| - Tüyo için teşekkürler, patron. - Hepsi bu değil. | Open Subtitles | شكراً على المعلومة , يا زعيم هذا ليس كل شئ |
| Bak, hayaların için üzgünüm. Şanslı bir vuruştu, Hepsi bu. | Open Subtitles | أنظر,أنا أسف لأجل خصيتيك لقد كانت ضربة خطا,هذا كل شئ |
| Adam kötü bir düş görüyordu, Hepsi bu. Büyütecek bir şey yok. | Open Subtitles | أدم كان لديه حلم سيئ هذا كل شئ إنها ليست مشكلة كبيرة |
| Oyun başına 10 dolar, 10 oyun. Kazanan, Hepsini alır. | Open Subtitles | عشر أدوار، كل دور عشر دولارات والفائز يأخذ كل شئ. |
| herşeyi denedik. her şeye baktık, her şeyi satın aldık. | TED | لقد حاولنا كل شئ وشاهدنا كل شئ، أشترينا كل شئ |
| Ve bu da, esasında Richard'ın söylediği derin şey: Bir şeyi anlamak için, küçük parçalarını anlamak lazım. Etrafındaki her şeyden azıcık anlamak lazım. | TED | ولذا، فأنه شئ عميق أن تحدث ريتشارد حول: لفهم أي شئ، يتوجب عليك فهم قليل من القطع. شئ قليل عن كل شئ يحيط به. |
| - Hepsi bu muydu? - Bir yıl içinde tekrar başvurabilirsin. | Open Subtitles | هذا هو كل شئ سوف يكون هناك مقابلة اخرى بعد عام |
| - Hepsi bu muydu? - Bir yıl içinde tekrar başvurabilirsin. | Open Subtitles | هذا هو كل شئ سوف يكون هناك مقابلة اخرى بعد عام |
| Hepsi aynı! herşeyi bilirler, ne zaman olur, nasıl durdurulur hariç! | Open Subtitles | يعرفون كل شئ عن كل شئ متى سيحدث و كيف يوقفونه |
| Onları almak için dönüyoruz. Onları arabaya alacağız, Hepsi bu. | Open Subtitles | سوف نعود من أجلهم نقلهم في السيارة، وهذا كل شئ |
| Yani ben sadece planın parçasıydım, öyle mi? Hepsi bu mu? | Open Subtitles | إذاً لقد كنت جزء من الخطة هل هذا كل شئ ؟ |
| O Çinli çocuk, bir haftalığına bende kalıyor. Hepsi bu. | Open Subtitles | هذا ولد صيني سوف يبقى لمده اسبوع هذا كل شئ |
| Sadece dışardan bir kaç resim çekçeğiz, Hepsi bu kadar. | Open Subtitles | كنا نحاول فقط التقاط صور خارجية للمباني، هذا كل شئ |
| Seni olayın dışında bırakmak için ödeme yaptım, Hepsi bu. | Open Subtitles | لقد دُفع لي لأخرجك من الصورة ، هذا كل شئ |
| Yeti, zombi, trol, kurt adam, Hepsini aradım ve her defasında | Open Subtitles | ورأيت كل شئ من وحش اليتي للزومبي للغيلان والمستذئبين وكل مرة |
| Hem de ucuza, çünkü senin Hepsini geri getireceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | . الرخيص ، لأنهم يعتقدون أنك ستعيد لهم كل شئ |
| Kırların içinde her şeye cevap verecek bir yer vardı. | Open Subtitles | فى مكان ما فى البرية توجد الأجابة عن كل شئ |
| Charles ona geçmişini hatırlatan her şeyden uzağa taşınmamızı istediği için bunu yaptım. | Open Subtitles | تشارلز أرادنا أن نبتعد عن كل شئ يذكّره بالماضي ولماذا تركته يفعل ذلك |
| - Onları kaybediyorsun! - Her şey yolunda mı, Bay Dickens? | Open Subtitles | هيا ستفقد أثرهم كل شئ على مايرام يا سيد ديكنز ؟ |
| Bu kadar mı? | Open Subtitles | حتى يتمكن رجالى من اللحاق بى .. هذا كل شئ ؟ |
| Leigh her şeyini kaybetmişti. Neden o aramayı yapamadığını biliyorum. | Open Subtitles | لي فقدت كل شئ أعلم لماذا لم تقم بذلك الاتصال |
| Sizde bunu sağlayacaksınız ve... ...herşey felaket gidiyorsa, bedelini ödeyip... ...hayatınızı alırdınız. | TED | فتحمل شئ كهذا معك وإذا دُمر كل شئ يمكنك الدفع لشراء حياتك |
| Sinirlerim hâlâ bozuk da ondan. Henüz her şeyin üstesinden gelemedim. | Open Subtitles | لأن اعصابى مازالت متوترة, فانا لم اتعافى من كل شئ بعد |
| herşeyin senin kadar mükemmel olmasını istediğim için beni suçlayabilir misin? | Open Subtitles | حسناً، أتلومينني لأنني أريد أن يكون كل شئ رائع، مثلكِ تماماً؟ |
| Şimdi de bütün bunları mümkün kılan, Bay Peter Becker. | Open Subtitles | والأن الرجل الذى جعل كل شئ ممكن مستر بيت بيكير |