| sağırım demedim, anlamadığımı söyledim! | Open Subtitles | لقد سمعتك ، لم اقل أننى أصم لقد قلت أننى لم افهم |
| Mesele şu ki, duvar gibi sağırım. | Open Subtitles | فى الواقع أنا أصم تماماً |
| Düşünsene hoparlörler yüzünden yarı sağırsın ve etrafındaki insanlar coşuyor. | Open Subtitles | ،أن تصبح نصف أصم من السماعات الجميع مجنون حولك ؟ |
| "Üzgünüm" dedim, "Katılamazsın. sağırsın." Sonra farkına vardım. | TED | قلت،"آه ، آسف. لا تستطيع. أنت أصم". ثم تمالكتُ نفسي. |
| Beni dinlemiyorsun ki. Kalbin dinlemiyor. Aşk hem kör, hem sağır. | Open Subtitles | أنت لا تصغي, قلبك لا يصغي, الحب أصم و ايضا اعمى |
| Tamamen sagir oldum ama her sabah Tanri'ya gözlerimi almadigi için dua ediyorum. | Open Subtitles | أنا أصم جدا الآن لكن كل صباح أشكر اللورد بأنه لم يأخذ بصري بعيدا |
| Onlardan biri sağırmış, üstelik. | Open Subtitles | واحد منهما كان أصم سوف اضع أموالي على بيف |
| En iyisi buymuş. Aron amca duvar kadar sağırdır. | Open Subtitles | ذلك أفضل شيء فالعم آرون أصم تماما |
| - Evet, biraz sağırım ama aptal değilim. | Open Subtitles | -أجل أنا أصم بعض الشيء لكنني لست غبياً |
| Sen bana, Brooklyn Deeker sana gelse ona üzgünüm ama ben sağırım, sen değilsin. | Open Subtitles | أتخبرني بأنه لو (بروكلين ديكر) ِ قدمت لك ستقول "عذراً , أنا أصم وأنت تسمعين , لا يمكن لهذا ان ينجح" |
| sağırım, salak değilim. | Open Subtitles | أنا أصم, لستُ أبكم |
| Aman Tanrım, sen düşündüğümden de sağırsın. | Open Subtitles | يا إلهي , أنت أصم أكثر مما أعتقدت. |
| Demek sen de sağırsın, ne şans ama? | Open Subtitles | أنت أصم أيضاً ما هي فرص حدوث هذا؟ |
| Budala olduğun kadar sağırsın sanmıştım. | Open Subtitles | اعتقدت بأنك أصم حالك كحال الغبي. |
| Bilirsin işte,kör olmak yerine sağır olmayı tercih ederim vs dedi. | Open Subtitles | تعرف , لقد قالت هل تفضل ان تكون اعمى او أصم |
| Birçoğunuz onun, bunu yazdığı sırada, işitemediğini veya sağır olduğunu bilir. | TED | الكثير منكم يعرف أنه كان أصما , أو أصم بالكامل, عندما ألّف هذه المقطوعة. |
| hadi bakalim,akil gerektirmeyen birsey bu Jack. sagir,Dilsiz birisi bile bu isi yapar. | Open Subtitles | "حسناً ، ها نحن ذا ، لا حاجة للعقل ، "جاك أصم وأبكم يمكنه إتمام هذه الصفقة |
| - Ve kendisinde beyin hasari var, sagir degil. | Open Subtitles | و هو مصاب فى المخ و ليس أصم |
| Beethoven sağırmış, Helen Keller körmüş. | Open Subtitles | بيتهوفن كان أصم هيلين كيلر كان أعمى |
| Aron amca duvar kadar sağırdır. | Open Subtitles | ذلك أفضل شيء فالعم آرون أصم تماما |
| İnternette bir kulağı duymayan bir askerin bilgilerine denk geldim. | TED | كما وجدت أيضًا عبر الإنترنت جنديًا آخر أصم في أذن واحدة. |
| "Görünüşe göre sağır ve Dilsiz olan bu çocuğun insanı hayrete düşüren özellikleri var. | Open Subtitles | يبدوا أصم وأبكم ويظهر صفات الذهول يستخدم حواسه بشكل معكوس |
| Kulakların sağır mı yoksa? | Open Subtitles | .قلتلك . هل أنتَ أصم ؟ |
| alttaki fotoğrafta İsrail'de Başbakan Begin ile duyma engelli bir askeri görüyorsunuz. | TED | والصورة السفلى لرئيس الوزراء بيجن مع جندي أصم في إسرائيل. |