| Ülkemde seyahat eden bir Hintliyim. Belâ için bir neden yok. | Open Subtitles | أنا هندي أسافر في بلدي و لا أرى أي سبب للمشاكل |
| Ülkemde, barbarlar ve hırsızlara verilen ceza baskın eli almaktır. | Open Subtitles | الكثير من المخربين واللصوص في بلدي نأخذ منهم اليد المسيطرة |
| Ülkemde evinin yanıp kül olması çok büyük uğursuzluk olarak görülür. | Open Subtitles | في بلدي الأمر يعتبر حظ سيئ جداً جداً عندما يحترق منزلُك |
| Ama, Ndofa'nın ülkesinde; Benim Ülkemde değil. | Open Subtitles | ربما، لكن ذلك حصل في بلد أندوفا وليس في بلدي |
| Benim Ülkemde böyle insanlar için bir şey derler. | Open Subtitles | اجل, لدينا قول ماثور في بلدي علي الاشخاص التي مثلة |
| Ne yazık ki, Ülkemde kızlar için yurt yoktu. Tıp fakültesine kabul edildim fakat oraya gidemedim. | TED | ولسوء الحظ، لم يكن هناك مهجع للطالبات في بلدي فلقد تم قبولي في كلية الطب، ولكن لم أتمكن من الذهاب إلى هناك. |
| Bu Ülkemde benzeri görülmemiş su baskınları yaratır. | TED | سيؤدي ذلك إلى حدوث فيضانات مفاجئة غير مسبوقة في بلدي. |
| Çünkü kendi Ülkemde vasıfsız biri olmak istemiyorum çünkü burası artık bizim ülkemiz değil çünkü zengin insanlar ve güçlü insanlar buraya ucuz işçileri, özellikle çekik gözlüleri insan müsveddelerini getirdiler ve daha gelmekte. | Open Subtitles | لانني لا اريد ان اكون عامل ابيض ابله في بلدي لانها لم تعد بلادي لان الاثرياء وذوي السلطه |
| Eğer artık Ülkemde yaşayamayacaksam En azından, sevdiğim kadınla olurum. | Open Subtitles | لو لم اكن في بلدي فعلي الاقل انا مع المراه التي احبها |
| Eğer artık Ülkemde yaşayamayacaksam En azından, sevdiğim kadınla olurum. | Open Subtitles | لو لم اكن في بلدي فعلى الاقل انا مع المراه التي احبها |
| İnan ya da inanma, benim Ülkemde de sinema var. | Open Subtitles | صدق أولا تصدق, لدينا قاعات للسينما في بلدي |
| Sana alışılmadık gelebilir; ancak benim Ülkemde bir taşıt, hareket halindeki bir silah anlamına gelir. | Open Subtitles | قد يبدوا لك غريباً لكن في بلدي الشاحنة مجرد سلاح فوق عجلات |
| Benim Ülkemde dokuz milimetre kızlara 16. yaşgünü hediyesi olarak verilir. | Open Subtitles | في بلدي نعطي أسلحة الـ 9 مليمترات للفتيات الصغيرات في عيد ميلادهن السادس عشر |
| Benim Ülkemde gerçek şarap olmadan kadeh kaldırmak kötü şans getirir. | Open Subtitles | في بلدي, يعتبر سبب للحظ السيء أن تشرب نخباً دون نبيذ حقيقي. |
| Samsonite'ıma sığmadı. | Open Subtitles | وقال انه لا يصلح في بلدي سامسونايت |
| Bizim oralarda, buna "taşralı avanak" deriz. | Open Subtitles | في بلدي ، نسميه "أحمق القرية"ـ |
| Benim ülkemin CIA'inden (merkez haberalma teşkilatı) bir konsept ödünç almak dinleyicileri yumuşatmanıza yardımcı olur. | TED | لأستعير مفهوم من وكالة الاستخبارات المركزية في بلدي. انها تساعدك لتلين جمهورك. |
| Toplumumdaki birçok erkek gazeteci ülkemdeki uyuşturucu bağımlılığı hakkında bir hikayeyi işlemek istiyor. | TED | بعض الرجال الصحفيين الموجودين في بلدي ، يريدون أن يغطوا قصة حول إدمان المخدرات في بلدي. |
| Komünist Çin'de de, eski komünist Rusya'da da, Hindistan'da ve benim ülkem Kanada'da da görülüyor. | TED | هذا يحدث في الصين الشيوعية، في روسيا الشيوعية سابقاً، إنه يحدث في الهند، في بلدي الأصلي كندا. |