| Geçen hafta, tarihi bir hareket olarak, üç kadın bütün kiliseleri denetleyecek olan liderlik kuruluna davet edildi. | TED | كما حدث الأسبوع الماضي، في خطوة تاريخية، دعيت ثلاث نساء لشغل مناصب قيادية الشيئ الذي تشرف عليه الكنيسة كلها. |
| Özel kahyaları; yemeklerini, giysilerini ve günlük banyosunu denetleyecek. | Open Subtitles | حارسته الشخصيه تشامبرلين تشرف على طعامه ولباسه ، وحمامه يوميا |
| Transferi özel polisler denetleyecek. | Open Subtitles | الشرطة الفيدرالية تشرف على الترحيل. |
| Kar amacı gütmeyenleri denetleyen Senato Finans Komitesi'yle ilişki kurmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحول إن شاء علاقة مع لجنة الكونجرس التي تشرف على المنظمات الغير ربحية |
| ilgili kurumları denetleyen bir alt komitedeyim. | Open Subtitles | أنا ضمن لجنة فرعيه تشرف على الوكالات المشتركة بالأمر |
| - Attius'ın anısını şereflendirmeye! | Open Subtitles | لكي أرى ذكرى (أتيوس) تشرف |
| - Attius'ın anısını şereflendirmeye! | Open Subtitles | لكي أرى ذكرى (أتيوس) تشرف |
| Sizi Doktor Torres denetleyecek. | Open Subtitles | الآن د(توريس) سوف تشرف على عملكم. |
| Faaliyet bütçelerini denetleyen komitede yer alan Karım Haas'a onu söyler misiniz? | Open Subtitles | هل ستخبره أن زوجتي، السيناتور (هاس) تترأس لجنة تشرف على تمويلهم؟ |