| Ama bir sürtük gibi görünmüyordu. Bizim arkadaşımız olacak gibi biriydi. | Open Subtitles | في الحقيقة هي لم تبد سيئة إنها تبدو مثل واحدة من الأصدقاء |
| Üzgünüm anne. O kadar kötü görünmüyordu. | Open Subtitles | أنا آسف، أمي أوه، أنا ـ ـ هي لم تبد سيئة جدا |
| Hayır, daha önce hiç kimse böyle güzel görünmüyordu. | Open Subtitles | لم تبد أى منهن بهذا الجمال بالنسبة لى |
| Kaybetmek pek olası görünmüyordu. | Open Subtitles | لم تبد الخسارة محتملة |
| Oldukça ciddidir. Hiç üzgün görünmüyordu. Ama dikkat ederim. | Open Subtitles | لم تبد حزينة قط لكني سأراقبها |
| Ama gerçek gibi görünmüyordu. | Open Subtitles | ولكنها... لم تبد حقيقية. |
| Pek şaşırmış görünmüyordu. | Open Subtitles | لم تبد متفاجئة |