yapmışlar. | Open Subtitles | لقد فعلوا الأمر ذاته لجهاز الخدمات السرية المكسيكي العام الماضي |
| Bu vadide Meksika kökenli olmanın kötü bir şey olduğu konusunda hemfikiriz. | Open Subtitles | أنا أشارك إعتقاده بأن ولادة المكسيكي في هذا الوادي هو حظ سيء؟ |
| Meksika Körfezi'nde bir daha ölü bölge olmaması için hep beraber çalışabiliriz. | TED | ونستطيع العمل معًا لتحقيق ذلك. حتى يأتي اليوم الذي لا توجد فيه مناطق ميتة في الخليج المكسيكي. |
| Ayrıca otokratik bir Meksika'da yaşadı ve bir gazeteci olarak 1958 Venezüela darbesinin haberini yaptı. | TED | كما أنه عاش تحت الاستبداد المكسيكي وغطى الانقلاب الفنزويلي كصحفي عام 1958. |
| Materyalleri çekiyor ve Amerika'ya taşıyor ve Meksika Körfezine atıyor. | TED | يستنزفها وينقلها في كل أنحاء أمريكا ويقذفُ بها داخل الخليج المكسيكي. |
| Sınır Devriyesindeki polislerin duvardan ateş açması Meksika tarafından taş atan insanları öldürdü. | TED | أطلق عملاء بوردر باترول النيران عبر الجدار، مما أدى إلى مقتل قاذفي الحجارة على الجانب المكسيكي. |
| Yüce İsa, bu Meksikalı adam ne yaptı, çoraplarını demlikte mi yıkadı? | Open Subtitles | يا إلهي ما الذي فعله هذا المكسيكي غسل جواربه في هذا الوعاء |
| Meksikalı bir bestekar: Arturo Marquez. | TED | إنه المؤلف الموسيقي المكسيكي أرتورو ماركيز |
| Bu Meksikalı uyuşuk için yeterli olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أن هذا الرجل المكسيكي أخذ كفايته؟ |
| Bu da demek oluyor ki; sınırın güney tarafındaki adamımızın başı Meksikalı federallerle belada. | Open Subtitles | والذي يعني أن صديقنا في الحدود الجنوبية ربما في قبضة الإتحاد المكسيكي الان |
| Büyük ihtimalle Meksikalı işçilerin arasında saklanmak isteyecektir. | Open Subtitles | ربما بخطى ثابتة نحو معسكر العمال المكسيكي من ذوي الأجر اليومي |
| Emin ol, o aklı yarım Meksikalı benden kaçamayacak! | Open Subtitles | و أضمن لك أن هذا المكسيكي التافه لن يفلت مني |
| Ben senin için neler yaptım! Meksikalıyı aradığını biliyorum. | Open Subtitles | لقد رأيتك تنظر إلى ذلك المكسيكي في الخارج |
| Siz Meksikalıların büyük şehir diye hayalleri vardır ne dersin? | Open Subtitles | طفل الشوارع المكسيكي الصغير في بلد كبير ، اليس كذلك؟ |
| Şu Meksikalıyla ilgili bana yardım edebileceksen haberim olsun, önceliğimiz bu. | Open Subtitles | أخبرني إذا كنـــــــــــت تستطيع مساعدتي بشأنْ هذا المكسيكي. إنّه أولوية. |
| O adi Meksikalılar, benim için tüm servetin ve mevkiînden daha önemli. | Open Subtitles | المكسيكي الحقير يعنيني أكثر مما تعنيني نقودك كلها و الانتخابات |
| Seni dinleseydik bu Meksikan güreşçiye destek olmazdık. | Open Subtitles | لو أننا أصغينا لك لما رعينا ذلك المصارع المكسيكي. |
| Bu küçük Meksikalının kıçınıza tekmeyi bastığını kabul ettiğiniz sürece evet. | Open Subtitles | أجل, يمكنني الإعتراف بهذا ما دام يمكنك الإعتراف بأن هذا المكسيكي الصغير قد نال منك |