| İyi yemek var, harika elmalı turtalar, büyük bir ağaç. | Open Subtitles | هناك طعام جيد هناك فطائر التفاح المدهشة, شجرة كبيرة |
| Puding, turtalar, dondurma, bir daha asla yıkanmamak! | Open Subtitles | حلويات، فطائر طين، آيس كريم لا يجب أن يستحمّ ثانية |
| Pudingler, turtalar, dondurma, bir daha asla banyo yapmamak! | Open Subtitles | حلويات، فطائر طين، آيس كريم لا يجب أن يستحمّ ثانية |
| Ne sanıyorsun sen, turtalar her sene kendi kendilerine mi pişiyorlar? | Open Subtitles | ماذاكنتِتظنين, هذه الفطائر تعد نفسها كل عام؟ |
| turtalar çok başarılı Bay Chris. Kesinlikle almalısınız. | Open Subtitles | عمل جيد في صنع الفطائر سيد كريس انت بالفعل اجدت صنعها. |
| Okuma yazma öğrenen çocuklar. Pencerede soğuyan turtalar. | Open Subtitles | المصابين في ركبتهم وتهجأ "فول" وفطائر تبرد برفق على النافذة |
| Dosyalar hazırlayıp vişneli turtalar taşımaktan bıktım. | Open Subtitles | لقد تعبت من اعداد الملفات و حمل فطائر الكرز |
| Mesele turtalar olunca birden matematik yapabilmeye mi başIıyorsun? | Open Subtitles | لذا، إنتظار، متى فطائر معقّدة، أنت هَلّ بالإمكان أَنْ فجأة يَعمَلُ رياضياتُ في رأسكِ؟ |
| Kaybolmadan evvel demişti ki, artık salonlar ve turtalar olmayacak. | Open Subtitles | قبل أن يختفي , قال لا مزيد من الصالات , لا مزيد من فطائر |
| Etli turtalar aile tarifimiz ama kızarmış tavuklarımız da iyidir. | Open Subtitles | فطائر الدجاج وصفة خاصّة بالعائلة لكنّنا نقدّم دجاجاً مشويّاً لذيذاً أيضاً |
| Fakat sonra süpermarketler daha küçük, 11 santimlik turtalar satmaya başladı ve aniden elmalı turta dördüncü ya da beşinciliğe düştü. | TED | لكن فيما بعد، اتجهت هذه المراكز إلى بيع فطائر أصغر حجماً بحجم 11 سنتيمتر وفجأة تراجعت منتجات التفاح إلى المرتبة الرابعة أو الخامسة |
| Krem renkli bardaklar Taze elmalı turtalar | Open Subtitles | خيول بلون القشدة فطائر من تفاح نضر |
| Krem renkli bardaklar Taze elmalı turtalar | Open Subtitles | خيول بلون القشدة فطائر من تفاح نضر |
| Bu turtalar çok güzel olmuş. | Open Subtitles | أنتِ تعدين الفطائر من الصفر ؟ ألستِ كذلك ؟ |
| O turtalar patlayana kadar ne kadar zamanımız var? | Open Subtitles | كم من الوقت متبقي أمامنا قبل أن تنفجر تلك الفطائر ؟ |
| Çok da yazık oldu ama. O turtalar çok hoşuma giderdi. | Open Subtitles | ذلك محزن حقا، فلقد كنتُ أحب تلك الفطائر. |
| Tavuklar giriyor, turtalar çıkıyor. | Open Subtitles | الدجاج يَدْخلُ، الفطائر تَخْرجُ |
| Tavuklar giriyor turtalar çıkıyor. | Open Subtitles | الدجاج يَدْخلُ الفطائر تَخْرجُ |
| turtalar dışında her şeye girmişler. | Open Subtitles | لقد دخلوا في كل شيء ما عدا الفطائر |
| Vişneli pay, kremalı tatlılar, dondurma, pekmezli turtalar. | Open Subtitles | فطائر الكريز و كعكة البافز (كيكه بالكريمة) مثلجات وفطائر العسل الاسود |
| turtalar için teşekkürler, kızlar. | Open Subtitles | شكراً على هذه الكعكات أيتها الفتيات |