| Evet, biliyorum ama esas olayın istediğimiz zaman seyretmek olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | أعلم لكني اعتقدت أن العبرة هي أننـا نستطيع مشـاهدته متى نشـاء |
| En üst katın ekstra lüks olduğunu sanıyordum. 62. kat. | Open Subtitles | اعتقدت أن الجناح الفاخر هو الطابق الأخير و رقمه 62 |
| Ben röportajın, Angelo'nun taşınmasına izin vermemin karşılığı olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أن المقابلة طريقتك لشكري على السماح لأنجيلو بالعيش معنا. |
| Onun üzüleceği tek şeyin kötüce sarılmış bir esrar olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | اعتقدت أن الشيء الوحيد الذي أغضبه هي سيجارة ملفوفة بشكل سيء |
| Buraya ilk kez geldiğimde her insanın diğerinden farklı olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | عندما أتيت هنا لأول مرة اعتقدت أن الناس مختلفين عن بعضهم |
| Zor olanın bu olduğunu düşünmüştüm ama bu da diğerinden geri kalmadı. | Open Subtitles | اعتقدت أن العام الأول صعـب لكـن الثـانـي كـان فعـلا كمـا يقـال عنه |
| sandım ki güneş kremleri ve saç düzleştiriciler bu yerleşik değer sistemindeki değişimi getirecekti. | TED | اعتقدت أن واقي الشمس ومُمَلِس الشعر سيصنعان التغيير في منظومة الأفكار المترسخة هذه، |
| Şuradaki adamlar diğer adamalara tavsiyelerimde bana yardım edebilirler diye düşündüm. | Open Subtitles | أنت تعلمين ، اعتقدت أن الأصحاب بحاجة إلى مساعدة مع نصيحتي إلى الأصحاب الأخر .تعلميين ؟ |
| Birlikte yemek pişirmenin asıl olayının beraber olmak olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أن المغزى من الطهي سويًا هو أن نكون سويًا |
| Önceden bu anlaşmayla yaşayıp gideriz sanıyordum. Çoğumuz öyle düşünüyordu. | Open Subtitles | اعتقدت أن بوسعنا معايشة اتفاقنا معهم، كثير منّا اعتقد ذلك. |
| Önceden bu anlaşmayla yaşayıp gideriz sanıyordum. Çoğumuz öyle düşünüyordu. | Open Subtitles | اعتقدت أن بوسعنا معايشة اتفاقنا معهم، كثير منّا اعتقد ذلك. |
| Paranın umurunda olmadığını sanıyordum. Hani sadece kızını istiyordun? | Open Subtitles | لقد اعتقدت أن المال لايهمك وأن ماتريده هو عودة ابنتك |
| Woadlar, Hadrian Sur'unun kuzeyini koruyorlar sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أن الثوار سيطروا على الحائط الشمالى |
| İçki kaçakçılığının yasaktan sonra artık yapılmadığını sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أن تهريب الخمور انتهى بعد أن حُرّم قانوناً |
| Ben Budist tapınaklarından geldiğini sanmıştım. | Open Subtitles | لطالما اعتقدت أن أصلها من المعابد البوذية |
| Bir süre için ben de böyle bir aşk yaşadığımı sanmıştım. | Open Subtitles | و لفترة وجيزة اعتقدت أن حبي من هذا النوع |
| Bu yüzden de oldukça havalı olduğunu düşündüm bu olumlu listeler ortaya çıktığında ve adımızın da bu listelerde olduğunu gördüğümde. | TED | لذا اعتقدت أن الأمر رائع نوع ما عندما بدؤوا بهذه القوائم الإيجابية وكنا نحن عليها. |
| Fiziğin herkes için geçerli olduğunu düşünmüştüm. | TED | اعتقدت أن الفيزياء من المفترض أن تكون واحدةً بالنسبة للجميع. |
| Ben ben delikanlının ortalığı birbirine katacağını sandım. | Open Subtitles | لا ، اعتقدت أن الفتى يُحاول أن يطلق النار على المكان |
| Temelden başlamak daha iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | حسناً ، لقد اعتقدت أن من الأفضل أن نبدأ منذ البداية |
| Hastaneye götürüldüğümde doktorlar öleceğimi düşündü. Ama bana ne yapılacağını öğrendiğimde düşündüm ki... | TED | عندما وصلت إلى المستشفى، ظنّ الأطباء أنني سأموت، وعندما أدركت ما الذي حدث لي، اعتقدت أن الموت كان من الممكن.. |
| Burnunda kocaman bir altın halka olur diye düşünmüştüm hep. | Open Subtitles | أتعلم لطالما اعتقدت ,أن لديك حلقة ذهبية كبيرة على أنفك |
| Yaşlı evli çiftler, yaşlı ve evli kalmak için her şeyi paylaşır sanırdım. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أن الزوجين العجوزين يتشاركون في كل شئ هكذا يبقون متزوجين و كبار في السن |
| işimin sona erdiğini düşünüyordum ve hiç bir şeye anlam veremiyordum. | TED | اعتقدت أن عملي انتهى، اعتقدت أن ما أفعله ليس له معنى. |
| Aşkın, sorunları çözeceğini... ve her şeyin çok güzel... olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | في ذلك الوقت اعتقدت أن الحُب يمكن أن يهزم أي شيء وأن الأشياء ستكون بخير |