| Haydi komutan, bu benim işim, insanları tokatlamaktan nefret ederim. | Open Subtitles | بربك، ايها القائد، انها وظيفتي انا اكره ان اضرب الناس |
| Annemden nefret ederdi ama... bu doğal çünkü herkesten nefret ederdi. | Open Subtitles | .لقد كرهت أمي هذا ليس بغريب لأن .جدتي تكره كل الناس |
| Geçen sene, ailemin üç üyesi nefret suçu ile korkunç bir şekilde katledildi. | TED | العام الماضي ثلاثة من أفراد عائلتي تم قتلهم بفظاعة في جريمة بدافع الكراهية |
| Ama artık imkansız. Senden nefret ediyorum çünkü beni kaldırmaktan acizsin. | Open Subtitles | الآن هذا مستحيل أكرهك لانك لم تعد قادر على التأثير فيّ |
| Yarın tekrar gelin, ...bunun nefret suçu olup olmadığını tartışmaya hazır olun. | Open Subtitles | فتعالوا غدّا متأهبين لمناقشة ما إذا كانت الجريمة مصدرها الكره أم لا |
| Geçen hafta, ""Dev Çakal Wile Ayağı"'ndan nefret ettiğini sen söyledin. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي, أنت قلتِ أنكِ تكرهين أقدام القيوط الضخمة التي لديك |
| Neden bana ondan neden nefret ettiğini söylemiyorsun lanet olası psişik! | Open Subtitles | لماذا لا تخبرينى أنتى لماذا اكره ابى ؟ فأنتِ الوسيطه الروحانيه |
| Şiddetten nefret ederim, ama kuş tüyleriyle kendimi okşamaktan hoşIanırım tercihen siyah olanlarla. | Open Subtitles | نعم، انا اكره العنف ولكني احب مداعبة نفسي بريش الطيور وافضل اللون الأسود |
| Birisinin kıçını tekmelemek için hazırım doğrusu. O ibnelerden nefret ediyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، انا مستعد لأركل مؤخرة احدهم سأخبرك ماذا، اكره هؤلاء الحقيرون |
| Hayır, sadece karakterini anlayabiliyorum, ki siz bundan nefret ediyorsunuz. | Open Subtitles | لا، فقط بصيرة أكثر إلى شخصه، الذي أعرف بأنّك تكره. |
| - O arabadan nefret ediyor. Eskisini geri istiyor ama satıcı vermiyor. | Open Subtitles | إنها تكره تلك السيارة تريد السيارة القديمة ثانيةً، ولكن التاجر يرفض ذلك |
| Mesela, şu an daha çok kimden nefret ediyor sence? | Open Subtitles | على سبيل المثال.. من تعتقد انها تكره اكثر الان ؟ |
| Şu anda size içimde tahmin edemeyeceğiniz kadar nefret var! | Open Subtitles | عزائى الوحيد فى مدى الكراهية والأحتقار الذى اشعر به تجاهك |
| Ey kavgacı sevgi! Sevilen nefret! Ey hiçten yaratılan şey! | Open Subtitles | لماذا مقت الحب، وحب الكراهية وخلق شئ من لا شئ |
| Büyükbabalarıyla yaşıyorlar, bana nefret hakkında bildiğim her şeyi öğreten adamla. | Open Subtitles | يعيشان مع جدهما. الرجل الذي علمني كل شيءٍ أعرفه عن الكراهية. |
| Canlı yayında senden ne kadar nefret ettiğimi açıkladım resmen | Open Subtitles | أنا أكرهك لدرجة جعلتني أقول كلمة بذيئة على التليفزيون القومي |
| Şef Masterson'dan nefret ediyorum ama Tess'e karşı içinde ne var? | Open Subtitles | حسنا, انا لدي الكره للسيد ماسترسون لكن ماذا لديك ضد تيس? |
| Tam da iyi yerine gelirken insanların kesmesinden nefret etmez misin? | Open Subtitles | ألا تكرهين الوضع عندما يقاطعك بعضهم عندما تكون الأمور جيدة ؟ |
| O bana ne kadar anlayış gösterdiyse, ondan o kadar nefret ettim. | Open Subtitles | لكنها حاولت كثيرا ولم تفهم ماذا حدث لى فضغطها هذا جعلنى أكرهها |
| Benden nefret ediyorsun, ama bunun acısını Daniel ve oğlundan çıkarma. | Open Subtitles | اعلم انك تكرهني.. لكن ارجوك لاتجعل دانيال وابنه يتدخلون في ذلك |
| Anlayamıyorum, eğer bu kadar nefret ediyorsan neden satın aldın. | Open Subtitles | اذا كنت تكرهه الى هذا الحد لماذا اشتريته فى الاصل؟ |
| Genlerimizde Müslüman veya Meksikalılardan nefret etmeye dair hiçbir şey yok. | TED | لا يوجد شيء في حمضنا النووي يجعلنا نكره المسلمين أو الكمسيكيين. |
| Tanrım her zaman beni en nefret ettiğim insanların arasına gönderir. | Open Subtitles | إلهى دائما يضعنى فى المكان الذى به الناس الذين أكرههم جدا |
| Bu adamdan nefret ediyorum. nefret ediyorum. Gerçekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أنا أكره هذا الرجل، أنا فعلا أكرهه أكره هذا الرجل |
| Ben de öldürebilirim çünkü artık bende de nefret var. | Open Subtitles | حسناً، بوسعي القتل أيضاً لأنني أحمل كم كبير من الحقد |
| Tanrıların sevdiği tüm savaş beyleri arasında, en çok ondan nefret ediyorum. | Open Subtitles | بالرغم انه محبوب من الناس ومن الهة الحرب الا اننى اكرهه بشدة |
| Aslında şiddetten nefret ederim ama bunu kaçırmak yazık olurdu. | Open Subtitles | في العادة أنا أمقت العنف, لكن هذا لا يجب تفويته. |