- Marni Hunter'a tırmanma dersleri verdiğinizi gösteren kredi kartları extreleri var. | Open Subtitles | لدينا ايصالات بطاقة ائتمانية تظهر بانك أعطيت مارني هانتر دروساً في التسلق |
Avustralya'daki parklarda, geniş çaplı zıplama ipleri ve 9 metre uzunluğunda tırmanma kuleleri ile tam olarak bunu yaptılar. | TED | وهذا بالضبط ما نفذته المتنزهات في أستراليا مع حبال التزلق المنتشرة على نطاق واسع وأبراج التسلق ذات ارتفاع 30 قدم. |
Bu Aimee Mullins, çocukken bacaklarını kaybetmiş, yanındaki de Hugh Herr, kendisi MIT'de bir profesör ve bacaklarını bir tırmanma kazasında kaybetmiş. | TED | هذه إيمي مولينز، فقدت أطرافها السفلية حينما كانت صغيرة، وهوغ هير البروفيسور في معهد ماساتشوستس للتكنولوجيا الذي فقد أطرافه في حادث تسلق. |
Teknoloji engelimi ortadan kaldırdı ve bana yeni bir tırmanma hüneri verdi. | TED | التكنولوجيا أزالت عجزي ومنحتني براعة تسلق جديدة |
- Cinayet silahı tırmanma baltası bence. | Open Subtitles | اعتقد بان سلاح الجريمة هو فأس للتسلق ما رأيكم بهذا |
Ayrıca, tırnaklar tırmanma sırasındaki basınç değişikliklerini saptamak için ekstra zemin alanı sağlayarak parmaklarının hassasiyetini geliştirdi. | TED | بالإضافة إلى ذلك، طوّرت الأظافر حساسيّة أصابعهم من خلال توفير سطحٍ إضافيٍّ للكشف عن التغيّرات في الضغط أثناء التسلّق. |
1986 yılından kalma, hiç açılmamış dağ tırmanma takımına mı ihtiyacın var? Sen dağa tırmanmazsın ki. | Open Subtitles | تُريد معدّات تسلّق الجبال التي لم تُفتح منذ عام 1986؟ |
Asıl tırmanma grubu geri kalan teçhizat buraya gelir gelmez yola çıkacak. | Open Subtitles | الفريق الأساسى سيبدأ التسلق بمجرد استلامنا للأجهزة |
tırmanma izni için 3 milyon dolar ödeyebilen Amerikalılar için. | Open Subtitles | بل للأمريكيين القادرين على دفع ثلاثة ملايين دولار لقاء رخص التسلق. |
Hayır. Duvara tırmanma yeteneğini unutman için hücre sana iyi gelir. | Open Subtitles | لا، ستذهب إلى الحبس الانفرادي حتى تقلع عن عادة التسلق |
Belki de sana gelceklerine gidip tırmanma kankalarını ziyaret ederler. | Open Subtitles | ربما يذهبون لرؤية رفاقهم في التسلق عوضاً عن ذلك |
Sokka, kalkıp duvar tırmanma egzersizi yapman lazım. | Open Subtitles | ساكا يجب أن تنهض و تواصل تدريباتك في التسلق |
Çocuklar ağaca tırmanma konusunda çok yeteneklidir. | TED | والأطفال بارعون بشكل لا يصدق في تسلق الأشجار. |
henüz duvara tırmanma tekniğini kullanamıyoruz. | Open Subtitles | لا نستطيع إستخدام تقنية تسلق الحوائط بعد |
- Halat tırmanma yüzünden sınama programında gümüş yerine bronz madalya almıştım. | Open Subtitles | تسلق الحبال هو السبب فى حصولي على الميدالية البرونزية بدل من الفضية فى برنامج التدريب العملي ماذا؟ |
Böyle bir coğrafyada seyahat edebilmek için çok iyi tırmanma becerileri gerekir. | Open Subtitles | على هذه المنحدرات يتطلب التنقل مواهب خاصة للتسلق |
Küçük erkek kardeşini taşıyarak tırmanma girişiminde bulunuyor. | Open Subtitles | تحاول التسلّق حاملة أخيها الصغير |
Ama neden o gece silaha ve tırmanma ekipmanına ihtiyacı olsun ki? | Open Subtitles | لكن لمَ احتاج إلى مُسدّس وحبال تسلّق في تلك الليلة؟ |
Eğer benim endişelenmemi istemiyorsan o zaman dağa tırmanma! | Open Subtitles | اذا كنت لا تريدني ان اقلق فاماذا انت ذاهب لتسلق هذا الجبل؟ |
Üstünde oturabiliyorsan asla bir çite tırmanma. Eski bir Dış İlişkiler düsturu. | Open Subtitles | "لا تتسلق ابدا سوراً,طالما يمكنك الجلوس عليه " انه مثل قديم |
tırmanma kancaları çoktan takılmış. | Open Subtitles | إنه مكتمل بما يكفي، خطاطيف التعلق مثبتة بالفعل |
Buzula ulaşana kadar ilerleyeceğiz, Asıl tırmanma yarın sabah başlayacak. | Open Subtitles | سنبدأ التحرك حتى الجبل وسنقوم بالتسلق الحقيقى فى الصباح |
İn şuradan. Bu tırmanma kafesi değil. | Open Subtitles | اهبط من عندك إنه ليس سُلماً لتسلّق الأطفال |
Dört yıl önce, buraya K2'ye tırmanma hayaliyle gelmiştim. | Open Subtitles | منذ أربع سنوات، جئت إلى هنا على أمل تحقيق حلمي بتسلق كاي 2. |
tırmanma oyuncağı marketimiz salıncaklar alışveriş merkezi tahterevalli, postane kum havuzu da yazlığımız. | Open Subtitles | غابة الصالة الرياضية هي محل البقالة الأرجوحة هي المجمع أرجوحة الأطفال هي مكتب البريد |
Burası okuldaki tırmanma duvarı gibi. | Open Subtitles | الأمر مثل أمر ذلك الحائط الذى تسلقته من قبل |