| Son bildirdiğimi Düzeltiyorum. | Open Subtitles | التصحيح إلى تسليمي الأخير. |
| Düzeltiyorum. | Open Subtitles | التصحيح. |
| Sen zalımlık diyebilirsin, seni düzeltme amacıyla söylemedim senden farklı söyledim. | Open Subtitles | يمكنك أن تقول الاستبداد لم أقصد التصحيح لك لقد قلتها فحسب |
| düzeltme Departmanıyla Memurlar Sendikası arasındaki başarılı pazarlığın, sonucuna göre bir anlaşma imzalandı. | Open Subtitles | بناء على النتائج الإيجابية من جراء التفاوض بين إدارة التصحيح و إتحاد الضبَّاط يوجد لدينا عقد |
| Sadece seni, bir yama kitine ihtiyaç duymayan biriyle görmek benim için alışılmadık bir durum. | Open Subtitles | انها مجرد غير عادي بالنسبة لي أن أرى لك التاريخ الذي لا يحتاج الى عدة التصحيح. |
| Kızların önünde düzeltmek istiyordum, bana güvenmelerini sağlamak için. | Open Subtitles | أحب أن أكون قادرة على التصحيح أمام الفتيات ، ذلك يجعلهن يثقن بي |
| Evet. Correction'ı biliyorum. | Open Subtitles | أجل، أنا أعلم بشأن التصحيح |
| yamayı tamamladım. | Open Subtitles | لقد أنجزت التصحيح |
| Düzeltiyorum. | Open Subtitles | التصحيح. |
| Düzeltiyorum. | Open Subtitles | التصحيح. |
| Düzeltiyorum: | Open Subtitles | التصحيح: |
| Düzeltiyorum. | Open Subtitles | التصحيح. |
| Düzeltiyorum. | Open Subtitles | التصحيح. |
| Evet, ama fotoğrafın orjinalindeki arka planda, renkler biraz solmuştu. Bu yüzden biraz karşıtlık ve düzeltme kullanırsak... | Open Subtitles | نعم، ولكن خلفية الصورة الأصلية باهتة لذا ببعض التباين وأدوات التصحيح |
| Böyle devam eder, dört ölçüm sonucunda, ve Einstein'ın izafiyet teorisi kullanılarak yapılan küçük bir düzeltme ile, Uzaydaki yerinizi bir nokta olarak kesin bir şekilde belirleyebilirsiniz. | TED | استمر في القيام بذلك وبعد أربع محاولات فقط ومع قليل من التصحيح مستخدمًا النظرية النسبية لأينشتاين يمكنك تحديد موقعك الى نقطة واحدة بالضبط في الفضاء |
| Bununla birlikte, mevcut prototipimizde bile günümüzün odaklanabilir lens teknolojisi geleneksel statik düzeltme formlarından daha iyi performans gösterebilir. | TED | هذا يعني، حتى مع نموذجنا الحالي، لقد أظهرنا اليوم تقنية العدسة القابلة للضغط قادرة على التفوق على أشكال التصحيح التقليدية |
| düzeltme için kusura bakma. | Open Subtitles | أعتذر عن التصحيح فكنت سأفعل هذا |
| - Muhtemelen yama hakkında bile konuşmuyoruz. | Open Subtitles | نحن ربما حتى لا نتحدث عن التصحيح ماذا؟ |
| Her ne kadar bu ürkütücü sapıklığını takdir etsem de birlikte olmadığımıza dair seni düzeltmek durumundayım. | Open Subtitles | حسناً ، بقدر إعجابي بإخلاصك لعملك بالمُلاحقة غريب الأطوار يتوجب علىّ التصحيح لكِ لم تجري أى علاقة بيننا |
| Görünüşe göre Correction iptal edildi. | Open Subtitles | يبدو أن التصحيح قد ألغي لتوه |