"الأمر أكبر" - Translation from Arabic to Turkish

• daha önemli
• daha fazlası var
• bundan
• mesele
• ötesinde
• fazla sürecek

Ben de seni her şeyden çok seviyorum ama bizden çok daha önemli.
وأنا أحبك أكثر من أى شيء آخر لكن هذا الأمر أكبر منا جميعاً

Bu saç bantlarından ve liseden daha önemli bir şey.
هذا الأمر أكبر من ربطات شعر وثانوية عامة

Bence bu işte basit bir aile birleşmesinden çok daha fazlası var.
الأمر أكبر من هذا لا أعتقد أن هذه حلفة لم شمل إعتيادية

Beni eve getirmek için sağlığını feda ettiğini sanıyordum ama daha fazlası var değil mi?
إعتقدت أنك ضحيت بصحتك لإحضاري للمنزل لكن الأمر أكبر أليس كذلك

Ama işin gerçeği bundan çok daha farklıdır.
وأن تحيا في سعادة إلى الأبد ولكن الأمر أكبر من ذلك

- Öyleyse mesele ortaktan fazlası.
لذا الأمر أكبر من فقط هذا الزميل

Bu yer uğulduyor. Tuhaf. Normal yayımın ötesinde bir şey.
،المكان يصدر طنيناً، هذا غريب . الأمر أكبر من موجات البث العادية

Bu gidiş birkaç günden fazla sürecek.
إنك تعرف بأن الأمر أكبر من مسألة عدة ايام

daha önemli bir şey olmalı. Belgelerde ne olduğunu bilmiyoruz. Beni dinle!
ربما الأمر أكبر الآن , لسنا نعرف محتوى الوثائق إستمع إلي

Ama sadece bizim gibi insanlar değil, bundan çok daha önemli bir şey var.
لكن الأمر ليس عن أناس مثلنا لأن الأمر أكبر وأهم من ذلك .

Bu iş bir insanın kariyerinden daha önemli.
الأمر أكبر من مجرد مسيرة عمل شخص واحد

Ama bu senden daha önemli. Ailenden bile daha önemli.
ولكن الأمر أكبر منك ومن عائلتك حتى

"Belki de bu adama âşığımdır." demekten biraz daha önemli bir durum.
الأمر أكبر بقليل من أن يُقال "ربما أكون واقعة في حب هذا الرجل"

Bence ihtiyarın seni serbest bıraktığı hikâyesinde anlattığından çok daha fazlası var.
أظن أن الأمر أكبر من تخلي الرجل الكبير عنك لتفعل هذا

bundan daha fazlası var. Ben bir zaman yolcusuyum.
الأمر أكبر من ذلك أنا مسافرٌ في الزمن

Düşündüğünden çok daha fazlası var.
إن الأمر أكبر من ما تظنين إنها حركة

Birkaç hafta sonra bundan fazlası olduğunu anladım.
ولكن بعد بضعة أسابيع بدا واضحاً أن الأمر أكبر من هذا

Yani, elbette hayatımın aşkı tarafından terk edilmiştim ama bundan daha fazlası vardı.
أعني ، بالطبع ، لقد هجرني حبّ حياتي ولكن كان الأمر أكبر من ذلك ثمَّ خطر ببالي شئ

mesele öncesinden daha büyük ve kötü, tamam mı?
الأمر أكبر وأكثر غموضاً مِن قبل، حسنٌ؟

Asıl mesele, bu iş bizden daha büyük, anlıyor musun?
الأمر أكبر منا . كما ترين ؟

Ama güzelliğin ötesinde o, bir güneş ışığı gibi.
لكن الأمر أكبر من هذا إنها مشرقةٌ بشدة، تعرف

Gerçek şu ki, bu tek bir ülkenin kaderinin ötesinde.
الحقيقة أن الأمر أكبر من مصير دولة واحدة