Gemileri batıran bu adamlarla çalışmak sadece canavarların yapacağı birşey! | Open Subtitles | مايفعله الوحش حقاً هو السطو على السفن مع هؤلاء الأشرار |
Bu adamlarla çalışırken, yaptığın işin farklı yönlerinin farkına varıyorsun. | Open Subtitles | العمل مع هؤلاء الأشخاص، ورؤية أساليب مختلفة في أنجاز الأعمال |
Maria, bu insanlarla en azından işbirliği yapıyor gibi görünmeli. | Open Subtitles | ماريا، عليه على الأقل أن يتظاهر بالعمل مع هؤلاء القوم. |
Haftada bir kere bu çocuklarla çalışırsın. Bu konuda çok heyecanlılar. | Open Subtitles | سوف تعمل مع هؤلاء الاولاد لمده اسبوع سوف يصبحون مثيرون للغايه |
Ve bizden çok uzak yaşadığı düşünülen bu insanlara karşı empatik olmamak kolayımıza geliyor. | TED | من السهل علينا ألا نكون متعاطفين مع هؤلاء الناس الذين يعيشون بعيداً عنا. |
Patrick'in bu çocuklara verdiği şey çok güzel. | Open Subtitles | عمل رائع قام به باتريك مع هؤلاء الاطفال |
Sen oturup bu tip konuşan adamlar olan bu filmi izleyeceksin herhalde. | Open Subtitles | ..هل ستظلين هنا ، وتشاهدين هذا الفيلم مع هؤلاء الذين يتكلمون هكذا؟ |
Şimdi yaklaşık 7.4 milyar insana ve bu insanların dağılımının gösterildiği bir haritaya bakıyorsunuz. | TED | أنت الآن تنظر فقط إلى 7.4 مليار نسمة في هذه الخريطة التي رُسمت بالتناسب مع هؤلاء البشر |
Karanlık, çarpık kişilerle aynı dünyada yaşamanın getirdiği sonuçları nihayet öğrendin. | Open Subtitles | لقد تعلمت أخيرًا عواقب العيش في هذا العالم مع هؤلاء الأشرار. |
"Wall Street Journal"ı ara ve bu adamlarla şimdi bir anlaşma yapacağımızı söyle. | Open Subtitles | إتصل بـ صحيفة وول ستريت واخبرهم بأن يبرّموا الصفقة الآن مع هؤلاء الناس |
Bu adamlarla yapmam gereken işler var. | Open Subtitles | عذراً , لدى بعض الأعمال يجب أنهاءها مع هؤلاء الرجال |
Ve o adamlarla başa çıkma şeklin. | Open Subtitles | والطريقة التي تعاملت بها مع هؤلاء الرجال |
Burada bu insanlarla hayatımın büyük bir kısmını zaten tükettim. | Open Subtitles | لقد اهدرت الكثير من حياتي بالفعل مع هؤلاء الناس هناك. |
Yani, bu akşam, bu insanlarla olan yemeğimizi bitirsek ve... | Open Subtitles | كما تعلمين، ما إذا انهينا عشائنا مع هؤلاء الأشخاص و |
- Kaç. Güven bana. O insanlarla iş yapmak istemezsin. | Open Subtitles | ثق بي أنت لا تريد أن تتعامل مع هؤلاء الناس |
bu çocuklarla haftada bir kez bisiklete biniyorum, her Salı. | TED | انا اقوم بجولة بالدراجات الهوائية مع هؤلاء الاطفال مرة كل اسبوع كل يوم ثلاثاء .. |
bu çocuklarla çalışma hikayem ben genç kızken başladı. | TED | بدأت رحلتي في العمل مع هؤلاء الأطفال عندما كنت مراهقة |
Böyle insanlara karşı hoşgörülü olmamalı, bana güven, Randolph. | Open Subtitles | لا يجدر بك أن تكون ليّناً مع هؤلاء الأشخاص. خذها مني فأنا أعلم |
- Buraya insanlara karşı hoş olmak için gelmedik. | Open Subtitles | مع هؤلاء الناسِ نحن لَم نأتي إلى الهند لنكون لطفاء |
- Vic'in bu aşağılıklarla ne işi var? | Open Subtitles | ما الذي يفعله فيك مع هؤلاء الحثالة ؟ |
Ruiz'in bu pisliklerin arasında ne işi var? | Open Subtitles | لماذا ( رويـز ) مستلقيـاً هكذا على الأرض مع هؤلاء الحثالـة ؟ |
Bu adamlar tarafından kandırılmaktan bıktım usandım. O yüzden böyleyim. | Open Subtitles | لقد سئمت وتعبت من تواجدي مع هؤلاء الملاعين، هذا هو السبب |
Bak burası bildiğin yerlere benzemez burada sağlam adamlar var, ve seni öldürebilirler. | Open Subtitles | أنظري ، الروتين القاسي قد يعمل مع هؤلاء الصبية ولكن يمكن أن تتسببي في قتل نفسك |
İnsanların bu stajyerlere kancayı taktığının farkındayım, ama herkese bir şeyler öğretilebilir, anlıyor musun? | Open Subtitles | أعرف أناس يخفقون مع هؤلاء المستجدين، لكن كل شخص قابل للتعلّم, أتعلم؟ |
Peki sizce bu insanların hepsiyle ilgili bir gerçeğin Güney Afrika devletine karşı şiddeti desteklemek olduğu doğru değil mi? | Open Subtitles | وهذا ليس صحيحا العامل المشترك مع هؤلاء الأشخاص هو أنهم دعوا إلى العنف ضد حكومة جنوب أفريقيا |
Bu kişi bana, acılarımıza sadece güven ve umudun çare olabileceğini ve korktuğumuz kişilerle ortak paydamızın bizi bölmekten çok daha öte bir şey olduğunu hatırlattı. | Open Subtitles | شخص ما ذكرني بأن الأمل والثقة يمكن أن تشفي جراحنا وهذا ما نشاطره مع هؤلاء الذين كنا نخشاهم هو أكبر بكثير من كل ما يفرق بيننا |