| mirası hayatımızın, kültürümüzün, .siyasetimizin ve dini inançlarımızın en derinlerine ulaşarak meydan okuyor. | Open Subtitles | بل إنّها تراث يصل لكلّ رقعة في حياتنا, مُتحدّية عاداتنا, وسياساتنا, ومُعتقداتنا الدينيّة. |
| Tüm şehir UNESCO Dünya mirası Sit Alanı kapsamındadır. | TED | المدينة بأكملها هي موقع تراث عالمي لليونسكو. |
| İki yıl önce, ortaklarımızdan biri, çok önemli bir miras alanı olan, Uganda'daki UNESCO miras alanı içerisindeki Kasubi Kraliyet Mezarlıklarını dijital olarak muhafaza etmemiz talebiyle bize geldi. | TED | فاتحنا منذ سنتان شريك لدينا حول الحفظ الرقمي لموقع تراثي مهم، موقع تراث اليونسكو في أوغندا، مقابر كاسوبي الملكية. |
| Son olarak, Londra'ya, Londra Belediye Başkanlığı Londra miras Geliştirme Kurumu tarafından ısmarlanan bir projeye geliyoruz. | TED | أخيرًا، نصل إلى لندن، في مشروع أوصت به مؤسسة تنمية تراث لندن عن طريق عُمدتِها. |
| Çok fazla çalıştık insanlığın bir külçesinin kötülüğün mirasını yok etmesi için değil. | Open Subtitles | ونحن نعمل من الصعب جدا السماح لكتلة صلبة من الإنسانية تدمير تراث الشر. |
| Atalarının şimdi sana ailenin mirasının, süregelen işlerinin şimdi sadece senin elinde olduğunu bilerek baktıklarını fark edince bu insanı değiştirir. | Open Subtitles | حسنٌ، تغيّرك. حين تدركين أن أجدادك يعتمدون عليك الآن وأنّ تراث عائلتك وأعمالهم المستمرّة معلّقين بين يديك. |
| Babamın mirasına sahip çıkmak için o kadar çok çalışıyordum ki mirasın size kalan kısmını olması gerekenden daha çok göz ardı etmiş olabilirim. | Open Subtitles | أنا عملت بجد كبير لتمجيد تراث أبي التي ربما أغفلت عن اجزاء منه التي كانت أقل مثالية |
| Sanki büyükbabamın mirası aileye patlamış... ..ve o küçük fazlalık hücreler,... ..kendilerini herkesin beynine yerleştirmişti. | Open Subtitles | كما لو كان جدي تراث وقد انفجرت داخل الأسرة، وتلك الخلية إضافية قليلة وقد قدمت نفسها في المخ للجميع. |
| Torunlarımızın torunlarına daha doğmamış kuşaklara korkunç bir zehir ve çevre tahribatı mirası bırakıyoruz. | Open Subtitles | نحن نترك ورائنا تراث فظيع من السموم ويقلص من البيئة لأحفاد أحفادنا |
| İnaç mirası birliğinden bir destek beklemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أبحث عن أي دعم من تحالف تراث الإيمان |
| Ortaçağ İslam İmparatorluğu'nun mirası devasa bir bölgeye yayılmıştır. | Open Subtitles | تراث الإمبراطورية الإسلامية في القرون الوسطى تفرّق عبر منطقة شاسعة |
| Kültürel açıdan, Madonna'nın mirası müziğinin önüne geçmektedir, çünkü genel anlamda, şarkılarında cinsiyetiniz ne olursa olsun güçlü ve bağımsız olmayı, kendine güvenmeyi ima eder. | Open Subtitles | ثقافيا , تراث مادونا يتجاز أغانيها لأن أغلب أغانيها عن أن تكون قويا و مستقلا |
| Anlamlı bir miras için zayıf ve çaresizdim. | Open Subtitles | لقد كنت ضعيفاً .. ومستميت ليكون خلفي تراث ذا نفع |
| Annemin de, kendi zevkli sanat anlayışının altını çizerek bunun savaş öncesi Almanya'dan kalma bir lirik miras olduğunu söylediği gibi. | Open Subtitles | كما قالت والدتي بهدوء لمساندة ذوقها الجيد إنه تراث غنائي لألمانيا ما بعد مرحلة الحرب |
| Bu topraklar hastalıklı. Tabiat ters düz olmuş. İşte bu senin değerli kralının bize bıraktığı miras. | Open Subtitles | الأرض سُممت، والطبيعة انقلبت، هذا هو تراث ملككِ النفيس. |
| 2012 yılı boyunca, Mali'nin kültürel mirasını yok etme gibi sistematik bir eyleme giriştiler. | TED | وفي منتصف 2012، انخرطوا في حملة ممنهجة للقضاء على تراث مالي الثقافي. |
| Ne pahasına olursa olsun babanın mirasını korumaktan daha mantıklı. | Open Subtitles | اكثر عقلانيه من الإبقاء على تراث والدك مهما كلفت |
| - Babamın mirasının devam ettiriyorsunuz. | Open Subtitles | أعدك حسنٌ، إنّك تستمر بتطبيق تراث والدي حرفياً |
| Eşinin mirasının inşasına katılmak istemiyorsan kendin bilirsin. | Open Subtitles | إذا كنت لا ترغب في المشاركة في بناء تراث زوجتك فليكن الأمر |
| Kendisini ödünç aldığı sanatçıların mirasına sokmak ve birbiriyle olduğu kadar sanat tarihi ile de aynı şekilde konuşabilen kolajlar üretmek için çalıştı. | TED | عمل باسكيات كما لو أنه بإدخال نفسه في تراث الفنانين الذين اقتبس من أعمالهم، كان يتمكن من إنتاج قصاصات متناغمة مع الأعمال الفنية التاريخية بقدر ما هي متناغمة مع بعضها البعض. |
| Farklı muamele görmek istemedim çünkü ben bir mirasım. | Open Subtitles | لم أرد أن يعاملني الناس بطريقة مختلفة لأنني تراث العائلة. |
| Güney İtalyalı genleri de, ben buradayım diyor. | Open Subtitles | يبدوا كأن تراث جنوب إيطاليا بدأت برفع الأعلام |
| Özgürlük, Shakespeare ile aynı dili konuşan her İngiliz'in doğal mirasıdır. | Open Subtitles | حسنا، الحرية هي تراث لكل الانكليز التي قيلت بلسان شكسبير . |
| Bizden önceki sürü üyelerinin ve bizden sonraki sürü üyelerinin geleneği olarak, bugün bizden birine veda etmek için biraya geldik. | Open Subtitles | في تراث الجماعات السابقة والجماعات التي تليها تجمعنا اليوم لنوَدع |
| Bu, çoğu modern Arabın zihninde, hala canlı olan bir mirastır. | Open Subtitles | إنه تراث لا يزال حياً في عقول أكثر العرب المعاصرين |