Bunu söylediğim için utanıyorum, ama yüzüğü yeniden görene dek bunları tamamen unutmuştum. | Open Subtitles | انا خجل مما ساقوله لكن منذ ذلك اليوم وأناقد نسيت هذا الموضوع كلياً |
Bunu kabul ettiğim için utanıyorum ama baba hakkında yanılmışım . | Open Subtitles | انا خجل من الاعتراف ، لكنه قاس لقد كذبت على والدك؟ |
Keith, ailemizin para utanç döngüsünü açıkça konuşup kırmayı başaramadı. Bu görevi ve vasiyeti bana bıraktı. | TED | لم يكن كيث قادرًا على التحدث وكسر دورة خجل أموال عائلتنا، لذا فقد تركني أقوم بالعمل لوحدي وأشارك وصيته. |
Çöküş yaşamanın utanılacak bir yanı olmadığını biliyorum ama itiraf etmeliyim ki, bundan utanıyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنه لا يوجد ما يشعر بالخجل بالإصابة بانهيار لكن عليّ الاعتراف , أنا خجل من ذلك |
O kadar utangaç ki, en çok sizi sevdiğini söyleyemiyor. | Open Subtitles | إنه خجل جداً من أن يطلب منك أن تكون إشبينه |
Başkalarının kendi gerçeklerini utanmadan ve korkmadan yaşayabilmeleri için elimden gelenin en iyisini yapmak istiyorum. | TED | أود تقديم الأفضل لمساعدة الآخرين ليعيشوا حياتهم بدون خجل أو خوف. |
Sen Utan, Mr. Chadda'yi "buraya gel" ile etkilemeye çalışıyorsun | Open Subtitles | اليس لديك اى خجل اليس لديكم انتم اى خجل انت تغنين لتشاداجى... |
Söylemeye utanıyorum ama benim nefesim de benzer şekle girmiş olabilir. | Open Subtitles | أنا خجل أن أقول أنّ تنفسي قد تأثر بنفس الشكل الآن. |
Kimse bun bilmiyor ama ben insanlarla yüzleşmekten... utanıyorum, hatta ağaçlarla bile. | Open Subtitles | لا أحد يعرف هذه القصة ، وأنا خجل من أحكيها لأحد حتى للشجر |
Senin bu alçak gönüllülüğün Bizim hoşumuza gidiyor Evine galipte yanlış davranışımdan Dolayı çok utanıyorum | Open Subtitles | انا خجل حقا من مجئ إلى بيتكَ و أَسَاءَه التصرّف. |
Bunu söylemekten utanıyorum ama, daha önce benim bile fark edemediğim bazı karanlık kalpler görmeye başladım. | Open Subtitles | إنها . و أنا خجل لقول ذلك نوع محدد من الظلام في القلب و الذي لم أكن مدرك له |
Sonuç olarak, otizm aileler için bir leke ve utanç kaynağı oldu ve dünyanın çoğu için görünmez olarak, otistik çocukların iki nesli kendi iyilikleri için bazı kurumlara yollandılar. | TED | وكنتيجة لذلك، أصبح التوحد مصدر خجل ووصمة عار للعائلات، ويوجد جيلين من عائلة واحدة يعانون من مرض التوحد تم تسجيلهم في مؤسسات مختصة لمصلحتهم، حيث وقع حجبهم عن العالم بأسره. |
Ben, kamyonunu burada tutuyor. Ben içkicidir. Ayda bir kere de kerhaneye gider ve bundan utanç duyar. | Open Subtitles | أنه مدمن خمور و يزور بيوت العاهرات مرة كل شهر وهو خجل من هذا الأمر. |
Ve sonra düşünmeyi bırakırsın. utanç duygusu olmadığını farkedersin. | Open Subtitles | و عندئذ تتوقفين عن التفكير يبدو انك تدركين انه لا يوجد هنالك خجل |
Bir casus için, geri çekilmekte utanılacak bir şey yoktur. | Open Subtitles | بالنسبة لجاسوس , لن يكون هناك خجل عند الانسحاب.. |
Tam olarak iyileşmek için gerekli vakti kullanmakta utanılacak bir durum yok. | Open Subtitles | ليس هناك خجل بأخذ الوقت الذي تحتاجينه لتتعافي بالكامل |
Biraz zaman ver ona. Belki de dediğin gibi utangaç biridir. | Open Subtitles | فقط أعطيه بعض الوقت, مثل ماقلتِ من الممكن أنه خجل جداً |
utanmadan bu tip saçmalıkları destekliyorlar, çünkü bu sponsorların hoşuna gidiyor. | TED | لأنها تدعم بلا خجل جميع أنواع الهراء من هذا النوع لأنه يرضي مقدمي الدعم. |
Sen Utan, Mr. Chadda'yi "buraya gel" ile etkilemeye çalışıyorsun | Open Subtitles | اليس لديك اى خجل اليس لديكم انتم اى خجل انت تغنين لتشاداجى... |
O zaman onu çabucak geri getirmek için el ele verseniz iyi olur çünkü sizin adınıza çok utandım. | Open Subtitles | يجب أن تجمعوا عقولكم معاً و جدوا طريقة لإستعادتها وبسرعه لأنني في الحقيقة خجل منكم |
Beni gördünüz, Utanmaz biriyim, bu yüzden izninizle gösteriyorum. | TED | لذا إن كان لا بأس في ذلك، وقد رأيتم جانباً مني، لذا بلا خجل سأريكم. |
Konuşurken utanıyorsun ama yaparken hiç utanmıyordun? | Open Subtitles | أنت خجل من التحدث عن هذا، ولكن ليس من فعله؟ |
İkisinde de hiç utanma yok. Eskiden burası namuslu bir yerdi. | Open Subtitles | ليس لديهم أي خجل,هما الأثنين أعتاد هذا المكان علي بعض من الحشمه |
Gözlerini utanarak kaldırır | Open Subtitles | رفعت عينها ببطء و خجل |
Ne ayıp bana ki, iki kez. Ama bir daha asla. | Open Subtitles | أنا خجل لأن أقول لك أن ذلك قد حدث مرتين لكن ذلك لم يحدث ثانية أبداً |
Blush'ın sayfalarında şereflendirilmek istiyorsunuz demek. | Open Subtitles | لذا تُريدُ التَشريف صفحات خجل. |
Babam, halkına kendisi hakkındaki gerçekleri anlatmaya utandı ve bak ona nelere mal oldu. | Open Subtitles | أبي كان خجل جدا من اخبار شعبه. حقيقة نفسه. وانظر ما كلفه ذلك. |
Eve dönmeye utanır ve tuhaf bir mahallede ucuz bir oda tutar. | Open Subtitles | خجل من الذهاب لمنزله، يستأجر غرفة رخيصة، في مدينة غريبة |