| "Çok gülüyorum. Yılın en büyük atlatma haberi kucağıma düştü." | Open Subtitles | هل لى أن أضحك , اصطدمت بأكبر سبق صحفى لهذا العام وانا فى الطريق |
| Kimse artık bana Cecile demediği için gülüyorum. | Open Subtitles | أنا أضحك بسبب أنه لم يعد أحد يناديني سيسيل |
| İncelikli Samurai kılıcı sanatıymış. güldürme beni! | Open Subtitles | الفن الرفيع لإستخدام سيف الساموراي لا تجعليني أضحك |
| Hiç komik değildi. Fark ettiysen gülmüyorum. | Open Subtitles | هذا لم يكن مضحك جداً تلاحظى أننى لا أضحك |
| Sen beni çok güldürüyorsun, hadi içeri gel. | Open Subtitles | تجعلينني أضحك في بعض الأحيان ,تعالي ,تعالي ,إلى الداخل |
| Sizin bana kız kurusu demenizi düşündüğümde içimden Gülmek geliyor. | Open Subtitles | سيكون على أن أضحك حين أتذكرك تدعونى بالعانس العجوز |
| Böylelikle ben de gülerim ve senin kızmadığını anlarım. | Open Subtitles | حتى يمكنني أن أضحك وأدرك أنكي لستِ غاضبة من أي شيء |
| Başında ben de gülüyordum ama sonra çok süratli gitmeye başlamıştık. | Open Subtitles | كنت أضحك أنا أيضاً في البداية وبدأنا في الأسراع بصورة كبيرة |
| Şuradaki şapşal herife gülüyorum. | Open Subtitles | أضحك على البحار اللعين هذا. هذا هو من أضحك عليه. |
| Sanırım koşacak halim kalmayacak çünkü şu an deli gibi gülüyorum. | Open Subtitles | في الواقع، لن أتمكن من الركض لأنني أضحك بشكل هستيري |
| Ben, uh, birçok göz teması kuruyorum, tüm şakalarına gülüyorum... | Open Subtitles | أنا... أتأكد من نظرات العين ... أضحك على جميع النكت... |
| Zarif Samuray kılıç sanatı. güldürme beni! | Open Subtitles | الفن الرفيع لإستخدام سيف الساموراي لا تجعليني أضحك |
| Yemek yerken beni güldürme. Neredeyse boğuluyordum. | Open Subtitles | لا تجعلني أضحك وأنا آكل، كدت أختنق حتى الموت |
| İkinizin arasındaki gerilim yüzünden gülmüyorum. | Open Subtitles | أنا لم أكن أضحك بسبب التوتر الواضح بينكما |
| Yani, evet, beni güldürüyorsun, ancak bu yeterli değil. | Open Subtitles | لذلك ، نعم ، كنت أضحك ، ولكن هذا لا يكفي. |
| Mutlu olmak istiyorum. Gülmek istiyorum. Yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون سعيدة ،أريد أن أضحك ، أريد أن أعيش ،أريد أن أحب مجدداً |
| Gülerken daha da çirkinim, ama mutlu olduğumda gülerim. | Open Subtitles | إننى أكثر قبحاً حين أضحك و لكن إننى أبتسم حين أكون مسروراً |
| Başında ben de gülüyordum ama sonra çok süratli gitmeye başlamıştık. | Open Subtitles | كنت أضحك أنا أيضاً في البداية وبدأنا في الأسراع بصورة كبيرة |
| Bunların hiçbirini onaylayamam ama uzun zamandan beri hiç bu kadar gülmemiştim. | Open Subtitles | لا أوافق على شيء من هذا، لكن لم أضحك منذ زمن طويل |
| Senin yüzünden ağlayıp zırlayan bütün o kızları temsilen güldüm. | Open Subtitles | أضحك كممثلة لكل هؤلاء الفتيات الذين بكوا و تذمروا بسببك. |
| Şimdi gül bakalım, sabıkalı. | Open Subtitles | أتعرف، أضحك كما تشاء أيها المدان، حسناً؟ |
| Bütün gün boyunca da gülmem bir salak gibi... eğer demek istediğin buysa. | Open Subtitles | أنا لا أضحك طوال اليوم كالأبله لو كان ذلك ما تقصديه |
| Bir zamanlar onu güldüren şarlatandım şimdi her şey tersine döndü. | Open Subtitles | كنت ذات يوم الأحمق الذي يجعله يضحك ،أصبح الآن هو الأحمق وأنا الذي أضحك |
| Bir şey olursa arkama yaslanıp gülerdim. Ama o güne kadar burası Vahşi Batı. | Open Subtitles | سأنام على ظهري و أضحك و لكن حتى ذلك اليوم، إنه الغرب المتوحش |
| Onunla akşam yemeğine gideceğim, dans edeceğim yüzeceğim, esprilerine güleceğim ona sarılacağım ve altı hafta falan sonra birgün... | Open Subtitles | سأتعشى معه ، و أرقص معه و أسبح معه و أضحك على نكاته سأغفله |