| fena değil. Ama sen bir Italyansın ve biraz daha İtalyan ol. | Open Subtitles | ليست سيئة , لكن أنتِ إيطالية لذا حاولي أن تكون إيطالية أكثر | 
| ...250 bin dolar fena bir işten çıkarılma tazminatı sayılmazdı, değil mi? | Open Subtitles | فمبلغ 250 ألف دولار لن يكون كمية إنقطاع سيئة أليس كذلك ؟ | 
| Hiç fena değil, ancak kapağa bir bakın, ne eksik burada? | TED | هذا ليس سيئا, لكن إذا نظرنا إلى الغلاف, ما الشيء المفقود؟ | 
| İlk yarı için fena değil. Ama bunu devam ettirmeliyiz. | Open Subtitles | الشوط الأول ليس سيئا ولكن يجب أن نحافظ على ذلك | 
| Kız tarzımı beğendiğini söyler, Bence o bana fena hasta... | Open Subtitles | هي قالت بأنها تحب غنائمي, انا اعتقد انها سيء بما | 
| Atları da güzelmiş. - Henüz gençler, ama fena değil. | Open Subtitles | خيولكم هذه جميلة إنها صغيرة السن ولكن لا بأس بها | 
| Harcandığında bile katlanan sosyal sermaye için fena bir getiri değil. | TED | ليست عائد سيئ لرأس المال الأجتماعي، التي تتركٌب حتى عندما تنفقها. | 
| Çok güzeldi. Orta halli bir çift için fena bir hayat değildi. | Open Subtitles | .. كان جميلاً لم تكن حياة سيئة بالنسبة لثنائي من الطبقة المتوسطة | 
| Tüm dünya tehlikedeyken, hiç de fena bir fikir değil. | Open Subtitles | عندما يكون العالم كله على المحك هذه ليست فكرة سيئة | 
| Bunun tek bir anlamı olabilir. Beni çok fena istiyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | هذا لا يعني سوى شيء واحد تريدني بطريقة سيئة ، أليس كذلك؟ | 
| Ama çalışacağını düşünmesi hiç de fena bir fikir olmayabilir. | Open Subtitles | لكن قد لا تكون فكرة سيئة له ليعتقد أنّك ستعمل | 
| İşin iyi tarafı bende Onlu peri var. Hiçte fena sayılmaz. | Open Subtitles | الشئ الجيد, أن لدي ورقتي عشرة و هذا ليس سيئا أبدا | 
| Benim oğlan video oyunları hastasıdır Pong oyununda ben de fena değildim. | Open Subtitles | ابني بارع في العاب الفيديو وانا لم اكن سيئا في لعبة البونغ | 
| Tamam tamam, hiç fena değildi Katy. Hiç fena değildi. | Open Subtitles | حسنا حسنا, ليس سيئا يا كيتي ليس سيئا على الإطلاق | 
| Ki hiç fena değil. Fakat Peyton dört tane attı. | Open Subtitles | الذي هو ليس سيء , ماعدا بيتن كان لديه أربعة | 
| Bölgemi fena halde böldüler, uyuşturucu satmayı bırakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد قسموا منطقتي بشكل سيء وأضطررتُ للتوقف عن بيع المخدرات | 
| fena değildi ama iyi de değildi. İdare ederdi işte. | Open Subtitles | لم تكن جيدة، ولكنها لم تكن سيئة لا بأس بها | 
| Öyle görünüyor. Noel öncesi hiçte fena bir hediye olmadı. | Open Subtitles | يبدو انني كذلك ـ خبر ليس سيئ كهدية عيد الميلاد | 
| Hemşireydi ve ben de umutsuzdum, fena bir eşleşme değildi. | Open Subtitles | لقد كانت ممرضة وانا كنت حالة لم أكن بهذا السوء | 
| Her şey fena durumda millet, her şey cidden beter durumda. | Open Subtitles | كل شيء يبدو سيئًا ، يا رفاق كل شيء سيء جدًا | 
| O'Malley gazdan fena etkilendi, Piscatelli de beyin sarsıntısı geçirdi. | Open Subtitles | ميلي تسمم بالغاز بشدة و بسكاتلي اصيب بارتجاج في المخ | 
| İkinci çeyrek rakamları fena halde düşmüş. | Open Subtitles | ان ارقام التوزيع فى الربع الثانى قد انخفضت بشكل سئ جدا, | 
| fena fikir değil Bay Bollingswon'th. Belki de sizinle başlamalıyız. | Open Subtitles | ليست بفكره سيئه سيد بولينج ثورث ربما علينا البدء بك | 
| fena değil. Sana 10 bin dolar vereceğim, sende bana 15 milyon dolar kazandıracaksın. | Open Subtitles | ليس سيّئاً ، أدفع لكَ 10 آلاف، و أنتَ تـُربحني 15 مليون. | 
| Herkes etrafta koşuşturuyor ve beni de fena hâlde deniz tutuyor, yani her zaman eğlenceli değil, ama tamamını düşününce öyle. | TED | الجميع يمشون بسرعة من حولي، و أنا أصاب بدوار بحر فظيع. لا يشتمل الأمر على المرح دائما، لكنه بالمجمل كذلك. | 
| Ceset parçalarını dondurmak için kullanmıştım. Son derece etkili. Ve adamın parmağını fena yakıyor. | Open Subtitles | أستخدمه لتجميد أعضاء الجسم، إنّه فعّال للغاية، ولكنه يحرق بشدّة | 
| Kuş tüyünden bir yatak da olsa fena olmazdı ama ikisi de olmayacak. | Open Subtitles | لا أمانع الحصول على سريرٍ مِن الريش أيضاً، لكنْ كِلا الأمرين لن يحدث | 
| Görünüşe göre biri senin dikkatini fena şekilde çekmek istiyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنه شخص يريد الحصول على انتباهك بشكل سىء جداً |