Bak, çok ciddiyim. Öyle, barlarda falan, açık bir şeyler içme sakın. | Open Subtitles | أنا جادة، لا تشربي أي شيء من زجاجة مفتوحة في البار وغيره |
Sakın bir şey yiyip, içme ve son kum tanesi düşmeden mutlaka dönmüş ol. | Open Subtitles | لا تأكلي أو تشربي أي شيء أثناء وجودك هناك وارجعي قبل سقوط آخر حبات الرمل |
Demek istediğim, buraya partilere katılmak ve içki içmek için taşınmadın, değil mi? | Open Subtitles | ما أريد قوله هو، أنتِ لم تنتقلي إلى هنا لكي تشربي وتحتفلي، صحيح؟ |
- İçmek zorunda değildin! | Open Subtitles | لقد اشتريت شامبانيا لم يكن عليكي أن تشربي منها |
- Bir fincan çay içmelisin. - Ah, evet, doğru, çay. | Open Subtitles | يجب أن تشربي فنجاناً من الشاي نعم، طبعاً، الشاي |
İçecek bir şey ister misiniz? Çay, kahve? Ne istersiniz? | Open Subtitles | هل تودين أن تشربي أي شيء قهوة, شاي أي شيء, حقا |
Şimdi, eğer seks yaptıysan bir yudum içmen gerekir. | Open Subtitles | الان , اذا حصل لكي ان تمارسي الجنس , يجب ان تشربي |
Kupan temiz, gece boyunca hiç kahve içmedin mi? | Open Subtitles | الكوب خاصّتك نظيف, ألم تشربي القهوة طوال فترة الليل؟ |
Bence sen istediğin kadar içiyorsun, olması gerektiği gibi. | Open Subtitles | أعتقد أنّ بإمكانك أنْ تشربي, بقدر ما تريدين، وهو ما ينبغي أنْ يكون. |
Bana Roman'ı sormak için mi içme gereği duydun, yoksa başka birşey sormak için mi? | Open Subtitles | كنت بحاجة لأن تشربي حتى تسأليني عن رومان أم.. أم لتسأليني عن شيء آخر؟ |
Sana bir tavsiye, boş mideye bir şey içme sakın. | Open Subtitles | دعني أَعطيك رأي,لا تشربي ابَداً بمعدة فارغة |
Sana bir tavsiyede bulunayım: Sakın aç karına şampanya içme. Nedenini söyleyeyim. | Open Subtitles | دعني أَعطيك رأي,لا تشربي ابَداً بمعدة فارغة |
Eğer içmek istiyorsan, bana uyar. Bu duruma alışmak zorundayım. | Open Subtitles | اذا أردتي أن تشربي , لا بأس يجب أن أعتاد علي هذا |
Odama geri dönmeden önce, bir içki içmek ister misin? | Open Subtitles | ربما تودين أن تشربي شيئا معي في الأسفل قبل أن أعُودُ إلى غرفتِي؟ |
Hey, bu son gecen. Bir bira içmek ister misin? | Open Subtitles | هاي مولي انها ليلتك الاخيره الا تحبي ان تشربي الجعه او اي شيء |
- Bir fincan çay içmelisin. - Çok iyi olur. | Open Subtitles | يجب أن تشربي فنجاناً من الشاي هذا لطف منك |
İçecek misin ? | Open Subtitles | طفل روزماري؟ هل أنت واثقة أنه من الآمن أن تشربي هذا؟ |
Boğazında kaldığında su içmen daha doğru olur. | Open Subtitles | من الافضل ان تشربي الماء في مثل هذه المواقف |
Hiç Martinelli's elma suyu içmedin mi? | Open Subtitles | ألم تشربي عصير المارتيلينز بنكهة التفاح ؟ |
Ne yiyorsun ne içiyorsun. Havayla mı yaşıyorsun? | Open Subtitles | لم تأكلي أو تشربي هل تعيشين على الهواء? |
- Bir şey içer misin? | Open Subtitles | كنا نستعد لوضع الأشياء على المائدة أتريدي أن تشربي شئ؟ |
İçebildiğin kadar çok Belçika birası içmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تشربي من هذه البيرة البلجيكيّة بقدرإستطاعتكِ. |
Sen burada kal, otur onunla iç, ben matadorla gidiyorum. | Open Subtitles | إذا كنت ستبقي معه و تشربي ـ سأبقى مع توريادو |
Belki de böyle arkadaşlarla içmemelisin. | Open Subtitles | هل تعلمين ربما لا يجب أن تشربي بهذا الشكل مع الناس |
Bir şeyler içmeye çalışın. Hizmetçinize biraz çay ve su getirmesini söylerim. | Open Subtitles | حاولي أن تشربي ، سأرسل خادمتك مع بعض الشاي والمزيد من المياه. |
Sen asla hiç bir şey yapmadın ki, Colins yani sarhoş olmayacaksın. | Open Subtitles | انتي لم تفعلي اي شئ ابدا , كولينز لذلك لن تشربي |
Eğer içmezsen, vucudun gittikçe zayıflayacak. | Open Subtitles | إن لم تشربي , فسيصبح جسدك ضعيفاً |