ويكيبيديا

    "ولكن مع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ancak
        
    • Ama yine
        
    • fakat
        
    • Ama bir
        
    ancak bu Büyük Göç sona erdiğinde hemen hemen yarısı ülkenin her yerinde yaşıyorlardı. TED ولكن مع انتهاء تلك الهجرة الكبرى، كان النصف تقريبًا يعيشون في باقي أنحاء الدولة.
    ancak eski bir silahla, silahlı birliklerin en iyi nişancısı bile hedefi vuramazdı. TED ولكن مع بندقية قديمة لا يمكن لأفضل قناص في القوات المسلحة أن يصيب هدفه
    Ama yine de göllerin tamamen donduğu altı ay boyunca süren kışlar vardı. TED ولكن مع ذلك، مثل، سيكون طول الشتاء ستة أشهر حيث تتجمد البرك المائية.
    diyen bir tonla iletti. Ama yine de bundan önce yüzlerce kez olduğu gibi, yüzümden gözyaşlarımın aktığını hissettim. TED ولكن مع ذلك، تماماً كمئات المرات سابقاً، شعرت بالدموع تنهمر على وجهي.
    fakat süreç geliştikçe, yetenekli insanlara istediklerini yapma özgürlüğünü vermenin akıllıca olduğunu anlamış. TED ولكن مع انكشاف العملية، بدأ يدرك الحكمة من السماح للموهوبين بالكشف عن شغفهم
    Bilgisayar sesleri bazen çok gelişmiş olmayabiliyorlar, fakat bilgisayarımla hiç olmadığı kadar geniş çapta iletişim kurabiliyorum. TED ان اصوات الكمبيوتر .. لاتبدو احيانا متفائلة .. ولكن مع الحاسوب خاصتي يمكنني ان اتواصل بصورة واسعة جداً اكثر من ذي قبل
    Ama bir Federal mi? Öyle bir herife rüşvet verirsen... Open Subtitles ولكن مع الفيدرالى ، فانت بحاجة الى معالجة الأمر معه
    ancak yaptığımız her cesur konuşmada dünyayı kafası karışmış o genç için biraz daha iyi ve basit kılıyoruz. TED ولكن مع كل نقاش جريء لدينا، نجعلُ العالم أفضل قليلًا، وأبسط قليلًا من أجل المراهقين المشوشين.
    Bu işlem, ilk sözcüğünüzden son sözcüğünüze kadar aynı şekildedir, ancak siz yaşlandıkça gırtlağınız da yaşlanır. TED هذه العملية تتكرر بنفس الوتيرة من كلماتك الأولى إلى الأخيرة، ولكن مع تقدمك في العمر، فإن الحنجرة تتقدم في العمر أيضًا.
    Kendine güvenmeyen , zayıf bir kediymiş. ancak onu seven ailesinin uzun ve sabırlı yardimları sonucunda, şimdi, 3 yıl sonra, mutlu ve kendine güvenen bir kedi. TED كانت مهزوزة وغير واثقة من نفسها. ولكن مع الدعم الذي تلقته من عائلتها، والوقت المكرس لها، وصبرهم، الآن، وبعد ثلاث سنوات، أصبحت قطة سعيدة وواثقة من نفسها.
    İşte Amerika Birleşik Devletleri; Yeni Zelanda'dan oldukça zengin, ancak sosyal ilerleme seviyesi daha düşük. TED ها هنا الولايات المتحدة ـ أغنى كثيرًا من نيوزيلاندا، ولكن مع معدل منخفض من التقدم الاجتماعي.
    ancak, 50 yaşına geldiğimizde, doğduğumuzda beynimizde bulunan bütün sinir hücrelerini, yetişkinliğimizde çoğalan hücrelerle değiştirmiş oluyoruz. TED ولكن مع مرور الوقت وبلوغنا 50، نكون قد استبدلنا كل الخلايا العصبية التي وُلدنا بها في ذلك الجزء بخلايا عصبية بالغة.
    ancak sonra ileriki varsayımlardan bazılarında bir tuhaflık bulmalısınız. TED ولكن مع ذلك يجب عليكم أن تجدوا شيئاً ما خاطئاً في أحد الافتراضات التالية.
    Gördüğünüz gibi bu da başka türlü, oldukça ruhani Ama yine de çok sıkı bir kontrol. TED هذا نوع مختلف، روحانى للغاية ولكن مع ذلك تحكمى بشكل راسخ
    Belki o kadar çok değil Ama yine de onlarda bir iz bırakmıştı. Open Subtitles لَيسَ بالكثير، ربما، ولكن مع هذا، و بقية منتظرة أمر رحيلها.
    Babam her seferinde detone olurdu Ama yine de garip bir tılsımı vardı. Open Subtitles كان أبي دائما يغنيها ولكن مع كثير من الخجل
    Ben ve annen, çok mutlu olamadık, Ama yine de sorun değildi. Kazanmak güzeldi. Open Subtitles حسناً, لم نعش بسعادة أبدية على ما أعتقد ولكن مع هذا من الجميل ان أفوز
    Evet Ama yine de onu zorlamamalıydım. Open Subtitles أعلم، ولكن مع ذلك، كان يجب عليّ ألّا أضغط عليه في ذلك
    fakat bu kadar basit bir oyunla bile, oynamaya başladığım bir kaç gün içinde, depresyon ve kaygı hissi gitti. Öylece yok oldu. TED ولكن مع أن اللعبة في غاية البساطة وخلال بدء اللعب لعدة أيام فقط فإن ذلك الإكتئاب والقلق قد ذهب.
    fakat hastaların yarıya yakınında bu olmuyor. TED ولكن مع ذلك، في حوالي نصف المرضى، هذا لا يحدث.
    fakat büyük güçler beraberinde büyük sorumluluk getirir ve herkes, eğer böyle güçlerimiz olsaydı sadece iyilik için kullanacağını düşünmek ister. TED ولكن مع القوة العظيمة تأتي مسؤولية عظيمة، الكل يحب أن يعتقد أنه بامتلاكنا لهكذا قوة، سنستخدمها في سبيل الخير فقط.
    Paul'un kızı babasının izinden gitti Ama bir farkla: Beş yıl önce mezun olduğunda devasa bir borcu vardı. TED اتبعت ابنة بول خطواته، ولكن مع إختلاف واحد: عندما تخرجت منذ 5 سنوات، كان ذلك مع دين ضخم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد