ويكيبيديا

    "لا سبيل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yolu yok
        
    • imkânı yok
        
    • mümkün değil
        
    • dönüş yok
        
    • imkanı yok
        
    • imkan yok
        
    Kaderinizde böyle bir leke varken, diğer dünyaya huzurla girmenin bir yolu yok. Open Subtitles لا سبيل لأن تنتقل إلى عالم آخر يحملك إليه مصيرك
    Bilmenin yolu yok, ama sizin büyükbaba olacağınız zamana kadar yeteceğine eminim. Open Subtitles لا سبيل لنعرف ذلك ، و لكن هناك أمكانية أن يكون لديك أحفاد قبل ذلك
    - Emin olmanın bir yolu yok. - Bu tek olasılık. Open Subtitles لا سبيل لدينا للتأكد إنه الإحتمال الوحيد
    Oradan gemiyi geçirmenin imkânı yok, parçalayıp götürmezsen elbette. Open Subtitles ، لا سبيل إلى اجتيازه بالباخرة إلا إذا فككتها و حملتها
    Bilmek mümkün değil. Mayın patlamaları sensörleri aşırı yüklemiş olmalı. Open Subtitles لا سبيل لمعرفة ذلك لقد أثر التفجير على مستشعراتنا
    Bak, az önce gördüğümüz şeyden sonra, geri dönüş yok, anladın mı? Open Subtitles إنظري , بعد ما شاهدناه للتو لا سبيل للعودة , حسناً ؟
    Fakat sen sürekli kendine acımayı bırakmadığın sürece buna bir çözüm yolu bulmamızın imkanı yok! Open Subtitles لكنني اعرف بأنه لا سبيل لإيجاد حل مالم تتوقفي عن الشعور بالأسف تجاه نفسكِ كل الوقت
    Bilmenin yolu yok, ama mekânizmayı geri çekmenin bir yolunu biliyorsan... Open Subtitles لا سبيل للتأكد ، لكن لو كنت تعرف سبيلا لإعادة تشغيل الآلية الخاصة بها
    Buradan giriş yapmasının hiçbir yolu yok. Open Subtitles لا سبيل لأن تكون قامت بتسجيل الدخول من هناك
    Yüksek sesle bağırarak çıkış yolu yok desen de Buradan bir çıkış yolu var ! Open Subtitles هنالك سبيل للخروج من هذا المكان مهما علا صياحكَ بأنّه لا سبيل
    Hala hayattaysa bile, ona dönebilmenin bir yolu yok. Open Subtitles لا سبيل لكَ للعودة إليها حتّى لو لم تمُت بحلول الآن.
    Pekala,öğe Fort Greene Kuriye'den dün gizlice yerleştirilmiş... ve para ile sipariş edilmiş, bu yüzden takip etmenin yolu yok. Open Subtitles وضعت من مجهول أمس ودفع عن طريق الدفع على الطلب لذلك لا سبيل لتعقبه
    Eğer onu kapalı tutarsam bir şekilde onu düzeltebileceğimi düşündüm. Ama onu düzeltebilmenin bir yolu yok.. Open Subtitles ظننت أنّي سأعالجها بطريقة ما إنْ أبقيتها قريبة، لكنْ لا سبيل لمعالجتها
    Yeni bir ahır inşa edip sorunları yok etmenin hiçbir yolu yok. Open Subtitles لن تكون هناك وسيلة لبناء حظيرة جديدة لا سبيل لإنهاء الاضطرابات
    Kötü haber görebildiğim kadariyla bu hiç olmamiş gibi davranmanin bir yolu yok. Open Subtitles الخبر السيّء هو، بِحسب ما أرى لا سبيل حقيقي للتظاهر أنّ ذلك لم يحدث
    Emin olmanın hiçbir yolu yok. İletişim koptu. Open Subtitles ‫لا سبيل للتأكد، ‫يبدو أن الاتصالات انقطعت
    demektir. "Buraya ait değilsin." çok nadiren, "Burada var olmanın ve mutlu olmanın bir yolu yok." TED "أنت لا تنتمي إلى هنا" نادرًا ما تعني، "لا سبيل لتواجدك وسعادتك هنا".
    - Geçmenin imkânı yok. - Yüzemez miyiz? Open Subtitles ــ لا سبيل لعبورها ــ هل نستطيع قعها سباحة؟
    Evet, yine ben. Tüm numaraları denedim. Seninle bağlantı kurmamın imkânı yok. Open Subtitles هذا أنا، ثانيةً، لقد جرّبتُ الأرقام كافّة، لا سبيل لي للاتصال بكِ، ما الخطب؟
    Yani bir hastalığın var ama bunu kanıtlamanın imkânı yok. Çok süper değil mi? Open Subtitles لذا في الأساس، لديكَ مرض، لكن لا سبيل لإثبات ذلك
    Jumper Sahasına geçmemiz mümkün değil. Open Subtitles لا سبيل للوصول إلى ميناء المركبات الطائرة
    Fakat geriye dönüş yok. Open Subtitles و لكن لا سبيل للعودة إلى الماضي.
    Her şeyi saklamanın imkanı yok. Open Subtitles لا سبيل لك تتمكن من مواكبة كل شيء.
    - Bunu bana senin söyleyebileceğini umuyordum. Tamam, bunun bir rastlantı olmasına imkan yok. Open Subtitles حسنا ، لا سبيل إلى أن يكون هذا وليد الصدفة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد