| Amerikan pin pon takımı bugün Başkan Nixon'la buluştu... | Open Subtitles | فريق الـ بينج بونج الأمريكى إجتمع بالرئيس نيكسون اليوم |
| Başkan baş danışmanlarıyla mesajı çözme çalışmalarını görüşmek üzere buluştu. | Open Subtitles | إجتمع الرئيس بكبار مستشاريه بخصوص آخر الجهود لترجمة الرسالة |
| Sonunda uzun bir yolculuktan sonra ben ve ailem Güney Kore'de tekrar bir araya gelmiştik. | TED | وأخيراً، بعد رحلتنا الطويلة، إجتمع شملي بعائلتي في كوريا الجنوبية |
| Kara kuvvetleri sürekli çalışıyor, adli tıp da araç uzmanımızla bir araya gelmek üzere. | Open Subtitles | و قد إجتمع مختصو الأدلة الجنائية مع خبير السيارات الخاص بنا |
| Bilmek istediğim erkekler ne zaman toplanıp da yalnızca koca memeli zürafalara kaldırmaya karar verdiler? | Open Subtitles | كل ما أريد معرفته هو... متى إجتمع الرجال و إتفقوا على.. رغبتهم فى الحصول على سيدات حمقاوات بصدور كبيرة الحجم؟ |
| Fakülte Örgenci Konseyi ve editörler toplandı ve gazete için yeni karikatürcüyü seçti. | Open Subtitles | إجتمع أعضاء هيئة التدريس، ومجلس الطلاب والمحرّرون واختاروا رسّام الكارتون الجديد لصحيفة المدرسة |
| Tüm sınıf böyle bir arada toplanmayalı epey olmuştu! | Open Subtitles | لقد مرت فترة طويلة منذ أن إجتمع فصلنا معاً مرة أخرى |
| Vampirler konusunda uzman oldukları söylenen İngiliz adamlarla buluştu. | Open Subtitles | لكنه إجتمع بالرجل الإنجليزي الذي يفترض أنه خبير بمثل هذه الأمور كمصاصي الدماء |
| Himmler'in randevu defterinden ele geçen bir delile göre... 18 kasım 1941 'de Hitler, Himmler'le buluştu. | Open Subtitles | قطعة من دليل جديد من "مُفكرة مُقابلات "هيملر أظهرت أنه فى 18 ديسمبر 1941 "إجتمع "هتلر" بـ"هيملر |
| Auschwitz'e nakiller devam ederken Joel Brand, Suriye'nin Halep şehrine gitti ve 11 Haziran 1944'te Yahudi Dairesi temsilcisiyle buluştu. | Open Subtitles | "بينما إستمرّ النقل إلى "آوشفيتس "سافر "جويل براند "إلى "حلب" في "سوريا وفي 11 من يونيو 1944 إجتمع مع ممثل وكالة يهودية |
| Amerikan pin pon takımı bugün Başkan Nixon'la buluştu... | Open Subtitles | فريق الـ "بينج بونج" الأمريكي إجتمع بالرئيس (نيكسون) اليوم |
| Seninle yalnız mı buluştu. | Open Subtitles | إجتمع بكِ بمفرده ؟ |
| Eski ekibin pek çoğu tekrar bir araya geldi. Grup bunun için yeniden toplanmış gibiydi. | Open Subtitles | لكن إجتمع معاً عدد كبير من الفريق القديم كما لو أنّ الفرقة قد عادت من أجل هذا. |
| Neden o heriflerle bir araya geldiğini sana söyledi mi? | Open Subtitles | أعني، هل أخبركِ لماذا إجتمع بأولئك الأشخاص؟ |
| Orada olan siyasi bir koalisyondu, lideri ortadan kaldırmak için bir araya gelinmiş siyasi bir amaç. | TED | ما حدث هناك كان تحالف سياسي إجتمع معاً من أجل هدف سياسي ، ألا وهو خلع القائد . |
| Böylece, 1931 ve 1939 yılları arasında fiyatlarını %448 gibi bir oranda yükselttiler, ta ki, yayımcılar en sonunda bir araya gelip bu kadar yeter deyinceye kadar. | TED | وبين عام 1931 و 1939 إرتفعت أرباح " آسكاب " ب 448% حتى إجتمع اصحاب محطات البث معاً وقالوا أنهم قد سئموا من هذا |
| Endişeli vatandaşlar, Beyaz Saray'ın önünde toplanıp... ..başkan ve ailesi hakkında haber almak için bekliyorlar. | Open Subtitles | لقد إجتمع كل الأمريكيون القلقون ... في البيت الأبيض لينتظروا خبرا عن الرئيس وعائلته ... ولكن قناة الـ (سي.إن.إن) علمت بأن طائرة الرئيس |
| Edinburgh'de İskoç soylularının konseyi toplandı. | Open Subtitles | الأن فى أدنبرة حيث إجتمع مجلس نبلاء إسكتلندا. |
| - Ekip toplandı ve seni bekliyor. | Open Subtitles | الفريق قد إجتمع وهم بإنتظارك |
| - Şövalyeler toplandı mı? | Open Subtitles | هل إجتمع الفرسان كلهم؟ |
| Tüm sınıf böyle bir arada toplanmayalı epey olmuştu! | Open Subtitles | لقد مرت فترة طويلة منذ إجتمع فصلنا معاً مرة أخرى |