| Meselede bu işte. Dikkat etmeyeceksen, neden izliyorsun anlamıyorum! | Open Subtitles | اتعلم , انا لا افهم لماذا تشاهدين اذالمتكونينمنتبه. |
| Çabuk kanıyorsun, her zaman yabancı filmler izliyorsun. | Open Subtitles | أنت تقتنعين لكلام الآخرين بسهولة دائما تشاهدين أفلام أجنبية |
| Bebeğim,eğer bunu izliyorsan sen 'tosun' falan değilsin. Çok güzelsin. | Open Subtitles | حبيبتي إن كنت تشاهدين هذا فأنت لست بدينه، أنت جميله |
| Sen video görüntülerini izlerken bilgisayar beyninin görüntüleri nasıl işlediğini belirleyecek. | Open Subtitles | بينما تشاهدين مقاطع الفيديو سيضع الحاسوب خريطة لكيفية معالجة عقلكِ للصور |
| Hepimizi görüyorsun. Bütün o ruhları. | Open Subtitles | انتِ تشاهديننا ، تشاهدين الأرواح التائهه |
| O boktan filmleri en az benim porno seyrettiğim kadar çok seyrediyorsun. | Open Subtitles | أقول, من المحتمل أنك تشاهدين هذه القذارة أكثر مما أشاهد الأفلام الإباحية |
| Tabutu gömerlerken sadece onu izliyor olmayacaksın. | Open Subtitles | مشاهدة النعش يدفن في الأرض إلا أنكي لن تشاهدين هذا |
| Bütün gece evde televizyon izledin. Burada değildin, tamam mı? | Open Subtitles | لقد كنت بالبيت طول الليل تشاهدين التلفاز. |
| Neden sonunda dalga geçeceksen tüm o filmleri izliyorsun? | Open Subtitles | لمَ تشاهدين كل تلك الأفلام؟ كل ما تفعلينه هو قطعها علينا |
| İşten çıktıktan sonra eve gidiyorsun kocaman bir çikolata yiyorsun plazmanda şov programları izliyorsun. | Open Subtitles | قبل أن تعرفي, ستجلسين في منزلك تأكلين صندوقاً كبيراً من الشيكولاتة تشاهدين شبكه الطعام على تلفازك البلازما |
| Bu çok tuhaf, bir dakika önce kendini rol yaparken izliyorsun ve sonra sen oluyorsun. | Open Subtitles | أن الأمر غريب في لحظة تشاهدين. جيري وهو يمشي في الممرات. وبعد ذلك أنت. |
| Ha bir de Cuma akşamları sinemada eski bir film izliyorsun. | Open Subtitles | ليالي الجمعة تشاهدين فيلماً قديماً بمسرح البلدة |
| Çok film izliyorsun, küçük kız. Romantik romanlar falan okumalısın. | Open Subtitles | إنك تشاهدين أفلام كثيره عليك بقراءة قصص الحب |
| Ama eğer bu kasedi izliyorsan... demek ki buluşamadık. | Open Subtitles | إن كنت تشاهدين هذا الشريط فهذا يعني أني لم أحضر الاجتماع |
| Bunu sana yüz yüze vermek isterdim çünkü bunu izlerken orada olmak istiyorum. | Open Subtitles | أردت أن أعطيك هذا الإنطباع لأني أريد أن أكون معك عندما تشاهدين هذا |
| Belki bu her zaman oluyor. Belki sadece sen şimdi görüyorsun. | Open Subtitles | أظن أن هذا يحدث طوال الوقت لكنكِ تشاهدين المزيد منهم في هذا الوقت تحديداً |
| Priya, sen burada TV seyrediyorsun ve patron orda Krishna'nın dairesini boşaltmasını emretti. | Open Subtitles | بريا ، أنتِ تشاهدين التليفزيون هنا ، والرئيس . طلب أت تخلي شقة ، كريشنا |
| Sen de o sırada dışarıda izliyor, bekliyor, umut ediyordun. | Open Subtitles | وطوال الوقت أنت في الخارج تشاهدين , تنتظرين , تأملين كل شيء يضرب العلن |
| Hayır, "Hamile Olduğumu Bilmiyorum'dan" bir bölümü izledin. | Open Subtitles | كلاّ، لقد كنت تشاهدين حلقة من مسلسل لم أكن أعلم أني حامل. |
| Gözlerini kapatınca, cehennemi görüyor musun? | Open Subtitles | عندما تغلقين عينيكي، هل تشاهدين الجحيم ؟ |
| Taşıyıcı kayışa yerleştirirsin, hava yağ yüzünden ağırlaşır patates cipslerinin pişmesini izlersin. | Open Subtitles | أجلس بجانب حزام حامل, في جو معبق بالزيت تشاهدين قطع البطاطس المقلية |
| Seninle uyumak istiyorum. Seni hokey maçı izlerken izlemek istiyorum. | Open Subtitles | أخذ قيلولة برفقتكِ، مشاهدتك تشاهدين الهوكي |
| Artık porno izlediğini biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم الآن بأنكِ تشاهدين الأفلام الإباحية |
| Pek romantik komedi izlemiyor musun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تشاهدين كثيراً من العروض الكوميدية الرومنسية |
| Disarida televizyon izliyorsunuz ha? | Open Subtitles | إذاً، تشاهدين القليل من التلفاز في الخارج؟ |
| O halde ,burada biraz uzan ve güzel bir film izle. | Open Subtitles | حسناً ، هل تريدين فقط أن تستلقي و تشاهدين فيلم ؟ |
| Robot filmleri haricinde başka tür filmler de izler misiniz? | Open Subtitles | هل تشاهدين اين نوع اخر من الافلام غير افلام الرجال الأليين؟ |