| Bunlar antika, ama ben antika fiyatı ödemiyorum. | Open Subtitles | انهم تحف , ولكننى لن أقوم بدفع أسعار التحف |
| antika tüccarı olmasaydım mı? Bir suçlu olmasaydın. | Open Subtitles | ماذا لو لم تكن سمسار تحف أنت لم تكن مجرما |
| Bir antika koleksiyoncusu için çalışıyorum ve geçen hafta sana telgraf çektim. | Open Subtitles | انا اعمل لدى جامع تحف خاص لقد تحدثت معك الاسبوع الماضي |
| Bu Bay Turner'ın son eseri, durduğu yer şömine çerçevesi. | Open Subtitles | إنها آخر تحف السيد تورنر الموضوعة على الرف |
| İnsanlar kafanın mı güzel, paranoid mi yoksa tarihi eser hırsızı mı olduğunu merak edeceklerdir. | Open Subtitles | أو انك مجرد عضو في عصابة سرقة تحف الازتك الثمينه |
| Ama en şaşırtıcı tarih öncesi sanat eserleri bunlardan daha da eskidir. | TED | لكن أكثر تحف ما قبل التاريخ إثارة للاهتمام أقدم من هذه بكثير. |
| Antikalar! Biz antikalardan hiç bir bok anlamayız? | Open Subtitles | تحف , وما الذى نعرفه بحق الجحيم عن التحف ؟ |
| Ajan Bering, D sınıfı tarihi eserlerin batı duvarına taşınmasını istiyor. | Open Subtitles | العميلة "بيرنغ" ترغب بنقل تحف ومقتنيات المجموعه "دي" إلي الجدار الغربي |
| İsveçli bir antikacıyı para aklama işlerini beceremedi diye halletmek istiyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يُريدون قتل تاجر تحف سويدي لإفساده غسل أموالهم. |
| Ve antika Roadshow maratonuyla tekrar birlikte olacağız. | Open Subtitles | سنعود بعد قليل مع ماراثون تحف معرض الشوارع |
| Cezamızı çekip çıkacağız ve Akron'da antika dükkânımızı açacağız. | Open Subtitles | سنقوم بتأدية فترة حبسنا، وعندما نخرج .. سنفتح محل تحف في آركون |
| Bu antikayı alabilmesi için, katilin özel bir antika satıcısına gitmesi gerek. | Open Subtitles | ليضع يديه على قطعةٍ العتيقة مثل هاذه كان على القاتل أن يذهب إلى تاجر تحف خاصة |
| Sadece antika ve otantik parçalar satıyorum, ve sahte silahlar benim işim değil. | Open Subtitles | بل أبيع تحف وأدوات أصيلة فقط والأسلحة المقلّدة ليست من اختصاصي |
| Burası bir antika dükkanı, cephanelik değil, ayrıca patlayacağının garantisini de veremem. | Open Subtitles | هذا متجر تحف وليس مستودع أسلحة ولا أضمن لك إشتغالهم |
| Bana bu kitaplar, antika uzmanı bir arkadaşım tarafından getirildi. | Open Subtitles | أُحضرت لتقييم الكتب بواسطة تاجر تحف صديقي |
| Yandaki antika dükkanından aldım. | Open Subtitles | إبتعتها من متجر تحف بنهاية الشارع. |
| -Hayır,ben sanat eseri tüccarıyım,çalıntı mal satıcısı değil. -Çalıntı mal satıcısı mı? | Open Subtitles | كلا , انا تاجر تحف , ولست وسيط وسيط ؟ |
| Erken tarihin her dönemine ait tarihi eser var. | Open Subtitles | يوجد تحف من كل عصور التاريخ القديم |
| Doğaüstü eserleri askeri... uygulamalarında kullanabileceklerini düşünüyorlar. | Open Subtitles | للبحث عن تحف تعتقد أنها يمكن أن تُستخدم في تطبيقات عسكرية خارقة للطبيعة |
| -Nadir Antikalar toplayan biri için çalışıyorum. | Open Subtitles | انا اعمل لدى جامع تحف خاص لقد تحدثت معك الاسبوع الماضي |
| Övünmek için söylemiyorum ama kayıp eserlerin sonuncusunu da buldum. | Open Subtitles | لا ألمّح إلى أنني بهذه الوظيفة للمدح، لكن أما لاحظت أنها آخر تحف المكتبة؟ |
| Şimdi kendi kendime soruyorum ben de, neden senin gibi biri bir antikacıyı öldürür, sonra da kendi ülkesinden kaçar? | Open Subtitles | :لذا أنا أسأل نفسي لماذا شخصٌ مثلك" "يقتل تاجر تحف ثم يهرب من بلده |
| Ben de İsveçli antikacı bir müşterisi olan bir terapisti takip ediyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل على مُعالج مُخادع يصدف أنّ لديه تاجر تحف سويدي كمريض. |
| Hiçbir koleksiyoncu ahşaba 80 bin jenny vermez. Asıl ilgilendiğin şey yontunun içindekiler! | Open Subtitles | لا جامع تحف يدفع 80 ألف فيه، بعكسكَ، إذّ أنّكَ مهتم بمحتوى التمثال. |
| - Brunwald'lar sanat koleksiyoncusu. | Open Subtitles | أعرف أن البرونوالديون جامعوا تحف فنية مشهورة |