| Başkasının işine burnumu sokmam. | Open Subtitles | أنا لا أدس أنفى بشؤون الآخرين و لا أتجاوز حدودى |
| Başkasının işine burnumu sokmam. | Open Subtitles | أنا لا أدس أنفى بشؤون الآخرين و لا أتجاوز حدودى |
| Sence 9.Şube, 6.Şube'nin işine karışırsa sonradan bir sorun çıkmaz mı ? | Open Subtitles | الا تعتقد انه سيصبح لدينا مشكله اذا القسم 9 تدخل بشؤون القسم 6 |
| Bu türden ithamlarda bulunmak ve müvekkilimin işlerine burnunuzu sokmak istemezsiniz. | Open Subtitles | أنت لا ترغبين بالقاء اتهامات مثل هذه ولا تريدين ان تتدخلي وتعبثي بشؤون عملائي |
| Tabi burunlarını başka insanların işlerine soktular ve kaçınılmaz bir şekilde yaralandılar. | Open Subtitles | هم يقحمون أنفسهم بشؤون الآخرين و يصابون بأذى |
| Sana söylemiştim, Raymond. Polis meselelerine karışmamalısın. | Open Subtitles | أخبرتك يا رايموند أنه من المهم ألا تتدخل بشؤون الشرطة |
| Çavuş Doakes idari kararla uzaklaştırılmıştır. Hakkında içişleri soruşturması açılacaktır. | Open Subtitles | الرقيب (دوكس) بإجازة إداريّة رهن تحقيق بشؤون داخليّة |
| Hatırladığım kadarıyla, hep başkalarının işine burnunu sokardı. | Open Subtitles | على ما اذكر، كانت دائماً تحشر انفها بشؤون الآخرين |
| Başkalarının işine karışma hakkını nereden buluyor? | Open Subtitles | ما الذي يمنحه الحق في التدخل بشؤون الآخرين؟ |
| Bu insanların işine karışamazsın. | Open Subtitles | ليس عليكِ التدّخل بشؤون هؤلاء الأشخاص. |
| Herkes herkesin işine burnunu sokuyor. | Open Subtitles | الجميع يحشر أنفه بشؤون الغير |
| Başkalarının işine karışmam. | Open Subtitles | انا لا أتدخّل بشؤون الناس |
| Sen kendi işine bak. | Open Subtitles | لا تتدخل بشؤون غيرك |
| Başkalarının işine karışma! | Open Subtitles | لا تتدخل بشؤون شخص آخر |
| - Çünkü hep başkalarının işine... | Open Subtitles | وأنكِ تتدخلين بشؤون الكل |
| İnsanların işine karışmamak. | Open Subtitles | عدم التدخل بشؤون الناس. |
| Şu andan itibaren, Yan Fei-er devlet işlerine asla karışmayacaktır. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً (يان في إير) لن تهتم بشؤون الحكم مجدداً |
| Oh, ben Hal'ın işlerine hiç dikkat etmemiştim. | Open Subtitles | أنا لا أولي اهتمامًا بشؤون (هال) التجارية. |
| Avatar Korra, Toprak İmparatorluğu'nun iç işlerine karışıyor ve duygularının, mantığının önüne geçmesine müsaade ediyorsun. | Open Subtitles | أيتها الأفتار (كورا) , أنت ِ تتدخلين بشؤون مملكة الأرض الداخلية وتدعين مشاعرك ِ الشخصية |
| Tıpkı Zaman Lordları'nın başka kişi ya da gezegenlerin işlerine karışmayacaklarına dair verdikleri söz gibi mi? | Open Subtitles | لقد وعدني. ماذا، مثل وعد (سيد الوقت) أنه لن يتدخل أبداً بشؤون الناس أو بالكواكب؟ |
| Artık Gun Wook'un meselelerine kendini dahil etme diye söylüyorum. | Open Subtitles | إنني أخبركِ بألا تتدخلي بشؤون ( جون ووك ) أكثر |
| Okulun meselelerine çok karışıyorum, değil mi? | Open Subtitles | إنني أتدخل كثيرًا بشؤون المدرسة، صحيح؟ |
| Çavuş James Doakes idari kararla uzaklaştırılmıştır. Hakkında içişleri soruşturması açılacaktır. | Open Subtitles | الرقيب (جيمس دوكس) بإجازة إداريّة رهن تحقيق بشؤون داخليّة |