| Ben sadece gerçekten istiyorum bize 50 yılda birlikte yaşama sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أريد أن أفكر أننا سنعيش معاً لخمسين عاماً |
| Ben sadece... ne kadar olgun ve kendinden emin olduğuna alışamadım bir türlü. | Open Subtitles | لا شئ ،،، أنا فقط لا استطيع كم اصبح ناضج وواثق من نفسك |
| Ben sadece bana hayatımı nasıl yaşamamı söylememelerini istiyorum ama onlara onaylamayacakları başka bir şey daha vermek de istemiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا اريدهم ان يقول لي كيف أعيش حياتي ؟ لكني لا أريد إعطائهم اي شيء آخر للرفض اما |
| Artık bunu bir sır olarak saklamamıza bir sebep göremiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أرى ما الغاية من إبقاء ذلك سرًا |
| Yalnızca eğer sen de orada olursan Buna nasıl tepki vereceğini bilemiyorum... | Open Subtitles | أنا فقط لا أعرف كيف ستكون رد فعلها، وإذا أنت كنتِ هناك |
| - Sadece anlayamıyorum niye ona yardım etmek için kendini yoruyorsun. | Open Subtitles | أنا فقط لا يمكنني أن أفهم لماذا لم تحركي ساكناً حتى لمساعدته |
| Ben sadece şu an için çok tehlikeli işler aramıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أتطلع للتورط بأي شيء محفوف بالمخاطر الآن |
| Ben sadece kendimi hayatın ne kadar kısa olduğunu düşünmekten alamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أستطيع التوقّف عن التفكير حول كم الحياة قصيرة |
| Ben sadece canının yandığını görmek istemiyorum hele ki onun elinden. | Open Subtitles | أنا فقط لا أريد أن أراك تضار، وخصوصا ليس من قبله. |
| Ben sadece seninleyken rahat olamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط.. أنا فقط لا أشعر بالراحة عندما أكون معك، هذا كل شيء |
| Oh, harika. Bu gerçekten harika. Ben sadece hayal görmeni istemiyorum, o kadar. | Open Subtitles | أوه عظيم, هذا رائع أنا فقط لا أُريدك أن تخدعى نفسك |
| - Ben sadece aşağılık büyükbabamın vazgeçeceğinden emin değilim. | Open Subtitles | أنا فقط لا أَعْرفُ إذا كان زوج أمّى سَيَستسلمُ. |
| Ben sadece Buna neden ihtiyaç duyduğunu anlamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا استطيع ان افهم لم تحتاج الى ذلك |
| - Bakın, Ben sadece karmaşık işlerin ortasında kalmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنت تعرف، أنا فقط لا أريد أن يحصل في منتصف شيء معقد جدا. |
| Bunların doğru olduğunu söylemiyorum. Ben sadece ne yapacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أقول أن أي من هذا صحيح أنا فقط لا أعلم ما أفعل حول ذلك |
| Artık kime güveneceğimi bilemiyorum. | Open Subtitles | أتعرف .. أنا فقط لا أعرف بمن أثق بعد الآن |
| Artık otoyollara dayanamaz oldum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أَستطيعُ أَنْ أُعالجَ الطرق السريعة أكثر. |
| Şey, ben Buna gemi seyahati gözüyle bakmıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أنظر إليها وكأنها نزهة ، تفهمين مقصدي ؟ |
| - Sadece ne zaman olduğunu bilmiyorum. - Yapma Beti. | Open Subtitles | أنا فقط لا أعرف متى - أوه ، الآن ، بيتي - |
| Ben sadece şu anda sizin için burada olamaz. | Open Subtitles | أنا فقط لا يمكننى أن أكون هنا لأجلك الآن |