| Siz çocukların tüm geri zekalı saçmalıkları ve benimle karşılaşmanız, bu kader. | Open Subtitles | أنتم من محبّي العلم وكل هذا الهراء و قد قابلتموني، إنه قدر |
| Sonra o gün neler olduğunu mümkün olduğunca doğru şekilde iletmeye çalıştık. | TED | بعدها حاولنا نقل ما حدث ذلك اليوم بأكبر قدر ممكن من الدقة. |
| Yalnızca ellerinden geldiğince deneyimlemek isterler ve yaptıklarının diğerlerine nazaran uygun olmasına bakmazlar. Uğur böceğine dokunmakla süneye dokunmak gibi. | TED | إنهم يريدون فقط أن يقوموا بالتجربة قدر المستطاع وليست لديهم أدنى فكرة عن التقارب النسبي ما بين لمس خنفساء وحشرة. |
| Görünen o ki, büyük adamların kaderi amaçlarının yerine geldiğini görememekmiş. | Open Subtitles | انه يبدو ان قدر الرجال العظام بان يروا اهدافهم لم تحقق |
| Sekiz saatlik bir çalışma gününde her bir şeye yoğun ilgi gösterdiğinde ne çok şey yapabildiğini görmek şaşırtıcı. | TED | وستتعجب من قدر ما يمكنك إنجازه في ثماني ساعات يومياً، إذا قمت بعمل كل شيء تلو الآخر بتركيز مكثف. |
| Hayır, pantolonlarını bit pazarından alıyor ve sana söyleyebileceğim kadarıyla çok az yıpratıyor. | Open Subtitles | كلا, هو يرتدي بنطال رخيص جداً ,على قدر ما أستطيع إخبارك لقد انتزعها |
| Bir insanın kaderini gerçekleştirmeye yardım ettiğin için mutlu olmalısın. | Open Subtitles | بجانب لا بد أن تكون ممتنا لأنك تمكنت من القيام بدورك بإنجاز قدر كائن آخر |
| İstediğin kadarını say. Sende ne kadar varsa, bende dört fazlası var. | Open Subtitles | . عُدها كيفما شئت على قدر ما لديك ، لدي أربعة أضعافها |
| Ve bundan sonra, annem bunun kader veya lanet olduğuna inandı, -- evrendeki heryerde bütün sebepleri araştırmaya koyularak bunun neden olduğunu anlamaya çalıştı. | TED | وبعد ذلك كانت امي تعتقد ان هذا قدر او لعنات بدأت بالبحث في كل الاسباب بالكون لماذ حدث هذا. |
| kader işte, atlarken zayıf bir noktaya inmiş ve birinin dairesinden içeri girmiş. | Open Subtitles | و كما قدر له فقد حط على منطقة ضعيفة من السطح و تحطم و مر عبره إلى شقة ما |
| Seçme şansın olsaydı nasıl bir kader seçerdin? Sultan olmayı seçerdim tabi ki. | Open Subtitles | إن كان يمكنك أن تختار قدرك فأى قدر تختاره ؟ |
| Kaslarınıza yıkım yaşatır, iyi beslenir, dinlenir ve bunu tekrarlarsanız, kaslarınızın mümkün olduğu kadar büyük ve güçlü olmasını sağlarsınız. | TED | عندما تمزّق عضلاتك، كُل طعاماً مناسباً، استرح و كرّر العملية، سوف تخلق ظروفاً لجعل عضلاتك كبيرة و قويّة قدر الإمكان. |
| Bu mikroplardan mümkün olduğunca hızlı şekilde ve çok miktarda enerji üretmek istiyorsunuz. | TED | ما تريدونه حقاً الكثير من الطاقة تخرج من هذه المكيروبات أسرع قدر الإمكان. |
| Bu arada, onlara elimden geldiğince fazla gölge vermeye çalışacağım. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، سأحاول إعطاءهم أكبر قدر من الظل ممكن |
| Birileri öğrenmeden, elimden geldiğince sizlerle bol bol vakit geçirmek istedim. | Open Subtitles | أردت أن نظل معاً على قدر المستطاع قبل أن يعرف أحد |
| Dediğim gibi, Kurakdiyarın yakınında yaşayan herkesin kaderi bu. | Open Subtitles | أنه يقول أنه قدر هؤلاء الناس اللذين يعيشون بقرب البحر السام |
| üçüncü oran hırsızlık oranların kaderi. | Open Subtitles | أن نُنْتَزَع من مناصبنا بسرقة من الدرجة الثالثة هو قدر قديم |
| Hayatımda ilk defa babamın beni ne kadar çok sevdiğini gördüm. | Open Subtitles | و لأول مرة فى حياتى, أرى ما قدر حب والدى لى |
| Anladığım kadarıyla burası yanlış plaj. | Open Subtitles | على قدر معرفتي لقد هبطنا على الشاطيء الخطأ |
| Bildiğim kadarıyla hayır, Sayın Bakan. | Open Subtitles | على قدر ما أستطيع أن أخبركم به سيدي الوزير، أقول لا |
| Sürdüreceği davranış biçimi budur O halde o sadece kendi kaderini değil Ailenin kaderini de değiştirmeye Çalışıyor | Open Subtitles | اذن فهو يرغب في تغيير قدر العائله و ليس قدره فقط |
| Tüm gecekondu mahallelerine gidemedik, fakat elimizden geldiği kadarını kapsamaya çalıştık. | TED | لم نكن نستطيع الذهاب لكل الأحياء الفقيرة ولكننا حاولنا أن نغطي أكبر قدر ممكن |
| Bir tencere kaynar suda spagettimizi dirileşene kadar pişiriyoruz, dişinize sıkı gelecek. | Open Subtitles | في قدر من الماء المغلية حتى تطهى تماما وتكون قاسية على الاسنان |
| Bak, Allah korusun, sana bir şey olsa, işlere ne olacak? | Open Subtitles | ماذا سيحدث لتجاراتك لو لا قدر الله حدث لك شي مكروه |
| Çünkü ticari şirketler en baştan beri sizden alabileceklerinin hepsini almak için tasarlanmışlar. | TED | لأن الشركات التجارية مصممة بطبيعتها للحصول على أكبر قدر منكم يمكنهم أن يأخذوه. |