| Sana her zaman söylemiştim, insan soğuğa karşı soğuk silahlarla savaşmalıdır. | Open Subtitles | لطالما أخبرتك بأن تقاوم البرد بأسلحة البرد |
| Böyle olacağını söylemiştim. Hastalanacağını söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتك بأن ذلك سيحدث أخبرتك بأنك ستمرضين جراء ما تفعلينه |
| Sana bunun bir tuzak olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك بأن هذا سيكون فخ لقد قلت لك ذلك |
| Sözcüklerin ardına geçip, gerçeği çıkar demiştim. | Open Subtitles | أخبرتك بأن تنظر خلف الكلمات و تبحث عن الحقيقة |
| -Evet. Sana sanatoryumda olduğunu söyle dedim, sıhhiyede değil. | Open Subtitles | أخبرتك بأن تقول لهم بأنك كنت فى المصحة وليس فى تصريف المجارى |
| Belki yeterince iyi anlatamadım ama sanırım çenini kapalı tutmanı söylemiştim. | Open Subtitles | ربما لم أكن واضحاً في كلامي، لكنني أظن أخبرتك بأن تبقي فمك مُغلق. |
| Belki yeterince iyi anlatamadım ama sanırım çenini kapalı tutmanı söylemiştim. | Open Subtitles | ربما لم أكن واضحاً في كلامي، لكنني أظن أخبرتك بأن تبقي فمك مُغلق. |
| Bu kızın seni çok üzeceğini söylemiştim Doğru değil mi? | Open Subtitles | أخبرتك بأن هذه الفتاة ستجرحك بشدة ألم أقل ذلك؟ |
| Sana babamın cehennemde olduğunun söylemiştim hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكرى عندما أخبرتك بأن أبى كان فى الجحيم؟ |
| - Hayır! Biliyordum. Size bu kocakarının bu işi yapmak için çok yaşlandığını söylemiştim. | Open Subtitles | عرفت ذلك، أخبرتك بأن هذه الهجوز الهرمة كبيرة للغاية لتفعل شيئاً كهذا |
| İstediğimden değil. Seninle alakası olmadığını söylemiştim. | Open Subtitles | ليس وكأنني أرغب بهذا فلقد أخبرتك بأن الأمر لا يتعلّق بك |
| - Ona yardımcı olabileceğini sana söylemiştim - Bence o kendi kendine yardım etti. | Open Subtitles | لقد أخبرتك بأن بأمكانك مساعدته لقد ساعد نفسه على ما أظن |
| Bana inanmadın. Her şeyin yoluna gireceğini söylemiştim sana. | Open Subtitles | لم تصدقيني، أخبرتك بأن كل شيء سيصبح بخير |
| - Dennis, dostum, bunu yapamazsın. - Sana söylemiştim, adımı kullanma. | Open Subtitles | دينيس ، لاتستطيع القيام بهذا لقد أخبرتك بأن لاتنطق اسمي |
| Sana bu projeyi yok et demiştim! Güvenliği çağıracağım! | Open Subtitles | لقد أخبرتك بأن مشروعك أنتهى سوف أستدعي الأمن |
| -Sana bu vücuda değer demiştim. | Open Subtitles | يا رجـــل أخبرتك بأن هــذا الزفاف سيستحـــق ذلـــك |
| Sana demiştim bu nikah uğruna değecek diye. | Open Subtitles | أخبرتك بأن هــذا الزفاف سيستحـــق ذلـــك |
| Karımla konuşma dedim! | Open Subtitles | لقد أخبرتك بأن تتوقف عن الحديث إلى زوجتي |
| Doktor seni iyileştirecek dedim. Sosisli istiyor musun? | Open Subtitles | أخبرتك بأن ذلك الطبيب سيجعلك تشعر بالتحسن، تريد نقانق مقلية؟ |
| eğer sana hemen şu anda bu çocuğa yardım edebilme fırsatın olduğunu söyleseydim, edermiydin? | Open Subtitles | أن أخبرتك بأن تستطيعين مساعدة هذا الطفل الآن فهل ستأخذين الفرصة؟ |
| Ailemin geninde ikizlerin baskın olduğunu söylemiş miydim? | Open Subtitles | هل أخبرتك بأن انجاب التوائم أمر متوارث في عائلتي ؟ |
| Margaret! sana söyledim müzik dinlerken kimseyi istemiyorum. | Open Subtitles | مارغرت، أخبرتك بأن تقولي لأصدقائك أن لا يأتوا هنا |
| Dün sana olan her şeyin sahte bir anı olduğunu söylesem? | Open Subtitles | ماذا لو أخبرتك.. بأن كل ما حدث لك أمس كان مجرد ذكرى مزيفة؟ |
| Sana Tom'un geçen hafta sırtından ameliyat olduğunu söyledim mi? | Open Subtitles | هل أخبرتك بأن (توم) أجرى عمليةً لظهره الأسبوع الماضي ؟ |