| Ama maalesef örgütünüzün geri kalanı için aynı şeyleri hissetmiyorum. | Open Subtitles | ولسوء الحظ ، لا أشعر بنفس الشعور تجاه بقية منظمتك |
| çok uzun yıllar önce kaybettiğim onurumun geri geldiğini hissediyorum." | TED | أشعر أن لدي كرامة كنت قد فقدتها منذ زمن طويل |
| Çünkü eğer seninle paylaşamazsam, Sanki hiçbir şey yaşamamışım gibi geliyor. | Open Subtitles | لأنه إذا لم أشاركك مثل هذه الأمور أشعر وكأنها لم تحدث |
| Ben kişisel olarak, bu Whitopia'da daha rahattım, söz gelişi, Colorado'dan veya Idaho'dan ya da Boston banliyölerinden bile. | TED | وبالنسبة لي شخصيا، كنت أشعر براحة في هذه المدينة لنقل أكثر من كولورادو أو ايداهو أو حتى ضواحي وسطن. |
| Daha fazla hissediyorum, aslına bakarsanız, sanırım, çünkü mutsuzluğu hiçlik olmadan hissedebiliyorum. | TED | بالحقيقة، أنا أعتقد، أنني أشعر أكثر، لأني أستطيع الشعور الحزن دون الفراغ. |
| Bugün nasıl bu kadar rahat hissettiğimi ve korkumu nasıl yendiğimi anlatmak istiyorum. | TED | اليوم أود أن أتحدث عن كيف كنت أشعر بالراحة وكيف تغلبت على خوفي. |
| Hayır, yani, işin aslı, kendimi hiç o kadar güvende hissetmemiştim. | Open Subtitles | لا، أَعْني، الحقيقة هي أنني لم أشعر بهذا الأمان من قبل |
| Bayan Parti-Parti-Tüm-Gece-Boyunca idin ve Ben asla bu şekilde hissetmedim, asla. | Open Subtitles | آنسة الحفلات طوال الليل و أنا لم أشعر بهذا أبدا أبداً |
| Daha fazla zamana ihtiyacım var çünkü kendimi hazır hissetmiyorum Korkuyorum. | Open Subtitles | أشعر بأنه يلزمني بعض الوقت، لأنني أشعر بأنني غير مستعد بعد |
| Son zamanlarda kendimi eskisi kadar kötü hissetmiyorum, sadece yorgunluk. | Open Subtitles | كنت أشعر بالسوء مؤخراَ لم اشعر يوماَ بشيء من التعب |
| On yıI sonra bir kayıktayım... ama hiçbir şey hissetmiyorum. | Open Subtitles | بعد عشر سنوات أنا في شيكارا و لا أشعر بشيء |
| Ancak bazen hala cinsiyet beklentileri anlamında çok hassas hissediyorum. | TED | لكن أحيانا أشعر باني ضعيفة أمام الانتظارات المرتبطة بنوع الجنس. |
| Evet, ama bana karşı hep çok nazik davrandı, onun için üzülüyorum. | Open Subtitles | أجل ، ولكنها كانت دائماً لطيفة معي وأنا أشعر بالأسى من أجلها |
| Bunca zaman sonra, bunca çalışmadan sonra birden garip bir duyguya kapıldım Sanki hiç bir şey elimde değil. | Open Subtitles | وبعد كل هذا الوقت وبعد كل هذا العمل بدأت فجأة أشعر بأن ليس بيدى أى من ذلك لا شئ |
| Beni Sanki uzun süreli bir uykudan uyanıyormuş gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | جعلني أشعر وكأنني .. كأنني قد استيقظت بعد نوم طويل |
| Ve başkalarının ne düşündüğü önemli değil. Ben iyi hissediyorum. | Open Subtitles | ولا أهتم بما يعتقده الجميع بهذا الشأن أنا أشعر بالرضا |
| - Hayatının kayıp gittiğini hissedebiliyorum. - Öyleyse buna müsade etme. | Open Subtitles | ــ يمكنني أن أشعر بحياته تذهب بعيدَ ــ إذا لا تدعيها |
| Ona karşı neler hissettiğimi biliyorsun. Başka bir yolu olsaydı... | Open Subtitles | أنت تعرفين كيف أشعر تجاهها، لو كان هناك أى طريقة |
| Akıllı araba deneme sürüşünden beri hiç bu kadar korumasız hissetmemiştim. | Open Subtitles | لم أشعر بمثل هذا الضُعف منذ أن إختبرت قيادة سيارة ذكية |
| Daha önce hiçbir kız için böyle hissetmedim. Veya bir kadın için. | Open Subtitles | . لم أشعر قبل ذلك أبداً بهذا الموضوع حول الفتاة أو المرأة |
| Bu en kötü günümde bile birazcık iyi hissetmek için, biraz üretken hissedebilmek için yapabileceğim herhangi birşey olabilirdi. | TED | والتي كانت أي شيء يمكنه حتى في أسوأ أيامي أن يجعلني أشعر أفضل ولو قليلاً أكثر انتاجية بشكل بسيط |
| _BAR_ Bırak da biraz üzgün olayım. Beni iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | رجاءاً دعنى أقلق ولو قليلاً فهذا يجعلنى أشعر بأننى أفضل |
| Evde bazı meseleler varda, bu genelde iyi hissetmemi sağlar. | Open Subtitles | لدىّ بعض المشاكل فى البيت وهو يجعلنى عادةً أشعر بتحسن |
| Kendimi en özgür hissettiğim iki yer, aslında yer değiller. | TED | إنّ المكانين اللذين أشعر فيهما بالحريّة التّامة ليسا بالضّبط أماكن، |
| Ben sadece, sadece.. Ben sadece çok yakın olduğumuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | لا شىء ،إننى أشعر أننا قريبان من بعضنا و حسب |
| Seni yeniden gülümserken görmek güzel. Tek başıma mutlu olurken yalnızlık hissediyordum. | Open Subtitles | أمر طيب أن أراكِ تبتسمين مجدداً، كنت أشعر بالوحدة وأنا سعيد لوحدي |