| Hiçbir bıçak ya da silah yarası görmüyorum, sadece çürükler. | Open Subtitles | لا أرى جروح طعن أو جروح طلق الناري فقط الكدمات |
| Kendime geldiğimde morluklar, ezilmiş meyveler ölüp ölmediğimi görmek için başımda dikilen tanımadığım tiplerle karşılaştım. | Open Subtitles | ثم أستفيق وتملئني الكدمات والفاكهة المعصورة، وغرباء يقفون أمامي لفحصي ما إذا كنت ميتة. |
| Ufak kesik ve morlukları var. | Open Subtitles | تعاني من بعض الكدمات والجروح الخفيفة لكنني لازلت أريد أن يراها طبيب حملها لايحتاج أي مشاكل أخرى |
| Bu kadar çok çürük varken, herkes kamyonun altında kaldığını sanar. | Open Subtitles | لديك العديد من الكدمات , سيظن الجميع أنك تعرضت لحادث سيارة |
| çürüklerin rengine bakılırsa bu yaralar, öldükten yaklaşık 48 saat sonra olmuş. | Open Subtitles | و استناداً على لون الكدمات فإنه تكبد الإصابة منذ حوالي 48 ساعة قبل الموت |
| Küçük bir paintbol mermisi gibi. Şimdi, bayağı kötü yaraları var. | Open Subtitles | مثل كرات الطلاء الصغيرة الآن ، لديه بعد الكدمات هنا وهنا |
| Yani şüpheli belirtiler, sadece morluk ve sakinleştirici olacak, öyle mi? | Open Subtitles | إذن ما لدينا هنا من مؤشرات مريبة فقط الكدمات والمخدر، صح؟ |
| Bize, bütün o korkunç çürüklerin bu yüzden olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أخبرتنا كيف انها اصيبت بكلّ تلك الكدمات الفظيعة بسبب الجمباز |
| çürükler, anemi, C vitamin eksikliği, hatta lösemi kaynaklı oluşabilir. | Open Subtitles | الكدمات قد تشير للأنيميا نقص الفيتامين سي او حتى اللوكيميا |
| çürükler herhalde böyle oluşmuştur. Boğuşurken. Evet. | Open Subtitles | اظن هذا يوضح سبب هذه الكدمات على ما اعتقد |
| Seni gerçekten incitmek istemiyorum. çürükler fiyatı düşürür. | Open Subtitles | أنا حقاً لا أريد إيذاؤك الكدمات سوف تخفض السعر |
| Onlar değil. Haydi. Eski morluklar. | Open Subtitles | ليس هذه الكدمات, أنت تعلم الكدمات القديمه، كدماتك |
| Artı, morluklar bir örnek olmamakla birlikte, şiddetli bir travma yok. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن جميع الكدمات ليست متشابهة ولكن ليس هناك دلالة في أي مكان على إصابة حادة |
| - Kesikler, morluklar. Bu tür bir düşüşte olabilecek her şey. | Open Subtitles | الكسور و الكدمات و العدوى بالنسبه لوقعه مثل تلك |
| Dayak yemiş ve morlukları olan bir garsonla kimsenin ilgilenmediğini ifade etti. | Open Subtitles | الكثير من الدفعات الخاسرة التي لا يريدها أحد مغازلة مع نادلة لديها الكثير من الكدمات على وجهها |
| Bu kadar çok çürük varken, herkes kamyonun altında kaldığını sanar. | Open Subtitles | لديك العديد من الكدمات , سيظن الجميع أنك تعرضت لحادث سيارة |
| -Belki bence bu yaralar insanlar tarafından yapılmış. | Open Subtitles | لكنني أعتقد أن تلك الكدمات قد حدثت على يد بشر |
| Otopsisine göre "vahşi bir mücadeleye" giriştiğini gösteren yaraları varmış. | Open Subtitles | تقرير تشريح جثته اظهر بعض الجروح و الكدمات و الخدوش الذى تشير الى صراع تام |
| Kemikteki morluk çember şeklinde ve çapı 25 mm kadar. | Open Subtitles | تبدو الكدمات على العظام دائرية الشكل وقطرها حوالي 25 ملمتراً. |
| Elindeki ve boynundaki bu çürüklerin nasıl olduğunu bana anlatman lazım. | Open Subtitles | عليك إخباري كيف حدثت لكِ تلك الكدمات التي على يديكِ ورقبتك. |
| Bu bereler kaburgalarda, elmacık kemiklerinde, üst ve alt çenede. | Open Subtitles | هذه الكدمات الحديثة موجودة على الأضلاع، الوجنتان، الفكين العلوي والسفلي. |
| Beyin sapına kadar ilerlemiş görünüyor ve ağzının etrafında da ezikler var. | Open Subtitles | يبدو أخترق كل المسافة إلى الفص الدماغي وهناك بعض الكدمات حول الفم |
| - Morlukların hiç umurumda değil! Koç beni almazsa, hayatım biter! | Open Subtitles | لا يهمني ذلك, أو الكدمات لقد حكم علي المدرب , حياتي انتهت |
| Araba çarpınca öldüyse morarma olmaması gerekirdi. | Open Subtitles | لوأنهصُدموقُتل فإن الكدمات كانت لتكون معدومة |
| Ryan'ın yara ve morluklarının kaza yüzünden olması az bir ihtimal. | Open Subtitles | لا أعتقد أن كل هذه الكدمات كانت بسبب الحادث |
| -Evet evet ultraviyole ışınlar deri altındaki yara bereleri açiğa çıkarır | Open Subtitles | أجل ضوء الأشعة البنفسجية يخرج الكدمات تحت الجلد |
| Yere düştüğünde oluşan çürükleri saymazsak, iyi. | Open Subtitles | إنها بخير, عدا بعض الكدمات التي أصيب بها عندما إصطدمت بالأرض |