| - DPO aradı. Şartlı tahliye memurum beni görmek istiyormuş | Open Subtitles | اتصل بي قسم إدارة السجون شرطي التسريح المشروط يريد رؤيتي |
| Şartlı tahliye görüşmesi bitince Fiber-optikleşiriz. | Open Subtitles | سأعاود الاتصال بك بعد جلسات التسريح المشروط لهذا اليوم |
| Şartlı tahliye olduğum için polise gitmek iyi bir seçenek değildi. | Open Subtitles | وكوني قيد التسريح المشروط الذهاب للشرطة ليس خياراَ |
| Tüm ülkede habercilerin işten çıkarılma şokuyla uzmanlık alanımızı kaybettik. | TED | نظرًا لموجات التسريح من العمل الرائجة في غرف الأخبار بجميع أنحاء البلاد، فقدنا فن التخصص. |
| Gazetedeki işten çıkarma haberlerini okumuş. | Open Subtitles | قرأ عن عمليات التسريح في الصحيفة |
| taburcu olabileceğine emin misin? | Open Subtitles | دكتور " فروست " نداء 118 من فضلك هل أنت واثق أنه عليك التسريح ؟ |
| Aslında, şu işten çıkartmalar da mühim. Fakat bu insanlara minnettarım ve onlara destek olmam gerek. | Open Subtitles | حسناً، التسريح مهمّ أيضاً لكنّي مدينة لهؤلاء الناس لرؤية ذلك |
| Sadece vuracaksın, Şartlı tahliye cebinde. | Open Subtitles | لذلك كل ما عليك فعله هو إستهدافه بسحب التسريح المشروط |
| Lucille benim tahliye memurum. O sert biri ama Tanrı neden olduğunu biliyor. | Open Subtitles | لوسيل ، إنها ظابط التسريح الخاص بي إنها مثل الخندق ، الله وحده يعلم لماذا |
| Yani... şahıs ile dostane bir ilişki tesis etme adına artık hiçbir tehlike oluşturmayan şahsı topluma kazandırmayı reddeden anlayışsız Şartlı tahliye kurulu yüzünden onunla beraber gözyaşı mı dökmeliyim? | Open Subtitles | حسناَ جكزء من تأسيس علاقة مع الموضوع هل علي النحيب معه وعلى كل لوائح التسريح المتعاطفة التي ترفض تسريحه عائداَ للمجتمع حيث واضح أنه أدلى بأنه ليس خطراَ أبعد ؟ |
| Şartlı tahliye memuruna gitmeyi bir ay önce bırakmış. | Open Subtitles | توقف عن تفقد مكانه من قبل ضابط التسريح قرابة الشهر |
| - Herkes yerinde kalsın. 82'de Şartlı tahliye ihlali. | Open Subtitles | عليك البقاء في مكانك , إنتهاك التسريح عام 1982 |
| tahliye emrin ve erken tahliye formun. | Open Subtitles | هذا هو قرار التسريح و وثيقة إطلاق السراح المبكر |
| İşten çıkarmalar yerine izinli ayrılma verebiliriz. | Open Subtitles | بدلاً من التسريح ، بإستطاعتنا إعطاء الإجازات |
| İşe alım ya da işten çıkarma yapmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتخذ أية قرارات للتوظيف أو التسريح أنا أدرك ذلك ...لكنني أريد فحسب أن |
| - İşten çıkarma şartları ne? | Open Subtitles | أي نوع من التسريح ستقدمه لنا؟ |
| Üstünüzü değiştirin, ben de taburcu evraklarını getireyim. | Open Subtitles | غير ملابسك سأقوم بإجراءات التسريح |
| Dr. Kelso, istediğiniz taburcu formunu buldum. | Open Subtitles | طبيب (كيلسو)، تمكنّت من تحديد إستمارة التسريح التي طلبتها |