ويكيبيديا

    "شهد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tanıklık
        
    • tanık
        
    • ifade
        
    • şahit
        
    • görmüş
        
    • şahitlik
        
    • gördü
        
    • gören
        
    • gördüğünü
        
    • görmüştür
        
    • gördüğü
        
    • tanığı
        
    • izledi
        
    • ifadesinde
        
    Birçok hayatlarının baharında ani ölümle tanışmış insanlara tanıklık ettim. Open Subtitles وكان ل شهد الكثير من الشباب في مقتبل حياتهم ضحايا الموت المفاجئ.
    Evet ama katil farketmeden nasıl tanık oldu bu işe? Open Subtitles أجل، ولكن كيف شهد جريمة قتل من دون معرفة القاتل؟
    İfade verenler Paul'ün ölümüne ilişkin bir bulgu veya şüphe belirtmiyordu. Open Subtitles وكل من شهد فى هذه القضية لم يشك بوجود دافع لجريمة
    Ancak Nazi hitabetinin hararetine şahit olunca ilk kez sorgulamaya başladı. TED لكنّه عندما شهد حماسة الخطاب النازي، بدأ يتسائل عنه للمرّة الأولى.
    Bu dükkânın sahibi Tommy'i evden çıktıktan hemen sonra görmüş. Open Subtitles شهد صاحب هذا المخزن تومي مباشرة بعد خروجه من المنزل.
    eğer birisi farklı olarak şahitlik etmezse seni hapse gönderecek kadar delilleri var. Open Subtitles إلا إذا شخص ما شهد على نحوٍ مختلف لديهم دليل كافي لإرسالك للسجن
    Sonra o herşeyden fazla zirveleri ve dipleri, zaferleri ve hayal kırıklıklarını gördü. TED وأكثر من أغلب الأشخاص، فقد شهد على النجاحات والإخفاقات، وشهد الاحتفالات والخيبات.
    Hardypartnerinin yersizşiddet kullandığına tanıklık etti. Open Subtitles شهد هاردي أن شريكه قد استخدم القوة الغير مبررة.
    - Neden tanıklık etmedi ki? - McComb ailesinin peşine düşer diye. Open Subtitles ـ لماذا شهد ـ قال أن ـ ماكوم ـ سيطارد أسرته
    Dün, Bruiser'ın eski ortaklarından biri tahkikat heyeti önünde tanıklık yaptı. Open Subtitles أمس,شريك سابق لبروزر شهد قبل محاكمة كبيرة
    Demek istiyorsunuz ki, tanık Michael Catalani'nın durduğunu söylediği yerde. Open Subtitles أتقصد حيث كان الشاهد مايكل كاتالاني قد شهد أنه واقف؟
    Hiçbir jüri, beş yaşındayken cinayete tanık olan 18 yaşındaki bir çocuğa inanmaz. Open Subtitles ولا محلّف سيصدق الشهادة فتى ذو 18 ربيعا شهد الجريمة بعمر 5 سنوات
    100 yıl içinde bu kıyı 20.000 boz balinanın öldürüldüğü, sadece birkaç yüz tanesinin kurtulduğu toplu katliama tanık oldu. TED لمدة 100 سنة، شهد هذا الساحل مذبحة، حيث قُتل أكثر من 20000 من الحيتان الرمادية، ولم يتبق سوى بضع المئات من الناجين.
    Bu kişi bu yönde bir ifade verdiğini yalanlamıştır. Open Subtitles و هذا الشخص أنكر تمام ان يكون قد شهد بهذا الكلام
    Miguel Ostos'un sık sık Maria Gambrelli'yi dövdüğü yolunda ifade verdiler. Open Subtitles شهد الذي ميجيل اوستوس الضربة ماريا جامبريللي كثيرا.
    Amerikan iç savaşı birkaç sene önce sona ermişti. Fakat birkaç subay savaş alanına bazı oldukça kötü nişancılık örneklerine şahit olmuşlardı. TED انتهت الحرب الأهلية الأمريكية منذ سنوات قليلة مضت. ولكن شهد اثنان من موظفي الاتحاد بعض العيوب المشينة في الرماية في ميدان المعركة.
    Geçtiğimiz 50 yıl aile olmanın anlamı açısından bir devrime şahit oldu. TED لقد شهد نصف القرن الماضي ثورة، في ما يعنيه مفهوم الأسرة.
    Aslında, uzun zamandır sade insan aklının bile rahatlıkla görebildiği bir şeyi görmüş ve işaret ediyor olmamdan dolayı üzülüyordum. TED حسنا، أنا آسف جدا لأنّي أشير إلى أن العقل الإنسانيّ النقيّ في الواقع ، شهد في نهاية المطاف ما كان ينتظره لفترة طويلة.
    Duruşmada şahitlik yapması için, onu kardeşini öldürmekle tehdit ettin. Open Subtitles لقد هددته بقتل أخيه إذا شهد ضدك في المحكمة
    Biliyorsun, bu sigara kutusu daha iyi günler de gördü. Şangay'dan almıştım. Open Subtitles كما تعرف , صندوق السجائر هذا شهد أياماً أفضل
    Kapitalist toplumun antagonistik çelişkilerini ilk gören 19.yüzyıl şairleriydi. Open Subtitles شهد شعراء القرن التاسع عشر بداية التناقضات المعادية للمجتمع الرأسمالي
    Ama Francis'in hepimiz için bir gelecek gördüğünü hatırlamaya çalışmak zorundayız. Open Subtitles لكن يجب أن نتذكر بأن فرانسس قد شهد مستقبل لنا جميعاً.
    Bu mutfak kaç krep görmüştür sence? Open Subtitles فكيف العديد من الفطائر رأيك شهد هذا المطبخ؟
    Olay yerinde olduğu, olayı gördüğü doğru mu? Open Subtitles أصحيح أنّه كان في مسرح الجريمة، وأنّه شهد جريمة القتل؟
    Görgü tanığı benim lehimde ifade verdi ve jüri de ona inandı. Open Subtitles شهد شاهد على روايتى وهيئة المحلفين صدقته
    On saflarda Musolini'nin gelişini izledi Open Subtitles لذا شهد صعود موسيليني من الصف الأمامي جداً
    Vuran kişi ifadesinde Freeman'ın soygundan haberi bile olmadığını söyledi. Open Subtitles وحتى شهد مطلق النار أن فريمان ليس لديه فكرة عملية سطو كان على وشك لتأخذ مكان.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد