| Şu an burada olduğunu ve ne yaşandığını bilen biri yok. | Open Subtitles | لا احد يعلم انك هنا الآن ولا احد يعلم ماذا حدث |
| Tek esmer de sensin. - burada olduğunu bilen var mı? Fred dayım bilir ama bu saatte aramaz. | Open Subtitles | وانت السمراء الوحيدة ايضا . هل هناك من يعلم انك هنا ؟ |
| Bak, ailenin senin burada olduğunu bilmelerini istemiyorsan ukalalık yapma. | Open Subtitles | انظر .. إذا لم تريد ان والدتك ووالدك يعرفوا انك هنا |
| Burada olduğuna çok sevindim. Ve güzel kokuyorsun. | Open Subtitles | انا مسروره جداً انك هنا و أنتِ رائحتك عطره |
| Burada olmana inanamıyorum. Sensiz ne yapacağım? | Open Subtitles | لااصدق انك هنا ماذا سأفعل بدونك؟ |
| Burada olduğunuzu duyar duymaz Stüdyo 3'e uğradım. | Open Subtitles | لقد جريت من ستديو 3 الى هنا بمجرد ما سمعت انك هنا |
| çocuklarımı özledim, ve Burada olduğun sürece Francisco... benimle biraz daha fazla ilgilenebilirsin. | Open Subtitles | اشتقت لابنائي, بما انك هنا فرانسكو هل يمكنك ان تعطيني القليل من الاهتمام |
| Ama bu casus burada olduğunu... öğrenirse hayatın tehlikeye girer. | Open Subtitles | ولكن , دارتانيان , إذا كان هذا الجاسوس اكتشف انك هنا حياتك يمكن أن تكون في خطر محدق |
| Senin burada olduğunu bilseydim, daha geç gelirdim. | Open Subtitles | تباً, لو علمت انك هنا, لكنت اتيت متأخر اكثر |
| Hey, MARCO. Bana burada olduğunu söylediler, TOM. | Open Subtitles | اهلا ماركو لقد اخبرونى انك هنا بالاسفل ,توم |
| Gelebilirsin diye düşündüm çünkü burada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | حسنا , لقد ظننت انه يمكنك ان تأتي اعلم انك انك هنا |
| Mathias, Neden oturmuyorsun? Şerif'e burada olduğunu söyleyeyim.. | Open Subtitles | ماثياس لماذا لا تجلس سوف أخبر الشريف انك هنا |
| Annen burada olduğunu biliyor mu? | Open Subtitles | كيف حالك بني ؟ هل تعرف امك انك هنا ؟ |
| Red beni kefaletle çıkardı...ve burada olduğunu söyledi , ve gitmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ريد دفع كفالتى... وقاللي انك هنا ولن أسمح لك بالذهاب |
| Çok güzel. Teşekkür ederim. Burada olduğuna öyle memnunum ki. | Open Subtitles | اوه , عظيم , شكرا جزيلا انا سعيده للغاية انك هنا ,شكرا لك |
| Sana böyle sarıldığımda bile... Gerçekten Burada olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | ، على الرغم من انى اضمك هكذا .انا لا استطيع ان اصدق انك هنا |
| - Burada olmana çok sevindim. - Ben de. | Open Subtitles | ـ انا سعيد انك هنا ـ و انا ايضاً |
| Tanrı'nın işini yapmak için Burada olduğunuzu bildiğimden, sizi temin etmek için geldim Bay Aske. | Open Subtitles | أود فقط ان اتاكد من أن كل شيء على ما يرام فانا اعلم انك هنا في مهمة في سبيل الله. |
| - Gerçek bir Einstein. - Burada olduğun için mutluyum. İşte buradasın, Charlene. | Open Subtitles | آينشتاين حقيقي مسرور انك هنا هناك تَذْهبيُ،شارلين |
| Ama bugün Burada olman aslında onun kabahati çünkü seni gördü ve "İşte canlanmanın yüzü" dedi. | Open Subtitles | بالواقع غلطته انك هنا اليوم لانه رأى صورتك وقال هذا وجه الانتعاش |
| Jesse, Orada olduğunu biliyorum. Patlamış mısırın kokusu geliyor. | Open Subtitles | جسي أنا أعرف انك هنا ,أستطيع أن أشم رائحة البوشار |
| Gelmene sevindim. Çin yemeği almıştım. | Open Subtitles | أنا سعيدة انك هنا, لقد جلبت لنا طعام صيني. |
| İçeride olduğunu biliyorum, Peder Matias Lozcano. | Open Subtitles | انا اعلم انك هنا ايها الاب ماتياس لوسانو |
| Madem ki buradasın, belki, uh, belki bana bir iyilik yapabilirsin ve, uh-- beni bu binanın önünde bekle çünkü hasta olan bir arkadaşımı ziyaret etmek zorundayım. | Open Subtitles | حسنا بما انك هنا , من الممكن ان... من الممكن ان تفعل لى معروفا و.. انتظرنى بالخارج , لاننى يجب ان اذهب لازور صديق مريض |
| Burada olduğunuz için çok rahatladım. Üzgünüm, Peder Carter evde değil. | Open Subtitles | انا سعيدة انك هنا اسفة القس كارتر ليس هنا |
| Evet, aslında pek benim tarzım olmasa da, um, ama, sen burada olduğundan beri... | Open Subtitles | نعم , ومع ذلك ليبست علي ذوقي او اسلوبي ام , لكن بما انك هنا , اتعرفين ماذا ؟ |
| Bay Griffin, sanırım Quagmire'ın adına konuşmak için buradasınız. | Open Subtitles | حسنا، سيد غريفين افترض انك هنا للتحدث لصالح السيد كواغماير |