"حفر" - Translation from Arabic to Turkish

    • kazmak
        
    • kazdı
        
    • kazı
        
    • kazmaya
        
    • kaz
        
    • sondaj
        
    • kazmayı
        
    • delik
        
    • kazıp
        
    • kazmış
        
    • delikleri
        
    • delikler
        
    • deliği
        
    • matkap
        
    • kazarak
        
    Bu tüneli kazmak için 30 senemi harcadım, ama şimdi onu kullanamıyorum. Open Subtitles قضيت 30 عاماً في حفر هذا النفق ولكن الآن لا يمكنني استخدامه
    Yani evet, normalde tünel kazmak oldukça zor. TED لذا أجل، عادةً ما يكون حفر الأنفاق صعبُا للغاية.
    Daha sonra 1905 yılı 11 Haziran öğleden sonra bütün gün kazdı ve gitmeye hazırlandı. Open Subtitles وبعد ذلك ، متأخرا في المساء في11جوان1905، حفر طول النهار ، ثم إستعد للذهاب ولكنه هذه المرةإختارطريقاآخر للذهاب،
    Bu arada, Kahire'de yaptığın o bir yıllık kazı nasıldı? Open Subtitles راجع للشغل، كيف كان ذلك حفر لمدة عام في القاهرة؟
    Dinamit satın alabilir ve tüneli kazmaya devam edebiliriz. Open Subtitles سيمكننا شراء الديناميت لمواصلة حفر النفق
    - Evet, komutanım! Bir çukur kaz ve tüm Amerikan dolarlarını göm. Open Subtitles عليك حفر حفرة، ادفن جميع العملة الامريكية.
    - Endüstriyel elmaslar 19. yüzyılda lağım kanallarında sondaj için kullanılırdı. Open Subtitles تم استخدام ماسات اصطناعية في حفر الهوة في القرن التاسع عشر
    Türkler, alttan tünel kazmayı denemiş; ama temellerin çok sağlam olduğunu anlamıştır. TED حاول الأتراك حفر سرداب تحت الأسوار ولكنهم وجدوا أن الأساسات شديدة الصلابة
    Önce güneşten sandım ama sonra kafamın üstünde bir delik açılıyormuş gibi hissettim. Open Subtitles ظننت أنها الشمس فقط، ولكن بعدها شعر وكأن يتم حفر حفرة بداخل رأسي
    Eğer biz bu artistler için bir market yaratabilirsek, onları toprak kazmak ve taş kırmak için işe almak zorunda kalmayacağız. TED لو أمكننا خلق أسواق لهؤلاء الفنانين، فلن نضطر لتوظيفهم في حفر الأرض وتكسير الحجارة.
    Onlar kariyer peşinde. kazmak onlarda saplantı. Open Subtitles ويفر هناك فتيات عمل انهم قلقين بشأن حفر الارض
    Afrika'da beş parasız hendek kazmak istiyorsan bana sorarsan manyağın tekisin demiştim, ama cesursun. Open Subtitles أنت تريد حفر خندق في أفريقيا ليس للمال اذا سألتني أنت مجنون ، ولكن خذ الكرات
    Evimin yakınında bir arazi var, müteahhidin biri ev yapmak için temel kazdı ve sonra da iflas etti. Open Subtitles وهناك الكثير قريبة بيتي ومطور حفر سرداب لبعض الشقق ثم أنها أفلست.
    O mezarı kazan kişi kendi mezarını da kazdı. Open Subtitles ..الرجل الذي حفر هذا القبر قد حفر قبرهُ أيضاً
    kazı makinası gibidirler.. Çine mi gitmek istiyorsun, seni oraya götürürüm! Open Subtitles إنها آلتي حفر إن كنت تريد الذهاب للصين سأخذك إلى هناك
    İyi olmalı. Baksanıza, sürekli kazı yapıp duruyor. Open Subtitles يجب أن يكون بخير إنه ما زال يعمل في حفر القبور
    Yarip geçmek imkansiz olunca müttefikler de siper kazmaya basladilar. Open Subtitles بدون ان يكون لديهم القدرة على الاختراق لم يجد الحلفاء خياراً سوى حفر الخنادق أيضاً
    Gel sen dört saat boyunca hendek kaz, sonra gelip daha zor mu söyle. Open Subtitles كنت حفر حفرة لمدة أربع ساعات ويقول لنا إذا كان عملك هو أصعب.
    Sekiz farklı sondaj şirketinden yapılacak bir bağış paketi teklif ettiler. Open Subtitles عرضوا عليّ حزمة من المنح المالية من ثمانية شركات حفر مختلفة.
    Billy, mezarını çatal ve kaşıkla kazmayı bırakmanı istiyorum. Open Subtitles ..بيلي,أنا اريدك ان تتوقف عن حفر مقبرتك بشوكة و ملعقة
    Tanım konmuş, ilaçlarım verllmiş ve göz ardı edilmiştim ve bu zamana kadar sesler tarafından o kadar işkence görmüştüm ki onları kafamdan atmak için kafamda bir delik açma teşebbüsünde bulundum. TED تم تشخيصي، تخديري و إهمالي، وكنت الآن معذبة بشدة من قبل الأصوات لدرجة أني حاولت أن حفر حفرة في رأسي لإخراجها.
    Hatta mezarına bir tünel kazıp, seni buraya getirme cüretini bile gösterdi. Open Subtitles حتى حفر نفق إلى المتنزه التذكاري لسحبك من مكان إستراحتك
    Belki Çin'den birisi kazmış ve onları öbür tarafa götürmüştür. Open Subtitles ربما أحد أخر من الصين حفر من الجهة الأخرى وأخذه
    Garajda bir cip var, dört çeker, üzerindeki kurşun delikleri... Open Subtitles خارج المرآب, أو أر في, سيارة بأربع عجلات يوجد بها حفر الرصاص بحجم ماتزوبا
    Tassa geleneksek bir sulama metodu 20-30 cm genişliğinde ve 20-30cm derinliğinde delikler tarım yapılacak tarlanın üzerine kazılır. TED تاسا هي وسيلة ري تقليدية حيث يتم حفر فجوات بعرض 20 إلى 30 سنتيمتر، وبعمق 20 إلى 30 سنتيمتر وتحفرٌ عبر الحقل لزراعتها.
    Ted ile eşit duruma gelebilmen için, son beş deliği geçmen gerekiyor. Open Subtitles عليك إحراز الضربات المحدده للخمس حفر الأخيره لتتعادل مع "ريد" في الصداره
    Kocama 2008'de iki düzine farklı ucu olan bir matkap almıştım. Open Subtitles اشتريت لزوجي مثقابًا كهربائيًّا مع دزّينتي مسامير حفر في عام 2008
    Öğleden sonramın önemli bir bölümünü burayı kazarak geçirirsem, cesedi bulamazsam Open Subtitles وأضعت أفضل وقت في فترة الظهيرة في حفر هذا المكان ، ولم نعثر على تلك الجثة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more