| Bu adamımın şan ve şöhretini çalan kaltak değil mi? | Open Subtitles | يالهى اليست هذه العاهره المجرمه الذى سرقت المجد من رئيسى |
| Öldüğü sene bu figürlerden bazılarına örtü konduğunu gördü, şan ve şerefi için büyük gayretine karşılık önemsiz bir rahatsızlığın zaferi olarak. | TED | في السنة التي توفي فيها شاهد العديد من هذه الصور مغطّاة، مما مثّل انتصاراً للتفاهة على سعيه إلى المجد. |
| "Sonsuz şan ve şeref ülkemizin özgürlüğü uğruna hayatlarını kaybetmiş kahramanların olsun." | Open Subtitles | كـل المجد لـلأبطـال الذيـن سقـطـوا أثناء كفاحهم من أجل تحرير وطننا |
| Yukarıda şan dersim var, üstümü değişmem gerek. | Open Subtitles | لديَّ درس غناء بأعلي ولابد أن أغير ملابسي |
| Tanrı, bombaya şan ve şeref verdi gök kubbeden kendi elleriyle gönderdi. | Open Subtitles | تعلن السماء مجد القنبلة والسماء تبارك العمل اليدوي |
| şan şöhret peşine yapılan kahramanca hareketler, faziletsizlikten gelir. | Open Subtitles | لا يوجد سمو أخلاقي في الأعمال البطولية التي تسعى للمجد. |
| Yerli kardeşlerimizin zengin toprakları için arzularız şan ve şeref için arzularız kazanç için, intikam için. | Open Subtitles | ، ألأجل أرض أخوتنا الهنود الغنية ، ألأجل المجد ألأجل الأرباح أم لأجل الإنتقام |
| şan ve ünün gökten yağmasını, arkama yaslanıp beklemekten başka çarem yok. | Open Subtitles | الآن لا يتبقي سوي الجلوس وانتظار دوران عجلة المجد |
| Artık şan yada para için sosisli yemiyorum. | Open Subtitles | لا أكل نقانق الكلاب لأجل المجد أو مالٍ أكثر. |
| şan ve şöhret elde etmek için insanları basamak gibi kullanabilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أستخدم الناس إذا كان هذا سيوصلني إلى المجد |
| Sana verdikleri şan şöhreti sonunda geri alırlar. | Open Subtitles | إنهم يأخذون المجد الذي يمنحونه في النهاية |
| O defteri tutma nedenin şan ise Tanrı yardımcın olsun! | Open Subtitles | , إذا كان من المجد إبقاء سجل الحسابات . إذن الله يساعدك |
| şan için ejder avlama geleneğini o başlattı. Onlar mükemmel ateşbükücülerdi. | Open Subtitles | لقد بدأ التجارة لإصطياد التنانين لأجل المجد لقد كانوا المسخرين النهائيين للنار |
| Diğerleri şan şöhret kazanmasını izlerken, sen laboratuarda tıkılmış kalıyorsun. | Open Subtitles | أنت الجندي المجهول الّذي يتعب وراء الكواليس و يشاهد الآخرين يحصلون على المجد |
| Ne teklif etmiş olabilir ki? Ne şan, ne de şöhret umurunda değil! | Open Subtitles | ماذا يمكنه أن يقدم لرجل لا يسعى إلى الشهرة ولا المجد |
| şan ve şeref senin olmalı ama her şeye gücü yetecek şekilde. | Open Subtitles | أنا أحب كثيرا المجد , ولكنه من صفات الله سبحانه وتعالى |
| Önemi yok ya, biz uzay kovboyları işimizi şan şöhret için yapmıyoruz. | Open Subtitles | لابأس، أتعرف، نحن رعاة بقر الفضاء لا نفعل هذا من أجل المجد والشهرة |
| Acaba diyordum bana şan dersi verir miydin? | Open Subtitles | ..كنت أتساءل إذا استطيع أن ادفع لك أدفع لك من أجل دروس غناء |
| Buraya gelmek için şan dersini bıraktım ben. | Open Subtitles | هل تعلم بأني تركت حصة غناء لكي آتي إلى هنا؟ |
| Ama Bourbaki grubu için, projenin amaçları kişisel şan ve şerefe ağır basıyordu. | Open Subtitles | أهداف المشروع تتخطى أي رغبة في تحقيق مجد شخصي. |
| şan için değil, Sultan için can alan filozoflar ve zanaatkarlarız. | Open Subtitles | نحن الفلاسفة والحرفيين الذين يقتلون من أجل السلطان ليس للمجد |
| Majesteleri, tek yapabileceğim, savaş meydanında kazanacağım onur ve şan için Tanrı'ya şükretmektir. | Open Subtitles | جلالتك, لا يسعني إلا شكر الرب على الفرصة للفوز بالكرامة والمجد في الميدان |
| şan şöhreti zanaattan üstün tutan dikkatsiz ve acemi kaligraflardan değilim. | Open Subtitles | بالطبع لديّ مُزيل للحبر أنا لست من الكُتّاب المُهملين الهواة |
| şan kazanmak için çıkıyoruz sahaya. | Open Subtitles | نحن نَخْرجُ هناك للمجدِ. |