| Geri besleme yüzünden bugün jeneratörlerden biri patladı. | Open Subtitles | اليوم إنفجر أحد مولداتنا بسبب تغذية مرتدة |
| Kız yardım beklerken aracın aniden hava yastığı patladı | Open Subtitles | كانت تنتظر النجدة في السيارة عندما إنفجر فجأة الكيس الهوائي |
| Evet. Notlarımı gördüğünde başı fırıI fırıI döndü ve patladı. | Open Subtitles | نعم ، لقد رأت هذه الدرجات ورأسها دار حول نفسه ثم إنفجر |
| Üç gece önce restoranın altındaki bir gaz borusu patlamış benim yerime alınanan komi de dahil bölümümdeki 5 kişi ölmüş. | Open Subtitles | قبل ثلاث ليال، إنفجر أنبوب غاز تحت المطعم، قتل خمس أشخاص من قسمي، |
| --büyük bir patlama oldu, birden bire asansör havaya uçtu, duman vardı, adamı dışarı sürükledim, derisi dışarı sarkıyordu, ...onu dışarı sürükledim ve ambulansa kadar ona yardım ettim. | Open Subtitles | إنفجار كبير حدث، فجأة المصعد إنفجر دخان، سحبت الرجل خارج، جلده كان يقتلع وأنا سحبته خارجا وأنا ساعدته إلى سيارة الإسعاف |
| Bir şeyler patlarsa en büyük derdimiz evrak doldurmak olmayacak. | Open Subtitles | إذا إنفجر شئ ما، فتحديد من المسؤول سيكون أبسط مشاكلنا |
| Dün, bir balon patladı, ve o vanquishing iksir burada aşağı baskın. | Open Subtitles | البارحة إنفجر بالون و ركضت إلى هنا و معها تعويذة القهر |
| Sabah saat 3:00'te ana su kaynağı patladı. Deprem oluyor sandım. | Open Subtitles | الثالثة صباحا أنبوب الماء الرئيسي إنفجر شعرت وكأنه زلزال |
| Üzerinde çalışırken, motor patladı. | Open Subtitles | إنفجر أحد المحركات عليّ حين كنتُ أعمل عليه |
| Sanırım değildi ve kardeşimde kontrol etmemiştir, sadece patladı. | Open Subtitles | أظن أنهم لم يفعلوا، وعندما أخذه أخي فقط إنفجر |
| Teminatsız paylar dağıtıldı ve şimdi hepsi şişip patladı. | Open Subtitles | يصدرأسهممن دونضمانات، و الآن كل شيء إنفجر و أشتعل. |
| Alev makinesi patladı. Bu yüzden bağlantı için C4 kullanacağız. | Open Subtitles | لأن اللهب إنفجر سنستخدم المتفجرات لفتح المزلاج |
| Çıkardıklarında kalbi bir su torbası gibi patlamış. | Open Subtitles | عندما أخرجوه أخيراً، إنفجر قلبه كالورق الهش. |
| ama çok çok acelem var acil bir tesisat işi var Mar Vista'sta bir boru patlamış | Open Subtitles | ولكني مستعجلُ للغاية لدي حالة مستعجلة، فأنبوب مياه إنفجر في القاعة الرئيسية |
| Eğer bana sorarsan iğrenç. Etrafa patlamış gibi görünüyor. | Open Subtitles | إنا مقرفة حسب رأيي، ويبدو أنّه إنفجر في كل مكان. |
| Su İşleri Bürosu'nun sunucusu tüm katla beraber havaya uçtu. | Open Subtitles | إحدى أجهزة شركة المياه إنفجر لقد فجر الطابق بكامله |
| İş üzerinde olacaklar, ama eğer ellerinde patlarsa, sorumluluktan kaçabilecekler. | Open Subtitles | ولكن لو إنفجر هذا في وجوهم إذن ليس عليهم تحمل مسئوليه هذا |
| Çünkü bir kutunun içinde bulduğumuz 800 yaşındaki bir kafanın çığlık attığını görmeden önce burada patlayan bir met amfetamin laboratuarı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لأنّي سأصدّق ان هذا المعمل إنفجر قبل أن أصدّق قصة عمرها 800 عام لرأسٍ تصرخ التى وجدناها فى صندوق. |
| patlamıştı. Kendini kaybettiğini gördüm. Sanki kafasında şalterler atmış gibiydi. | Open Subtitles | لقد إنفجر غضبًا فجأة،لقد رأيته,لقد كان مثل زرًا قد غيره. |
| Tam çıkarken gaz borusunun patladığını? Üç kişinin öldüğünü? | Open Subtitles | و أن مصدر الغاز إنفجر أثناء خروجنا و أن ثلاثة قد ماتوا |
| Ateş. - Ne? Ne ateşi? | Open Subtitles | -ماذا, مالذي إنفجر ؟ |
| Şu gördüğünüz noktada 40 numara nın patlaması üzerine trajik bir şekilde öldürüldü. | Open Subtitles | والذي قُتل في حادث مأساوي في نفس هذا المكان عندما إنفجر في وجهه حذاء قياس 9 |
| Belki de hem lastiği patlamıştır üstüne eline telefonla koştururken diş ağrısının kurbanı olmuş, diş doktoru tarafından da uyuşturulmuştur. | Open Subtitles | ربّما إنفجر إطار سيارتها بسبب أنّها . كانت تبحث عن الهاتف و تسبب في سقوط أسنانها |
| Deney sırasında meteor taşı patladığında bir şey oldu. | Open Subtitles | لابد من أن ثمة ما حصل عندما إنفجر حجر النيزك خلال الإختبار |
| Büyü çalıştı ve kendini havaya uçurdu. | Open Subtitles | لذا قام بتجربة تعويذة ثم إنفجر |