ويكيبيديا

    "مناعة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bağışıklık
        
    • bağışıklığı
        
    • bağışık
        
    • bağışıklığım
        
    • immün
        
    • bağışıklı
        
    • bağışıklığın
        
    • bağışıksın
        
    • bağışıklığa
        
    • bağışıklığımız
        
    Yani, eğer bin kişiden oluşan bir topluluğumuz varsa ve o topluluğa bir patojene karşı bağışıklık kazandırmak istiyorsak. herkesi bağışık hale getirmemiz gerekmez. TED لذا ، إذا كان لدينا سكان من ألف شخص و نريد أن نجعل السكان لديهم مناعة من مسببات المرض ليس علينا تحصين كل شخص
    Ve mikroplarımız, onlara bağışıklık kazanmamış insanları silip süpürdüğünde ne kadar sorumluysak, bundan da o kadar sorumluyuz. TED وليس ذلك بقدر خطأنا مثل ما هو بقدر خطأنا في إنتشار فيروسات الحيوانات الأليفة.. للذين التي لم تكن لديهم مناعة منها.
    Bir süre sonra, onları korkutan sese bağışıklık kazanıyorlar. TED فإنهم يكونون مناعة من الأصوات التي تخيفهم بعد مدة.
    Eğer bu kadının doğal bir bağışıklığı varsa, çok değerli demektir. Open Subtitles اذا كانت هذه المراة لديها مناعة طبيعية فانها تعتبر ثمينة جدا
    Ben de üç defa geçirmiştim. Hiç bağışıklığım yokmuş. Open Subtitles أصبت بجدري الماء 3 مرات ليس لدي مناعة ضده
    Veya bağışıklık yetmezliği yüzünden evine mikrop getirme korkusuyla kızını riske atmak istemeyen ve bu sebeple evden ayrılamayıp okula gidemeyen Ryan gibi. TED أو راين، الذي لا يستطيع الذهاب الى الجامعة، بسبب نقص مناعة ابنته لا يجازفون بجلب جراثيم الى منزلهم، لذا لا يستطيع مفارقة المنزل.
    Çoğu bakterinin hücrelerinde, her duruma uyabilen ve virüssel DNA'yı tespit edip yok edebilen CRISPR adlı bir bağışıklık sistemi mevcuttur. TED لدى أنواع عديدة من البكتيريا في خلاياها نظام مناعة تكيفي يدعى كريسبر وهو يساعدها على رصد الحمض النووي المصاب بالفيروسات وتدميره.
    Zaman içinde bu sürekli gözetim sayesinde bağışıklık sistemi başka bir fayda daha sunar: uzun süreli bağışıklık kazanmamıza yardım eder. TED ومن خلال المراقبة الثابتة مع مرور الوقت، يمنح الجهاز المناعي فائدة أخرى: مساعدتنا على تطوير مناعة طويلة الأجل.
    Kızamık gibi belli hastalıklara bu şekilde bağışıklık kazanırsınız. TED بهذه الطريقة يمكنك أن تطوّر مناعة ضد بعض الأمراض، مثل جدري الماء.
    Ve hamam böceklerinden kurtulmaya çalışan herkesin bildiği gibi, hamam böcekleri kullandığımız zehirlere karşı bağışıklık kazanmışlardır. TED والصراصير، كما يعرف كل من حاول التخلص منهم، أصبح لديهم مناعة بالفعل من السموم التي نستخدمها.
    Eğer bu bölgeler, donör ile alıcıda benzer ise alıcının bağışıklık sisteminin, donör hücreleri kabul etmesi daha muhtemeldir. TED إن كانت هذه المناطق متطابقة في المتبرع والمتلقي، من المرجح أن جهاز مناعة المتلقي سيتقبل خلايا المتبرع.
    Barsaklar, aslında vücudunuzu koruyan en büyük bağışıklık sistemi elemanlarından biri. TED ان المعدة في الحقيقة اكبر جهاز مناعة نملكه وهو يدافع عن جسدنا بشراسة
    Biri tıptı yapay bağışıklık sistemleri yaratma, birer birer hücreleri iyileştirme, ...hatta yaşlanmayı durdurmak için DNA'yla oynama. Open Subtitles خلق نظام مناعة اصطناعي إصلاح خلايا فردية حتى التلاعب في الحمض النووى لوقف الشيخوخة
    Ve silip süpürdü-- o patojenler, bağışıklığı olmayan yerli halkları sildi süpürdü. TED وقضت هذه الجراثيم.. قضت تماما على السكان المحليين.. الذين لم تكن تحمل أجسادهم مناعة منها.
    Bu noktada, sürü bağışıklığı devreye giriyor, bu yaklaşımda virüs artık yeni konakçılar bulamıyor. TED في هذه المرحلة تنشط مناعة القطيع حيث لم يعد بوسع الفيروس أن يجد مستضيفين جدد.
    Fakat böylesine yüksek bir hayat riski olmadan sürü bağışıklığı oluşturmanın başka bir yolu da var. TED لكن هنالك طريقة أخرى لخلق مناعة القطيع بدون خسائر كثيرة في الأرواح.
    Çünkü bir ya da iki bağışık olmayan kişi hastalansa bile, onların etkileyeceği başka insan yoktur. TED لأنه حتى لو واحد أو أثنين من ليست لديهم مناعة أصيب بالعدوى ليس هنالك أحد ليعديه
    Diğer çocuklar gibi timmy de bağışık çünkü onların bünyelerinde antibiyotik var. Open Subtitles أولئك الأولاد مثل تيمي عندهم مناعة أيضا لأنهم أخذوا المضادات الحيوية
    Boğulmaya karşı bağışıklığım varsa, her yerde geçerli mi? Open Subtitles إذن لو كانت لدي مناعة ضد الغرق أقصد هل ينطبق ذلك في كل مكان ، مثل المحيطات
    Sokaklarda yaşamaya bağlı immün sistem zafiyeti onu HPV'ye yatkın hale getirmiş olabilir. Open Subtitles جهاز مناعة ضعيف من العيش بالشوارع قد يكون جعلها عرضة لفيروس الحليمي البشري
    Yani sen bağışıklı, seçilmiş kişi veya öyle bir şey misin? Open Subtitles إذن هل أنت لديك مناعة أم من القلة المختارة ، أم شيء كهذا؟
    NZT'in yan etkilerine bağışıklığın olduğunu biliyorum ve bunun seni kendinin bir nedenle farklı olduğunu düşünmene sebep olduğunu biliyorum , ama değilsin. Open Subtitles اعرف بان لديك مناعة ضد تاثيرات ان زي تي و اعلم ان هذا يجعلك تفكر بانك مختلف بطرقة ما و لكنك لست مضاد
    Bunun anlamı sen bağışıksın. Open Subtitles يعني ذلك أن لديك مناعة
    Bu gizemli derde karşı doğal bir bağışıklığa sahip olabilir. Open Subtitles من الممكن أن لديها مناعة طبيعية لأجل هذا البلاء الغامض
    Kültürümüzün kenarlarında kalan bütün o değersiz şeylere karşı bağışıklığımız var. TED لدينا مناعة من جميع أنواع النفايات المحيطة بأطراف ثقافاتنا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد