| S.W.A.T. ekibi Malcom Black diye birini tutuklamış diye duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت بأن القوات الخاصه إعتقلت رجل إسمه مالكوم بلاك |
| Yılın bu zamanlarında Interzone çok güzel oluyormuş diye duydum. | Open Subtitles | سمعت بأن "الانترزون" رائعة جدا في هذا الوقت من السنة |
| "Sayın bay Striker, Duyduğuma göre sizde gereğinden fazla at varmış." | Open Subtitles | عزيزي السيد سترايكر : لقد سمعت بأن لديك الكثير من الخيول |
| Duyduğuma göre geçen hafta evliliğiniz nihayete ermiş. | Open Subtitles | لقد سمعت بأن زواجك قفز من بين . فك قرش الإسبوع الماضي |
| Ayrıca, duydum ki; Disney, yemeklerin kendi kendilerine tabaklara uçtukları bir 'Fantazi Restoran' açıyormuş. | Open Subtitles | في غضون ذلك , سمعت بأن ديزني فتح مطعم فانتازيا حيث تطير الأطباق بنفسها الى الطاولات. |
| Köklerinize. Temiz hava ve her yanı açık araziler. Kanada'da açık arazilerin olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | عد إلى جذورك، الهواء النظيف، الفراغات المفتوحة حسنا، سمعت بأن لديهم فراغات مفتوحة في كونيكتيكت |
| Genç ölmemek için en iyi yol bu diye duydum. | Open Subtitles | سمعت بأن أفضل الطريق هي أن لا تموت صغيراً |
| Misafirler, onlara getirilen bir hediyeyi test ediyor diye duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت بأن النزلاء قد قدموا هدية كانوا قد أحضروها معهم |
| Gölde biri kaybolmuş diye duydum. | Open Subtitles | هل تعلم ، لقد سمعت بأن هنالك أحد آخر قد فقد في البحيرة |
| - Bunu kız kardeşime de söyleseydiniz ya? Timsahlarla arası iyiymiş diye duydum. | Open Subtitles | من المؤسف جداً أنّكَ لا تستطيع التكلّم مع أختي لقد سمعت بأن لها ماضً جيّد مع التماسيح |
| Patron seni bir güzel pataklamış diye duydum. | Open Subtitles | سمعت بأن الرئيس قد أخذ في جولة لمدينة الضرب |
| Bizim İspanyol jimnastikçiymiş diye duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت بأن الأسبانيين ماهرين في لعبة الجمباز |
| Son Duyduğuma göre, izinsiz girmek kanuna aykırıydı. | Open Subtitles | على أخر ما سمعت بأن الأقتحام والدخول ما زال ضد القانون |
| Duyduğuma göre bu gece 27 kişi 'söz' verecekmiş... | Open Subtitles | إذاً، سمعت بأن هناك 27 وعداً لهذه الليلة حتى الآن |
| Duyduğuma göre öldüğün zaman çavuş küçücük oluyormuş, havuza girdiğin zamanki gibi. | Open Subtitles | حسننا سمعت بأن العضو يصبح صغيرا عندما يموت الشخص مثلما تكون في حوض السباحة |
| Anlıyorum da kardeşim, Duyduğuma göre sorun sadece Flint'te değilmiş. | Open Subtitles | عدّاك العيب ، لكنني سمعت بأن المشكله لا تنحصر لدينا في فلينت |
| Duyduğuma göre John artık o kadar sakin değilmiş öyle mi? | Open Subtitles | سمعت بأن جون ماعاد بتلك السهولة.. أهو كذلك؟ |
| Amerikan Vampir Derneği'nde Duyduğuma göre ona bir ders vermek istemişler. | Open Subtitles | لقد سمعت بأن إتحاد مصاصي الدماء الأمريكان كانوا يودوا أن يلقنوه درساً |
| O iyi mi? Efendim? Festival akşamı duydum ki, bazı serseriler onunla dövüş başlatmaya çalışmış. | Open Subtitles | هل هو بخير؟ في المساء الإحتفالي، سمعت بأن أحد الخبثاء حاول بدأ معركة معه |
| Aman tanrım, duydum ki bir keresinde Neko Case ve Ben Gibbard burada iş pişirmiş. | Open Subtitles | اوه , ياالهي سمعت بأن نيكو كيس وبين غيبرد كانوا هنا سابقا |
| duydum ki, şeytanlarla savaşmanın tek yolu cehenneme bir yolculuk etmendir. | Open Subtitles | لقد سمعت بأن الطريقة الوحيدة لقتال شياطينك هي أخذ رحلة إلى جحيمهم |
| Kampta bir büyücü olduğunu duymuştum fakat sen olduğunu düşünmeye cesaret edememiştim. | Open Subtitles | سمعت بأن هنالك عرّافاً في المخيف لكني بصعوبةٍ جرئت على التصور |
| Lord Latimer'in iyi olmadığını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت بأن اللورد لاتيمر ليس على ما يرام |
| Ve aynen tavuk lezzetinde olduklarını duydum. | Open Subtitles | وأنا سمعت بأن مذاقهم مثل الدجاج |