| Aklına ne gelirse... Hiçbirine güvenme. Her duyduklarını Rıfkı'ya söylerler. | Open Subtitles | لا تأتمن أي منهم انهم يخبرون" رفقي " بكل شيء |
| Güvende olmak için diğer insanlara yalan söylerler. | Open Subtitles | إنهم يكذبون على بعضهم، إنهم يخبرون الناس بأشياء ليست حقيقية لإبقاهم آمنيّن |
| Onlar suçlayıcı bir şey bulduklarında, dünyaya anlatırlar. | Open Subtitles | إذا عثروا على حقيقة إجرامية واحدة سوف يخبرون العالم بأسره |
| Küçük adamlar kendilerine anlatırlar ki günlerini fazla çığlık atmadan geçirebilsinler. | Open Subtitles | الخرافات الصغيره الناس يخبرون انفسهم ليمضوا ايامهم دون صراخ كثير |
| 16 yaşında, herkes birilerine bir şey söyler. Aileleri hariç. | Open Subtitles | بسن السادسة عشرة يخبرون الكل عدا والديهما بأي شئ |
| İnsanlara orada telefon olmadığını söylüyorlar ama bu resmen yalan. | Open Subtitles | أن يخبرون الناس بأنها منطقة ليس فيها هواتف، لكنها كذبة. |
| Onlar tüm bu yapabildiklerini garipserler, ama kimseye söylemezler, çünkü insanlar senin gibi aklını kaçırırlar. | Open Subtitles | و جميعهم يظنون أنه من الغريب, أن بامكانهم القيام بتلك الأشياء و لكنهم لا يخبرون أحداً لأنالناس سيهلعون كما هلعت أنت |
| Onlar her şeyi anlatır. İnsanlar incinmek ister. | Open Subtitles | انهم يخبرون الجميع , الناس تريد أن تتأذى |
| Birbirlerine yalan söylerler. Birbirlerine yalan söylerler. | Open Subtitles | إنهم يكذبون على بعضهم، إنهم يخبرون الناس بأشياء ليست حقيقية لإبقاهم آمنيّن |
| Sizi daima hatırlayacak insanlar olacağını söylerler ya... | Open Subtitles | هل تعرف عندما يخبرون ان هناك أشخاص سيتذكرونك للابد ,؟ |
| Kendilerini tam tersini yapıyorken erkekler insanlara bir şey yapmalarını söylerler. | Open Subtitles | رجال يخبرون الناس بفعل شيء بينما يفعلون نقيضه |
| Hayır, bu doğru. Birbirlerine her şeyi anlatırlar. | Open Subtitles | لا، هذا حقيقى، انهم يخبرون بعضهما البعض كل شئ |
| Arkadaşlar birbirlerine neler olduğunu anlatırlar. | Open Subtitles | الاصدقاء يخبرون بعضهم ما الذي يحدث في حياتهم |
| Umarım bunu birçok insana ulaştırırsın ve onlar eve giderken arkadaşlarına ve onlar da başka arkadaşlarına bunu anlatırlar. | TED | آملةً بأن توصل كلمتي للناس فيعودون لبيوتهم ويخبرون عنها أصدقاءهم الذين يخبرون أصدقاءهم ، إلخ . |
| Kadınlar masaların nereye yerleşeceğini söyler erkekler bunu hallettikten sonra gitmekte özgürdürler. | Open Subtitles | النساء يخبرون الرجال أين ينصبون الطاولات المنطوية و الرجال يقومون بنصب الطاولات لذا يصبح الرجال أحراراً |
| Cinsel taciz kurbanlarının bazıları ailesine söyler bazılarıysa bir şekilde dışa vurur. | Open Subtitles | لم أظن مطلقا أنهم كانوا يتعرضون للإعتداء بعض ضحايا الإعتداء الجنسي يخبرون اهاليهم |
| Reklamcılar Chumhum'a ulaşmak istedikleri insanların yaş, cinsiyet, etnik geçmişlerini, ...ve Chumhum mecburiyetini söyler. | Open Subtitles | يخبرون تشام هام انهم يريدو نالوصول لأشخاص من سن معين ,جنس أو معتقدات معينه و تشام هام تستجيب لذلك, لا شيء أكثر |
| Websitelerinden bunları alan insanların otakusu var ve gidip arkadaşlarına da söylüyorlar ve yayılıyor ve yayılıyor. | TED | هؤلاء الناس الذين يشترونها على الموقع لديهم أوتاكو، ثم يخبرون أصدقائهم، ثم تنتشر وتنتشر. |
| Aileler çocuklarına büyüdüklerinde ne isterlerse o olabileceklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | الأهل يخبرون أبناءهم أنهم يمكن أن يكونوا أي شيء يريدونه عندما يكبرون |
| Şu anda muhtemelen başka bir kıza da aynı şeyleri söylüyorlar. | Open Subtitles | وهم من المحتمل انهم يخبرون فتيات آخريات بنفس الكلام حالياً |
| Daha kolaylar ve yakalanmamak için kimseye de bir şey söylemezler. | Open Subtitles | فهم سهلين المنال , و لن يخبرون احدا لكى لا يتم الامساك بهم |
| Çünkü normal insanlar herkese, her şeyi söylemezler. | Open Subtitles | لأن الناس الطبيعين لا يخبرون الجميع كل شئ |
| Kızlar babalarına her şeyi söylemezler. | Open Subtitles | إن البنات لا يخبرون آبائهن بكل شئ دائماً |
| Evli insanlar birbirlerine her şeyi anlatır. | Open Subtitles | المتزوجون يخبرون بعضهم الأشخاص |