| Babamın işini devam ettirdiği için de mutluyum. | Open Subtitles | وأنا سعيد لأنها تقوم بإستكمال أبحاث والدي |
| Bu zamanı beraber geçirdiğimiz için de mutluyum. | Open Subtitles | وأنا سعيد لقضائنا هذا الوقت معاً |
| Ve üçümüzün bir arada olduğu bir fotoğrafımız olmadığından gerçekten çok mutluyum. | TED | وأنا سعيد أنه لا توجد أي صورة تُظهرنا جميعاً بالقرب من بعضنا البعض. |
| Onların buluşlarının laboratuarlardan çıkıp gerçek dünyayla buluştuğunu görmekten ötürü de çok mutluyum. | TED | وأنا سعيد لرؤية اكتشافاتهم تخرج من المختبر إلى العالم. |
| Çok naziksiniz. Bu olanağa sahip olduğum için çok memnunum. | Open Subtitles | هذا لطف منك، أيها الأمير وأنا سعيد أيضاً بقبول دعوتك |
| Evet, bu onun için talihsiz bir zamandı, ama bu çok hoştu ve çok mutlu oldum, gelip de bunun bir parçası olduğu için. | Open Subtitles | انه من المحزن جدا ما يحدث له, ولكن من الجميل حقا وأنا سعيد قالت انها يمكن ان يشارك. |
| Ne güzel bir gün. ben mutluyum, Erinna mutlu. | Open Subtitles | إنه يوم جميل وأنا سعيد وايرينا سعيدة |
| Sayenizde operasyonun ilk evresinin tam bir başarı olduğunu söylemekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | شكراً لكم مبدئياً وأنا سعيد أن أقول أن أول جزء من العمليه قد قابل نجاح معقول |
| Beni çok memnun eden 20 yıllık bir genişleme planım var. | Open Subtitles | لدي خطة توسّع تدريجية تستمر 20 عام وأنا سعيد للغاية بها. |
| O mutlu ve ben de mutluyum. | Open Subtitles | هي سعيدة ، وأنا سعيد. |
| Biliyorum bu iyi bir zaman değil, ve benden istediğin şeyi yapıyor olduğum için de mutluyum, ama ortalıkta Katie Conner'ı izlemek... | Open Subtitles | أعرف أن هذا ليس الوقت المناسب, وأنا سعيد بعمل كل ما تحتاجين منّى عملُه الآن، ولكن... ملاحقة (كيتى كونر) فى كل مكان... |
| O mutluysa ben de mutluyum. | Open Subtitles | هو سعيد, وأنا سعيد. |
| Ve genç Efendi Hawkins neredeyse ölecekken, ona yardım edebildiğim için çok mutluyum efendim. | Open Subtitles | ليعمل واجبه وأنا سعيد لأنني ساعدت في إنقاذ حياة جيم |
| Beraber yaşayacağınızı duydum ve sizin için çok mutluyum. | Open Subtitles | سمعت أنكما ستنتقلان للعيش سوياً، وأنا سعيد لأجلكما فعلاً |
| Henry, çok mutluyum ama yarın bize ne olacak? | Open Subtitles | أوه، هنري، وأنا سعيد للغاية. ولكن ما سوف يحل بنا غدا؟ |
| Ben de fiyakalı doktoraların arasından beni seçtiğiniz için çok memnunum. | Open Subtitles | وأنا سعيد لأنّكِ نظرتِ إلى ما وراء كل تلك الشهادات الفاخرة، |
| Ve bu alanlarda sanat koruyucularının olmasından çok memnunum. | TED | وأنا سعيد بأن لدينا رعاة للفنون في هذه المجالات. |
| Bugün sizlere ilk sentetik, kendi kendini temizleyen, kuru yapıştırıcının üretildiğini duyurmaktan çok memnunum. | TED | وأنا سعيد جدا لأبلغكم اليوم أن أول لاصق صناعي جاف ذاتي التنظيف قد صنع. |
| Ben de tamamen senin gücünün altında ve orada olmaktan çok mutlu olduğumu söyledim. | Open Subtitles | قلت أني بالكامل تحت سيطرتك وأنا سعيد بهذا |
| Ben de tamamen senin gücünün altında ve orada olmaktan çok mutlu olduğumu söyledim. | Open Subtitles | قلت أني بالكامل تحت سيطرتك وأنا سعيد بهذا |
| Herkes ölüm ve travmaları umursarken, ben mutluyum. | Open Subtitles | كل شخص أهتم له ميت أو مصدوم وأنا سعيد |
| O harika biri ve ben mutluyum. | Open Subtitles | هو رائع، وأنا سعيد. |
| Bugün kalbimdeki boşluğun dolduğunu söylemekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | وأنا سعيد لأن أقول لكم جميعا أننى أحب وأن حياتى عادت من جديد |
| Saygı duyduğum başarınız ve yağmadan alacağım pay için mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | وأنا سعيد بأن أحيي إنجازاتك. وأن أشارككم بأرباح غارتكم. |
| Eğer Vorborton'a son cevabını verdiysen çok memnun oldum. | Open Subtitles | إذا كنت قد أعطيت حقا اربورتون جوابه النهائي، وأنا سعيد إلى حد ما. |