| Gofre kumaşlı gömleği giyecektim ama vokal grubumun lisansı bitti? | Open Subtitles | كنت سأرتدي السترة القطنية، لكن رخصة عملي كحلّاق انتهت للتو. |
| Saniyeler de sürebilir, saatler de. ehliyeti alırken öbür parmak izini vermiş olabilir. | Open Subtitles | قد يستغرق ثوان، أو ساعات إذا إستعمل الإبهام الآخر من أجل رخصة القيادة. |
| - Selam millet. Kurbanımızın silah taşıma ruhsatı olduğuna dair hiçbir bilgi yok. | Open Subtitles | مرحباً رفاق، لا يوجد أية سجل أن ضحيتنا يمتلك رخصة بحمل سلاح يدوي |
| ehliyet, parmak izi, tutuklama, hiçbir şey yok. - Seninle gelsem iyi olacak. | Open Subtitles | لا منافسة ، لا رخصة ، لا مطبوعات لا تفويضات ، لا شئ |
| ABC en az altı ay boyunca ruhsat almana izin vermeyecektir. | Open Subtitles | آي.بي.سي لن تدعك تحصل على رخصة ثانية لستة أشهر على الأقل |
| Arabaya gelince ehliyetim var ama önüme aniden bir şey çıkacağından korktuğum için gerek yok. | Open Subtitles | بالنسبة للسيارة لدي رخصة السياقة لكنني اخاف ان يظهر شيء فجأة لذا لا احتاجها |
| Çocuğa üzerinde uyuşturucu bulunup bulunmadığını veya izin belgesi olup olmadığını sordu. | TED | وسأل الطفل فيما إذا كان يحمل أية مخدرات أو فيما لو كان يحمل رخصة. |
| Kontun izni olmadan hiç ama hiç kimse içeri giremez. | Open Subtitles | لا أحد، لا أحد مطلقا، يجيئ بدون رخصة من الكونت |
| Ve bir dahaki sefere ehliyetin ve iznim olmadan arabamı aldığında polisleri arayacağım. | Open Subtitles | في المرة القادمة عندما تاخذ سيارتي بدون اذن او رخصة قيادة سابلغ الشرطة |
| Kavga eden adamlarıyla burada tezgah açmak isteyen birinin lisansı olması gerekir. | Open Subtitles | ..إن أراد رجل جمع بعض الرفاق ليتقاتلوا سوياً فإنه يحتاج إلى رخصة |
| Evet, özellikle de bunun için tutuklandığında dedektiflik lisansı iptal edilecek. | Open Subtitles | أجل، لاسيّما أنّ إعتقالها بتلك التهمة سينسف رخصة التحقيق الخاصّة بها. |
| Aslında taksi sürücüsü ehliyeti almak için ne gerekiyor onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | حتى أنني لا أعلم ما يتطلبه الحصول على رخصة قيادة سيارة أجرة |
| Şimdi bir Norveç ehliyeti al. Ne kadar zor olabilir ki? | Open Subtitles | فقط إذهب وأحصل على رخصة نرويجية لنفسك ما مدى صعوبة ذلك؟ |
| Ben sadece alkol ruhsatı duruşmamızın tarihini öne çekmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت مشغولاً في محاولة إيجاد وسيلة لاسترجاع رخصة بيع الخمور |
| ehliyet, pasaport, sosyal güvenlik numarası, banka hesabı hep silinecek. | Open Subtitles | رخصة قيادتك، جواز سفرك، ضمانك الاجتماعي حسابك المصرفي، سأمحوها كلها |
| Beni sen bırakacaksın çünkü annem ehliyet almama hiç izin vermedi. | Open Subtitles | و أنتِ ستقودين، لأنّ أمّي .لم تسمح لي بالحصول على رخصة |
| ehliyetim yanımda değil, ama sözüme güvenebilirsiniz. Bakın, şu benim. | Open Subtitles | لم أُحضر رخصة القيادة معي لكن خذها ككلمة صادقة |
| Fakat bir çocuk hiçbir yetki belgesi olmadan araç sistemimin kontrolünü alabilir. | TED | ولكنى سأسمح لطفل دون رخصة أن يتحكم فى غواصتي. |
| Tarım Bakanlığı görevlisi davarıma zarar verecek her şeyi öldürme izni verdi bana. | Open Subtitles | ميوجيل: أعطى رجل بي إل إم رخصة لقتل أي شئ خطر إلى ماشيتي. |
| Ve bir dahaki sefere ehliyetin ve iznim olmadan arabamı aldığında polisleri arayacağım. | Open Subtitles | في المرة القادمة عندما تأخذ سيارتي بدون إذن او رخصة قيادة سأبلغ الشرطة |
| Biliyorsun ki, suç soruşturmasına müdahale etmekten lisansını iptal ettirebilirim. | Open Subtitles | أتعلَم أن بوسعي سحب رخصة مزاولتكَ للمهنة لإقتحامك تحقيق جنائي |
| Sonra uçuş lisansımı büyük bir C notuyla elde ettim. | Open Subtitles | نعم، لذا أستحققت رخصة الطيران والسرطان هو ما أصبت به |
| Şu anda içki ruhsatını görmem gerekiyor beyefendi. | Open Subtitles | كل ما أحتاجه الآن أن أرى رخصة للكحول إذا لم تمانع يا سيدي |
| Ayrıca kendinle birlikte sosyal güvenlik numaranı, doğum belgeni ve ehliyetini getirmeyi unutma. | Open Subtitles | ويجب أن تحضر معك بطاقة ضمانك الإجتماعي و شهادة الميلاد و رخصة القيادة |
| Neden memleketime Londra ya da New York'tan bazı parçaları getirtebilmek amacıyla lisans almam aylarca sürüyor? | TED | لماذا يستغرقني أشهر الحصول على رخصة تصدير من لندن أو نيويورك من أجل الحصول على قطع لبلدي؟ |