| Eski Asker İşleri Bakanlığı'nın raporlarda bahsettiği bir konu daha var. | TED | هناك أمر آخر تناولته إدارة شؤون المحاربين القدامى بالحديث في التقارير. |
| O asil burnunu başka insanların işlerine sokarsan, ya sikilirsin yada ölürsün. | Open Subtitles | لو حشرت أنفك في شؤون الآخرين إما ستعرض نفسك للمشاكل أو ستموت |
| İnsan, işi olmayan yere burnunu sokmamalı. | Open Subtitles | على الرجل أن لا يتدخل في شؤون الآخرين تلك لَيست قضية عادلة |
| Bulunduğun yeri bilmemek ve yabancıların işine burnunu sokmak senin konseptin falan mı? | Open Subtitles | هل مبدأك هو ان لا تعرفي مكانك ، وان تتدخلي في شؤون الأخرين؟ |
| Covert Affairs'da önceki bölümlerde... | Open Subtitles | في الحلقة السابقة من شؤون سرية |
| Aile meselesi. Bizi ilgilendirmez. | Open Subtitles | انها شؤون عائلية لادخل لنا بها |
| Ulusal güvenlik meseleleri, terörizmi öne sürüyorlar diğer her şey önemsiz. | Open Subtitles | من أجل شؤون الأمن القومي هم يعتمدون على قانون الباتريوت كل شيئ ماعدا ذلك تم تقليصه |
| Görevi bıraktığınızda Eski Asker İşleri Bakanlığı'nın bir parçası oluyorsunuz. | TED | عندما تترك الخدمة، تصبح ضمن مسؤولية إدارة شؤون المحاربين القدامى. |
| Beni affedin, Prenses fakat sıkıcı devlet işleri çağırıyor tabii annenizi de. | Open Subtitles | إغفري لي، يا أميرة، لكن شؤون الدوله السخيفه تنادي. كما تنادي أمك. |
| Devlet işleri, Baş Vezir denen bir başbakan tarafından yürütülüyordu. | Open Subtitles | كان يتحكّم في شؤون الدولة رئيسٌ للوزراء يسمّى الصدر الأعظم |
| Hiç değilse Tony buraya gelip ailemin işlerine burnunu sokmuyor. | Open Subtitles | على الأقل توني لا يأتي هنا ويتدخل في شؤون عائلتي |
| Biliyoruz ki, siz pezevenkler ve torbacılar.. ...başkalarının işlerine burun sokmayı seviyorsunuz. | Open Subtitles | إننا نعرفكم جميعاً أيها القوادين وتجار المخدرات، تحشرون انوفكم في شؤون غيركم. |
| Albay, Birleşik Devletler diğer halkların... işlerine karışmazlar. | Open Subtitles | عقيد ، الولايات المتحدة ليست في مهمة التدخل في شؤون الناس الآخرين |
| Gece kapıcısıyla mesai değiştirdik. Özel bir işi varmış. | Open Subtitles | تبادلت نوبتي مع البوّاب الليلي، كان عليه التعامل مع شؤون خاصة. |
| İnsan Kaynakları yeni yardımcılık işi için göndermiş. Ön görüşme yapıyordum. | Open Subtitles | أرسلها شؤون الموظفين بشأن وظيفة المساعدة، وكنت أختبرها |
| Sen kendi işine bakar mısın? | Open Subtitles | هل من الممكن أنا لا تتدخل في شؤون غيرك ؟ |
| O satılmış işe yaramaz lanet pislikler... başkalarının işine burunlarını sokup... kendilerini ilgilendirmeyen işlere karışıyorlar. | Open Subtitles | يتدخلون في شؤون الآخرين ويجعلون الأمر يخصهم أولئك الأوغاد المرتزقة |
| State of Affairs 1.Sezon 3.Bölüm "Gökyüzünün Yarısı" | Open Subtitles | Houssam Baha : ترجمة حلقة 3 ــ نصف السماء شؤون الدولة |
| Bunu okulun meselesi olarak görmüyorum. | Open Subtitles | أنا لا أرى أن هذا من شؤون الجامعة |
| Majesteleri, ülkenin her yerinde, Kraliçe'nin ülke meseleleri konusundaki yeteneği ve adanmışlığına dair övgüler duydum. | Open Subtitles | جلالتك, لم أسمع إلا الثناء في جميع الجهات لتفاني ومهارة الملكة كاثرين في شؤون الدولة |
| Bugün buralarda görmedim, ama insan kaynaklarından adresini alırım. | Open Subtitles | لم أره اليوم ولكن سأحصل على عنوانه من شؤون الموظفين |
| Şimdi kamu işlerini büsbütün bırakıyorum ve yükümü sırtımdan indiriyorum. | Open Subtitles | الان أترك كل شؤون البلد العامة لأضع هذا العبء والحمل |
| Onbirlerin milletvekilleri olarak kendi kendini yöneten insanlar mevcut, yanılıyor muyum? | Open Subtitles | كممثلو إحدى عشريّة تحت إدارة وزارة شؤون البيت ، صحيح ؟ |
| Kaba olmak istemem, ama aile işlerime bulaşmamanı tercih ederim. | Open Subtitles | لا أود أن أكون وقحاً لكني أفضل أن تبقى بعيداً عن شؤون عائلتي |
| - Eski eküriden birilerini görmek için falan. - Hayır aslında, kişisel meseleler yüzünden. | Open Subtitles | تلتقي ببعض الأصدقاء القدامى - لا في الحقيقة إنها شؤون خاصة - |
| Sadece ayık kal ve ev işlerinde ona yardım et. | Open Subtitles | عليك فقط أن تبقي دون مخدرات وتسـاعديهـا في شؤون المنـزل |
| OPM geçmiş kontrollerinden emeklilik imkanlarına kadar her şeye bakıyor. | Open Subtitles | (مكتب إدارة شؤون الموظفين) يُدير كلّ شيء من التحقق من المعلومات الأساسيّة إلى استحقاقات المعاش التقاعدي. |
| Benim işim biraz daha farklı Büyle ceset işleriyle pek üğraşmamıştım | Open Subtitles | عملي هو عادة على مستوى اعلى أنا لست معتادة على العمل على شؤون الموتى |