| Saksofoncu, bir İncil satıcısıyla kaçıyor ve bastaki kız hamile kalıyor. | Open Subtitles | عازفة الساكسفون تهرب مع الواعظ وعازفة الكمان أصبحت حبلى |
| Ya kötü adamın peşindesin ya da bir şeyden kaçıyorsun. | Open Subtitles | .. أأنت تطارد رجلاً سيئاً أم تهرب من شيء ؟ |
| Karanlık tarafımızın kaçmasına, iyi tarafımızın hayat vermesine olanak sağlıyordu | Open Subtitles | تسمح للنفس المظلمه ان تهرب لتسمح للنفس المضيئة ان تشفى |
| - Çocuk para kazanmak zorunda. - Ben taşımak...? - Ama sakın kaçma. | Open Subtitles | ـ انه يريد ان يعمل، لن تهرب منى ـ لا انه سيهرب |
| Başım belaya girsin istemiyorum ama senin kaçıp kurtulduğunu görmek de hoşuma gider. | Open Subtitles | انا لا اريد ان اتورط فى مشكله و لكنى اود ان اراك تهرب |
| Ve Shanti ona rahat vermediği zaman kızıp hemen bir yere kaçıyor. | Open Subtitles | و إن لم تحصل [شانتي] على ما تريد, فستصاب بالجنون و تهرب. |
| Sizi endişelendirmek istemem, ama sanırım Fusbol'unuz kaçıyor! | Open Subtitles | لا أريد ان اقلقك، لكن أعتقد بان كراتك تهرب |
| Sizi endişelendirmek istemem, ama sanırım Fusbol'unuz kaçıyor. | Open Subtitles | لا أريد ان اقلقك، لكني أعتقد بان كراتك تهرب |
| -Hayır. kaçıyorsun demek. Seni gebertirim! | Open Subtitles | وقعت في مشكلة ، وتريد أن تهرب سأنتزع عنقك |
| Onlardan ne zamandır kaçıyorsun? | Open Subtitles | لكم من الوقت كنت تهرب من الكرات النارية؟ |
| kaçıyorsun, saklanıyorsun, üşüyorsun, açsın. Buna hayat mı diyorsun? | Open Subtitles | انت تهرب و تختبىء , تشعر بالبرد و الجوع , هل هذه حياة ؟ |
| Eğer elimizden kaçmasına izin verirsen, ikimiz de pişman oluruz. | Open Subtitles | اذا تركتها تهرب من أيدينا ، كلانا سيندم على ذلك |
| Gundars'ın bilgisayarıyla kaçmasına izin mi verdiniz aptallar? | Open Subtitles | أيها الأغبياء.. هل تركتم راشيل تهرب بكمبيوتر جاندرز؟ |
| Polisten kaçma. Yoksa vurulursunuz. | Open Subtitles | لا تهرب من الشرطة، قد تعرض نفسك لإطلاق النار |
| Şimdi sakın kaçma, benim küçük şans tılsımım. | Open Subtitles | لا تهرب الآن يا تعويذتي الصغيرة الجالبة للحظ الطيب |
| Aile reisliği, sorumluluklardan kaçıp gay olmak demek mi oluyor? | Open Subtitles | اذا انها جينات العائلة التي تجعلك تهرب وتخطط لزواجك المثلي؟ |
| Dediğimi unutmayın, Efendi Hawkins, ve bir daha kaçmaya çalışmayın. | Open Subtitles | استمع لما سأقوله لك يا فتى ولا تهرب مني مجددا |
| Ve üçüncüsü kaçmadı. Kaçırıldı ve Bangkok'a götürüldü. | Open Subtitles | وممثلة ثالثة فهي لم تهرب بل شخص هرب بها إلى بانكوك |
| Ama şimdi yaptığın şeyden kaçamazsın. | Open Subtitles | و الأن أنت لا تستطيه أن تهرب من ما بنيته |
| kaçar, bir şey olur diye. | Open Subtitles | كنت خائفاً من أن تهرب أوشىءً من هذا القبيل. |
| Şimdi, durum şu o iki kız seni kaçarken görmüşler | Open Subtitles | والآن سنتوقف عند هذه النقطة تلك الفتاتان شاهداك وأنت تهرب |
| Ama bu bir kurbanın hiç yaşam üzerinde doğrudan girişimi kaçtı ilk kez. | Open Subtitles | لكن هذه المرة الأولى التى تهرب فيها ضحية من قدرها المحتوم فى عالمها |
| Böyle yaşamak için mi Kuzey'den kaçtın? | Open Subtitles | مُتأكدة أنك لم تهرب من كوريا الشمالية لتعيش على هذه الحال |
| Daha önce 50 kedinin bir yerden bu kadar hızlı kaçtığını görmedim. | Open Subtitles | أأقول لكي الحقيقة لم يسبق لي أن رأيت خمسون قطة تهرب بهذه السرعة |
| Arkadaşların öldü ve her şey imkansız gibi görünüyor ve Kaçmak istiyorsun. | Open Subtitles | أصدقاؤك موتى ، ويبدو أنّ كل شيء مستحيل لذلك تريد أن تهرب |
| Tabii ki Orta Amerikalı ve çete şiddetinden kaçan ailelerle de karşılaştık. | TED | وبالتأكيد نقابل عائلات أمريكية تهرب من عنف العصابات. |