| bence artık hepimiz ana okulu gibi davranmaktan vazgeçelim. | Open Subtitles | أظن أنّ الوقت قد حان لنكف عن التصرف كأطفال |
| bence gazeteciler seks yapmayı beceremiyorlar. | Open Subtitles | لا أظن أنّ الصحفيين يعرفون المعاشرة أظن ذلك |
| Bütçe tartışmalarının şu anda sırası olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنّ الآن هو وقت مناقشة الميزانية. |
| Nasıl ilerlediğine bakarsak, bunun kimse tarafından çözülemeyecek bir şey olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | الآن ، كيف وصل إلى هذا الدرب ، حسنٌ لمّ أظن أنّ هذا السر الغامض قدّ يحلّه أحدهم. |
| Galiba "I" harfi ve 3 sayısı. | Open Subtitles | أيها الرئيس، أظن أنّ هذا حرف "ياء" ورقم ثلاثة معا. |
| Galiba gez, arpacık iyi ayarlanmamış. | Open Subtitles | لا أظن أنّ مرأى المسدس معاير تمامًا. |
| Bunun mümkün olmadığını düşünüyorum çünkü o bir bilgisayar çipi takıyordu. | Open Subtitles | أظن أنّ هذا غير ممكن لأنه كان يحمل معه رقاقة كومبيوتر |
| Otizmin o kadar da kötü olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنّ التوحّد العقلي بهذا السوء. |
| bence... bir süreliğine... ilişkimize ara vermeliyiz. | Open Subtitles | أظن أنّ علينا أخد استراحة لبعض الوقت مساحة لفترة وجيزة نكون أصدقاء |
| Tekrar söylüyorum. bence Ben'in gelmesi iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | سأخبرك مرة أخرى لا أظن أنّ بن عليه القدوم |
| Bilirsin, hep aynı derler ama bence sağdan sola kazımak yukarıdan aşağıya kazımaktan daha hızlı. | Open Subtitles | تعرف، يقولون انها كلها سيان لكنني أظن أنّ الحل من جنب الى جنب أسرع منه صعوداً ونزولاً |
| bence sen de bu konuşmaya katılmalısın. | Open Subtitles | أظن أنّ عليكِ أن تكوني طرف في تلك المحادثة |
| bence oturup hâlâ ailene niçin söyleyemediğini konuşmalıyız. | Open Subtitles | أظن أنّ علينا التحدّث لماذا لهذا الوقت لا تستطيعين إخبار أهلك |
| Aramızda kalsın, bence bu zavallı kadından biraz daha koparabilirdin. Sence? | Open Subtitles | بيني وبينك، أظن أنّ بمقدورك الحصول على المزيد من النقود من تلكَ الخفاش العجوز، ما رأيك؟ |
| Bu çocuğun hapishaneye girmek için acelesinin olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنّ هذا الفتى يتعجل الوصول إلى السجن. |
| Ama bunun önemli olduğunu sanmıyorum. Ne olursa olsun her zaman birbirimizi buluyoruz gibi görünüyor. | Open Subtitles | لكن لا أظن أنّ ذلك يهم؛ لأننا نهتدي إلى بعضنا دائمًا في النهاية. |
| Çok fazla seçeneği olduğunu sanmıyorum | Open Subtitles | أنا لا أظن أنّ لديه خيـار آخـر |
| Galiba onu yakaladık. bence şu anda Queenan'la buluştu. | Open Subtitles | أظننا أوقعنا به، أظن أنّ (كوينن) يقابله في هاته اللحظة |
| -Dane haklıydı Galiba. -Yanıldın çaylak. Şerif bu. | Open Subtitles | أظن أنّ (داين) ربما محق - (خطأ أيّها المبتدئ، إنّه (شريف - |
| Galiba bir süre yalnızlık çekeceğiz. | Open Subtitles | "لذا... أظن أنّ هذا سيشعرني بالوحدة قليلاً " |
| Sadece bana anlatman gerektiğini düşünüyorum, durum itibariyle. | Open Subtitles | لا أقصد إزعاجك أظن أنّ عليك إخباري فحسب تعرف، لأخذ العلم |
| Bunun mümkün olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنّ هذا ممكن |